Siirt, Batman ve kahramanlar

Üç gündür Gabar dağının eteklerinde, Botan suyunun üzerinde kurulmakta olan bir barajın kalite yönetim sistem çalışmaları ile ilgili olarak Siirt Alkumru’daydım.

Çoğu yerde söylemişimdir, bu ülkenin kahramanları kuş uçmaz kervan geçmez yörelerde görev yapan, asker, polis, öğretmen, hekim, yargıçların yanı sıra, şantiyelerde çalışan, aylarca ailesini göremeyen inşaat elemanlarıdır. Onların hayatını ve yönetilmelerini takdirle izlemişimdir. Bu şantiyeleri yaşanılır hale getiren yöneticilerini her zaman kutlamışımdır. Cumhuriyet’in, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kıt imkanlarla ulaştığı yerleri görmek insanda heyecan yaratıyor.

Siirt Batman arasındaki yolun kalitesi neredeyse batı bölgelerimizdeki şehirler arasında yok. Aynen batıda olduğu gibi iki kent arasında zenginlik farkları göze çarpıyor. Siiirt’in yoksul görünümü, Batman’da bir anda Avrupai bir şehirle karşılaştığınızda garibinize gidiyor. Batman yakında doğunun , güneydoğunun Paris’i olur. Batman Mado pastanesi Türkiye’nin en iyi Mado’su seçilmiş, inanamayacağınız kadar modern bir pastane, bahçesi bir harika. Limonatasını tavsiye ederim giderseniz.

Arkadaşlar Tillo’ya da uğramak istediler, orada bir yatır varmış, dua ettiler.

Şantiye’de geceleri, sazlar çalındı, yemekler yendi. Etraftaki dağların verdiği ürküntü, gecenin neşesi içerisinde kayboluyordu. İçimizden geçenler, dağların öte yanında askerlerimizin terörler mücadelesinin ne kadar önemli olduğu idi.

Batman havaalanından Ankara’ya gelişte, poisin ayrıca sabıka kontrolü yapmasını yadırgadım, sanki yurt dışında dönüyor gibi. Ama terörün oluşturduğu tedirginlik nedeniyle olduğunu düşününce insan pek fazla bir şey diyemiyor.

Üç gün gazetesiz, zaman zaman televizyona bakarak, ama yoğun çalışarak geçti.

Bu ülkede Cumhuriyet’in temel ilkeleri, laiklik ve benzeri konularda Ankara, İstanbul ve İzmir’de oturarak çok şey yapmak mümkün değil. Seçim öncesi mitinglerde Samsun’un doğusuna geçmeyen insanlar oralarda kimlerin okullarda dersler verdiğini, küçük çocukları kızlı erkekli nasıl yetiştirdiklerini göremezler. Göremedikleri için de bu oylar nereye gidiyor diye şaşırırlar, nedense ben hiç şaşırmıyorum.

Siirt’e yolunuz düşerse Dilan’ın tereyağlı fıstıklı baklavasını yemenizi öneririm.