Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '14

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

Şiirden kadınlar

Şiirden kadınlar
 

 Bugüne kadar ya ilklerinden ya başarı hikayelerinden hııı bir de bolca ama bolca 8 Mart klasiği olan “ kadına şiddetten” bahsedildi. Ediliyor… Edilecek de…  Ne yazık ki ülkemizde kadının adı hala ya şiddetle yada töreyle anılmakta… Ama ben size bugün başka bir tablo bambaşka bir Türkiye çizeceğim…

Kimini tanırsınız,  kimini tanımaz… Kimi yaşar, kimi yaşamaz… Kimi var olmuştur, kimi hiç yok olmamıştır… Onların tek ortak paydası (kadın olmak haricinde) şiir ve şiirin getirdiği ölümsüz olma halidir…

 

Evet, ben siz bugün onların şiirleriyle ve altına dipnot olarak ekleyeceğim biyografik alıntılarıyla sesleneceğim… Kiminize çok uzak gelecek bu sesleniş. Kiminizin kulak zarını yırtarak yüreğinizde sarsıntılar yaratacak… Şiirden kadınların hayalleriyle, düşleriyle kısa kısa onların soluklarını yanağınızda, ensenizde dudağınızda hissedeceksiniz…

Bugün onların günüyse şayet kutlanmalı… Sorunların konuşulacağı, tartışılacağı günler çok o yüzden bu gün kutlanmalı artık…

Ve kutlayalım alabildiğine… Hadi başlasın bu dünyanın ötesine varacak olan yolculuğumuz….

 

“ Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca

Alt katında uyumayı bir ranzanın

Üst katında çocukluğum

Kağıttan gemiler yaptım kalbimden

Ki hiç biri karşıya ulaşmazdı.

Aşk diyorsunuz,

limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! “ *

Ruhunu ütüsüz ve buruk gezdirmeyi sevdiğinden hiçbir zaman yeterince “düzgün insan” olamayan Didem Madak seslendi bize böyle “Siz N’anlarsınız Aşktan Bayım” diyerek. Güzel yürekli hemşerimdi. 41’inde yitirdik onu kanser illeti yüzünden… Yarım kaldı imgeleri Temmuz 2011’den beri…

 

Kendi kendime sus diyorum bayım… Sus…  Ama olmuyor gelip takılıyor bir şiir daha… Ve şairi haykırıyor hepimizin yerine;

“Bir şey var benden öte

İncimsi düzlüğünde denizin

biri dans ediyor

tutkun ve savruk

başını arkaya atışındaki soyluluk

tanrı bakışı bu

soysuz köhne **

…”

Diyor 1947 İstanbul doğumlu, gencecik yaşta evlenmesine rağmen bir çok şiir kitabına yataklık eden yüreğiyle; Gülseli İnal…

Ama ne güzel anlatıyor. Kadından öte bir duyuyla…

 

Duyar gibiyim sesinizi ben bunu bir yerlerden biliyorum dediğinizi... Size hiç yabancı gelmeyen bir melodiyle devam edelim bu yolculuğa ve seslensin şairi;

 

“ Dün gece sen uyurken

Çiçeklere su verdim

Ve insanların korkunç

Öykülerini anlattım onlara…

 

Dün gece sen uyurken

Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana

İşte bu yüzden, sırf bu yüzden

Yeni bir isim verdim sana

Destina…***”

Diyerek bizi bizden alıp götüren bir çok eseri, hasretliği o küçücük yüreğinde barındıran 1956 Aydın doğumlu şair Lale Müldür öylesine işlemiş ki o melodik acı nerde değse kulağımıza çok tanıdık gelir… Çok acı… Çok yırtıcı…

 

Sonra o aralanan acı kapısından içeri baştan aşağıkadın kokan imgeler süzülür… Ve şöyle seslenir şair;

“Mavi dövmeleri

Ve bitmek bilmez yasların çürük izleriyle

Durup ateşe bakıyorlar

Rüzgar estiğinde hepsi ürperiyor

Göğüsleri değiyor toprağa…****”

Toprak kokan kadınların öyküsü anlatan 1968 Maraş doğumlu, bir çok kitap yazan, Kürt meselesi üzerine kafa yoran ve şiirleri 24 dile çevrilen Bejan Matur çağırdı toprak kokan imgeleriyle bizi böyle… Nasıl da güzel anlatır bir bilseniz bu ülkenin bağrındaki kadınlarımızı… Ahhh bir bilseniz… Hangi acılarla yaşamasını öğrendiler. Bir evlat gibi bağırlarının orta yerine bastırdılar.

 

Uuttuğumuz, yenildiğimiz en mutlu olduğumuz anlarda çarçabuk geçen, en zor günlerde ise geçmek bilmeyen bir hale bürünen zamana seslenişe bırakalım tüm yaşantımızı ve;

 

“ Sanmayın ki güvendim

zamana

kayan bir yıldız kadar

yaşlı doğdum

ve çok gençtim

ölürken daha *****”

1941 doğumlu zaman adında bir kadın seslendi bize böyle... Ama adı önce kadın sonra Melisa Gürpınar… Ne geçmek bilmeyen zamanları ,ne akmak bilmeyen yarınları tuttu... Tutsa belki de bu şiir doğmazdı.

 

O kabından taşan ve kulağımıza hiç de yabancı gelmeyen bir melodi eşiliğinde nasıl da bırakıyor şiirini sol yanımıza;

“Büyü de baban sana,

Büyü de büyü

Acılar alacak yokluklar alacak,

Büyü de baban sana

 

Büyüde baban sana

Büyü de büyü

Bitmez işsizlikler, açlıklar alacak

Büyü de baban sana******”

Diyen mısralarla seslenen, Cemal Süreya’nın deyimiyle şiirin anası, bir ankette Dağlarca’dan sonra yaşayan en büyük şair seçilen ve uzuuunnn yaşamına bir çok kitap, şiir, ödül, acı, yaşanmışlık hikayeleri sığdıran yüce kadın 1933 doğumlu Gülten Akın böylesine toplumcu gerçekçi böylesi acıyla dokundu bize…

Eminim böyle baştan aşağı şiir kokan kadınların önünde bir tek ben değil, değerini bilen bir çok erkek diz çöker…

 

Yürekten selam olsun şiirden kadınlarımıza...

 

 

Kaynak, Alıntı:

*”Siz Aşktan N’anlarsınız ki bayım!” Şiirinden…

** “Bir şey var benden öte “ Şiirinden…

*** “Destina” Şiirinden

**** “Kadınlar” Şiirinden…

***** “Sanmayın ki güvendim zamana” Şiirinden

****** “Büyü yavrum” Şiirinden

 

 
Toplam blog
: 255
: 326
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

İzmir doğumluyum. Uzun düşünceler, kısa şiirler hayatımın büyük bir bölümünü kaplar. Öyle gökkuşa..