- Kategori
- Edebiyat
Şiir deyince

Üçüncü şiir kitabım
gündönümü
azalan ömrümüz
binek atlarla
çoğalır
karanfil kokulu
gündönümü
kalır geride
yaşanası gençliği
bilmek kolay mı
dizeleri
durdurulamayan zamanı / zamansızlığı; yaşanan hüznü duyumsatıyor mu!
“binek atlar, karanfil kokulu” imge!
Karanfil, sanat gerçeğinin zamana direnme tutkusunu taşıyor.
Şiirde doğru aramamak gerekir güzel, etkili olana bakılmalı.
Çünkü, şiir imgelerle düşünme sanatıdır.
Şiir dil sanatıdır.
Kelebek Ömrüm adlı şiirimde
“kelebek ” imgesi neyi anlatıyor?
serin suların akşam
koyun
telli duvaklı
yaşıyor gün
mavisinde boğaz
kelebek ömrüm
böyle kal
beyaz kanatlı delice
Şiiir emekçisi, ozan, sanat adamı, “İstanbul Beyefendisi”
Sait Maden,
Yeryüzü Şiiri, Şiir Tapınağı
adlı başvuru yapıtlarında şiiri,
“acemiliğin ustalığı” diye adlandırır.
Nuray Gökaksamaz,
Şiir Tasarımı ve Süreçleri
adlı yapıtında
“Şair, şiire bildiklerini unutarak girmelidir.” diyor.
Bu türde emek verenler ustayım demekten kaçınırlar hep.
Yine de dilimizde, dünya yazınında usta olanların varlığı şiiri öğrenmemizde bize yol gösteriyor.
Böyle bir savı olmayan bir örnek şiir:
aşk kapısı
duyulur ses
açılır yürek çağrıya
mırıldanır
gönül delisi söz
aşk kapısına
dur durak bilmeden
yürür soluksuz kız
kuşatılmışlığa
yol
gün
zaman doludizgin
Türkay Korkmaz
Yüzyüze tanışmadığım bir dost bu şiiri şöyle değerlendirmiş
blog.milliyet.com’da:
“Gönül kapısından girenler, zümrüt ovaların güzelliği ve ihtişamıyla şaşkınlığa düşerler ilkinde. Aklın ve gözün değişen kimyasıyla bakışırlar aşkın dönen pervaneliğinde.
Ne güzel şiir, sayın Korkmaz. Elinize sağlık. Selamlarımla.”
(Abbas Oğuz, 19 Ekim 2013)
Tüm bu gerçekler ışığında şiiri siz nasıl tanımlıyorsunuz?