Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '18

 
Kategori
Şiir
 

Şiir Dili

Şiir Dili
 

Ödüller


Şiir, ozanın dili yoğun biçimde kullandığı, imgelerin soyut çağrışımlar, anlamlar, anlamsızlıklar, anımsatmalar oluşturduğu bir anlatım türüdür

İmgeyle dilsel arayış, buluş, güdülenmiş dil oyunları, sanatlı söz dizimleri, toplumsal gerçeklik ve onun algılanışı  şiirde ozanla birlikte akar; ulaştığı yerde yeniden algılanır. Okur, şiirdeki çağrışımları, sözcük ilişkilerini ve imge örgüsünü çözdükçe kendini bekleyen duyusal / düşünsel tada dokunabilir. Bu dokunma eylemini başarmada okura çok iş düşmektedir

Salah Birsel,  Şiirin İlkeleri adlı yapıtında  şiirde asıl olan dilin söyleyemediğidir gerçeğini vurgular.”Şiir yazdığımız sözcüklerle değil dışarıda bıraktıklarımızla  yazılır.” yargısı şiirin dille sınırlı kalamayacağı anlamındadır. 

Dilin değişimi, başkalaşımı imgeyle gerçekleşir. Bu, biçemin ve sesin açığa çıkması imgenin dönüşümüyle üst imgeye açılır. Böylece şiire ulaşılır. Sözcükler arasındaki bağlantılar, gerilimler, yeni birleşimler; şiirin devingenliği, gerilimi ozanın önünde yer alırken  imge içeriği yakalanarak şiir  dönüştürülür. Bu aşamada söz sanatları işlev üstlenebilir. Bu gerçeği ozanın gerçekleştirmediğini kim söyleyebilir!

Etkileşim, dilsel, güzelduyusal, eytişimsel bilinç, görüngünün sürekliliği, çatışmalar ozanın duyabildiği, duyurmak istediği dingin ya da devingen gizil güç ozanların bilinci, usu olarak açıklanabilir mi? Ozan imgeyi nereye, neye açıyorsa imge orada fazla ya da eksik dönüşebilir.

Dilde dönüşüm, var olan nitelikler arasındaki bağların koparılarak yeniden kurulmasıyla gerçekleşir. Anlıktaki fazlalıklar atılarak sözcük yeni duyuma ulaştırır şiiri.Yeni nitelik, imge dönüşümü şiiri kurar. Bireşim, ayrıştırma, sancılı yürüyüş niteliksel, bütünsel bilgilerle beslenir. Şiir titreşim ile ulaştığı, nesnelleştiği ya da nesnelleşemediği gönderim alanında güzelduyusal algıya, güzel duyusal bilince ulaşır. Dil görüntü, ses olduğu kadar sessizliktir de.

Sait Maden, Yeryüzü Şiiri, Şiir Tapınağı adlı başvuru yapıtlarında şiiri, “acemiliğin ustalığı” diye adlandırır.   

Nuray Gökaksamaz, Şiir Tasarımı ve Süreçleri adlı yapıtında “Şair, şiire bildiklerini unutarak girmelidir.” diyor.

Bu türde emek verenler ustayım demekten kaçınırlar hep. Yine de dilimizde, dünya yazınında usta olanların varlığı şiiri öğrenmemizde bize yol gösteriyor.

Şiir öğretilebilir  mi?” sorusuna birlikte yanıt verebiliriz şimdi: “Şiir öğretilebilir değil, öğrenilebilir bir iştir.” * Bilmem ne dersiniz ?

 

*(M.H.Doğan,Papirüs,Haziran1999,sayı 28)

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..