- Kategori
- Blog
Şile Rüzgarı

sema.sema:)
Leyla Önder arkadaşımızın önderliğinde yapılan Şile toplantımızın tadı sanırım katılan diğer blog arkadaşlarımın da damağında kaldı. Bunun böyle olduğunu Şile toplantı izlenimlerini, diğer arkadaşlarımız da teker teker aktarmaya başladığında göreceksiniz. Yazıları okudukça eminim gelmeyenler keşke bizde orada olsaydık diyeceklerdir.
Şile ye eşimle vardığımızda saat 17.30 civarlarıydı. Rüzgârlı ve sert havası zaten sürekli üşüyen beni daha da üşütmeye fazlasıyla yetti arttı bile. Ortalık sessiz sakin sokaklarda tek tük insanlar dışında pek bir hareket yoktu. Yazın ki kalabalığın aksine, kışın kabuğuna çekilmiş tam bir tatil beldesini andırıyordu.
Zaten avuç içi kadar olan Şile sokaklarında ilk rastladığım grup bizimkiler çıktı. Daha önce gelmiş olan Beenmaya (Özlem), Celal Çelik, Neşe Evrim, Yağmur zamanı(Sema), Mehmet Eren keşif gezilerini bitirip otellerine geri dönmekteydiler. Hoş beş tanışma faslından sonra tekrar Sunset’ te görüşmek üzere ayrıldık.
Sunset restorana vardığımda Kapıda beni restoran sahibi Şevki Bey olanca güler yüzlülüğüyle karşıladı. İçeriye doğru bir göz attığımda İzmir’ den herkesten önce gelen İlyas Bayram bey ile tanışma fırsatım oldu.
Saat 19.00 civarlarında artık yavaş yavaş diğer arkadaşlarda gelmeye başladı. Umarım unutmadan herkesi yazabilirim buraya. Muğla’dan Müyesser Saka Hanım ve eşi, Zeynep Gülay Kibaroğlu, Bülent Göncü, Yeşim Koç, Meral Yağcıoğlu Babası ve Kuzeni ile birlikte bizlere katılmışlardı. Alptekin Yıldız, Sebahattin Çetin, Sema Şener, Ezgi Umut, Serap İnce, Asi yazar eşi ve kardeşi, Ruksan İldan, Gül’ün içinden ve eşi, Haşim’ ce ve eşi, Latif bey ve eşi o gece ki eğlencemizin mihenk taşlarıydılar. Ve Pirmete beyin, Sabiha Rana’nın, Erol Aslan’nın da çok zarif çiçekleri ortama renk kattılar, buradan teşekkürlerimizi iletiyorum. Hatta Pirmete Bey’in çiçeğiyle Yağmur zaman, ben, Özlem ve Haşim’ce fotoğraf çektirme yarışı yaptık-)
Bunlar olur biterken Leyla Önder hala ortalarda yoktu ve geceye en son kendileri katıldılar. Gerçi ‘’Bunu sakın böyle yazmayın, hepimizden önce gelip kapıda teker teker bizleri karşıladı deyin’’ şeklinde bir uyarı aldık kendilerinden ama sonradan öğrendik ki bir arkadaşımızın rahatsızlığından dolayı gecikme olmuş. O yüzden biz onu kapıda varsayıp ikram şekerlerini bile yedik.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Şile Belediye Başkanının da bizleri ziyaret ederek onurlandırması şeref verdi efendim. Kendilerine teşekkürlerimizi iletiyorum buradan.
Yemekler, sohbetler, şiirler mekânı dolduran hafif bir müzik eşliğinde neşe içerinde sırasıyla kendiliğinden oluşan eylemlerimizdi.
Bu arada gecenin hatırası olarak İlyas Bayram Bey’in bizler için hazırladığı She-le Cd ‘si ni ve Leyla Önder arkadaşımızın bizlere hediye ettiği Şile bezinden küçük lavanta torbalarını gecenin hatırası diye aldık çoktan sakladık bile.
Artık müziğin temposu arttığında ise kimse yerinde duramadı her birimiz samimi ve içten dostluk arkadaşlık içerisinde coştuk eğlendik. Alptekin Bey gecenin fotoğrafçısı ve gitaristiydi. Sebahattin bey Cem Karaca şarkılarıyla bizleri eskilere götürüp gözlerimizden bir iki damla yaşların akmasına neden oldu. Neşe hanım, Sema hanım ve Bülent Bey’in coşkulu neşeleri, hepimize daha da neşe kattı.
Benim oradan ayrıldığım da saat 01.30 u gösteriyordu, ertesi sabah edindiğim bilgilere göre eğlence
Daha ne denebilir ki MB blog olalı sanırım böyle eğlence yaşamamıştır.
Ertesi gün yine soğuk ve rüzgâr eşliğinde küçük bir Şile turu yaparak limana kadar yürüyüş yaptık hep birlikte.
Bu yürüyüş esnasında Celal bey’i yakından takip eden sağdık bir arkadaş vardı. Sanırım MB ‘a yeni bir transfer söz konusuydu. Bu konuda kendisiyle görüşme talebinde bulunuyordu. Bu konuda Celal Bey eminim bir blog yazacaktır.
Ayrılık vakti geldiğinde ise Haziran’ a kadar İnönü toplantısını bekleyemeyiz yine bir toplantı planları konuşularak biraz ayrılık hüznü ile ama çokça eğlenceden, samimiyetten aldığımız haz ile vedalaşıp ayrıldık.
Diyorum ki gelemeyenlerde keşke gelebilseydi.