Silahların gölgesinde Beyoğlu

Polislerin gölgesindeki Beyoğlu…

Güvenlik mi, özgürlük mü ikileminde bırakılmak istenen insanlara, Beyoğlu’ nda yaratılan psikolojik polis baskısından daha iyi bir seçenek sunulmalı.

Kimilerinin kendini kaybetmeye, kimilerininse kendini bulmaya geldiği İstiklal Caddesi, özgün mimari dokusunun yanı sıra tüm gelen insanlara tanıdığı kısmi özgürlükler ile günlük ortamlarında sıkılan insanlara yeni bir soluk alanı açmayı sürdürüyor. Fakat bunun ne kadar süreceği ya da Beyoğlu’ nun geleceği nasıl olacak gibi sorular artık herkes tarafından sorulmaya başlandı. Bunun başlıca nedeni, Beyoğlu çevresinde uzun zamandır polisler tarafından yaratılan psikolojik baskı ortamının iyice gün yüzüne çıkmaya başlamasıdır.

Özellikle hayattan hakkını alamamış varoş gençliği, televizyondan izlediği hayatlara biraz daha yakın olabilmek için, hafta sonları ve özel günlerde Beyoğlu’ na akın ediyor. Bu gençlere yönelik polisin ilginç bir tutum izlediğini İstiklal Caddesi' nde gezen herkes görebilir. Tamamen sübjektif öğelerle (yani; tip, kılık kıyafet gibi) hareket eden polis, gözüne kestirdiği bu gençleri günün her saati çevirip, kimlik kontrolü ve üst araması yapıyor. Bu tür bir uygulamaya kitle önünde maruz kalan gençlere verilmek istenen mesaj gayet açıktır. ‘ Buraya ait değilsiniz.’

Bu Taksim’ de yaratılmak istenen korku krallığının yalnızca görünen en küçük kısmıdır. Daha vahim olanları ise şöyle sıralayabiliriz: Her gün binlerce insanın gezdiği İstiklal Caddesi' nde bazen tek bir insanın bile yürümesi zorlaşırken, o kalabalığın içinde ellerinde MP5 otomatik silahlarla gezen resmi polislerle defalarca karşılaşır ve çarpışırsınız. Bunun yanı sıra diğer bir önemli ve aynı zamanda komik olay ise, İstanbul’ un ve özellikle Taksim’ in her yanı MOBESE ve Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü' nün kameralarıyla 24 saat izlenmesine rağmen, gün ortasında çantanız ya da cüzdanınızız çalınabilir ve suçlular onca kameraya rağmen yakalanamaz.

Demek ki onca resmi polis ortalıkta yalnızca gövde gösterisi için dolaşıyor. Ayrıca Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde 19 ayrı amirlik olmasına rağmen, onca polisin İstiklal Caddesi' nde gezmesine anlam vermek daha da zorlaşıyor! Ben günlük hayatımda, yürüyüşe çıktığım, yemek yediğim, çay içtiğim ortamlarda ellerinde otomatik silahlarla gezen polisler görmek istemiyorum.

Her gün birkaç polise, olaya tanık olduğum Beyoğlu’ nda, özellikle resmi polislerin suçu önlemede ya da suçluyu yakalamada bir işe yaramadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Tam tersine belirttiğim gibi var olan ortamı silahlarıyla terörize ederek insanların keyfini kaçırıyorlar.

Ellerinde otomatik silahlarla gezen polisler yerine, resmi polisler için konsolosluklar önlerinde olduğu gibi yalnızca başvuru için birkaç tane polis noktası konabilir. İstiklal caddesinin güvenliği için ise, zaten var olan sivil polislerin sayısı artırılabilinir ya da var olanla idare edilebilinir.