Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '12

 
Kategori
Siyaset
 

Silivri zindan olalı...

Silivri zindan olalı...
 

Silivri'de davayı izleyenler...


Ümraniye’de  bir gecekondunun çatısında  -sayısı hakkında net bir karara varılamayan- bulunan el bombaları ile başlayan ve birçok davanın birleştirilerek ‘Ergenekon Davası’ adı altında görüldüğü bir dava...

 

Soner Yalçın’ın SAMİZDAT (Hakikatlere Dayanacak Gücünüz Var mı?) kitabının 183. sayfasından, S.Yalçın’ın kitabından devam edelim, S.Y soruyor; “Peki size bir soru daha. Ümraniye’de kaç bomba bulundu? 27’mi? Siz öyle sanınız!

Beş yıl geçti; daha sorunun yanıtı belli değil.

Şaşırdınız mı?

Bakınz: Evde bombalara ilişkin hiçbir tutanak düzenlenmedi. Karakolda düzenlenen tutanaklar sanki gecekonduda düzenlenmiş gibi gösterildi.

..Ümraniye asayiş şubesine göre 27 adet bomba bulundu..İstanbul emniyeti bomba imha tutanaklarına göre ise bomba numaralarını alt alta yazınca çıkan bomba sayısı 39!”

Tüm bu çelişkilere verilen yanıt ise bilindik, “SEHVEN”!

...

 

Bu “SEHVEN” ifadeleri ‘ergenekon davası’ süreçlerinde karşımıza çok çıkacak.

Teğmen M. Ali Çelebi adını okur anımsar, hani telefonuna bilirkişi raporunun tespit ettiği  üzere “Hizb ut Tahrir” örgütüyle bağlantılı kişilerin isimlerinin  emniyette yüklenmesi ile kamuoyunun yakından tanıdığı  M.A. Çelebi! Suçsuzluğunu ve uğradığı komployu ispat edene kadar 975 gün tutuklu kalmıştı, savunması tarihe geçti!

...

 

Kamuoyu o herkesin bildiği “derin devlet” denen yapının, tıpkı İtalya’da olduğu gibi ortaya çıkarılıp yargılanmasını beklerken oluşturulan ‘torba davalar’ giderek AKP iktidarına/hükümetine muhalif olanların uygun torbalara doldurulup yargılanarak bertaraf edildiği süreçlere dönüştü.

...

Uzun soluklu davalara ilgi duyan yurttaş, gazeteci, hukuk adamlarının dosyaların içerisinde kaybolduğu dava süreçleri herkesin bildiği üzere görülmemiş bir medya bombardımanı altında yürütüldü. İnsanlar peşinen “suçlu” ilan edildi, linç uygulandı...

...

Hayatın olağan akışına ters, tamamen birbirine zıt dünya görüşlerine sahip insanlar garip bir biçimde aynı ‘örgütün’ üyeleri olarak gösterildiler. Gizli açık tanıkları akıllara zarar dava süreçleri giderek kamuoyunda güvenilirliğini yitirdi. Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ’un sanık, PKK’nın ikinci adamı Şemdin Sakık’ın tanıklığı...

 

Gelinen süreçte  ‘torba yargılamalar’ bumerang gibi AKP iktidarını vurdu! AKP iç ve dış kamuoyunda giderek daha çok eleştirilmeye başlandı, iktidarının ilk dönemlerinde fütursuzca sunulan destek giderek azalmaya ve bu sürecin doğal sonucu ekonomik göstergelere de yansımaya başladı.

...

 

 

 

Ocak 2009’da 11. dalga operasyonları sürerken  ‘Bu dava bitmez’  başlıklı yazımda; “Dava bir zamanlar teröre karşı yürütülen mücadelede yer alanların yasa dışı uygulamalarını sorgularken, hukuki süreci işletirken; diğer taraftan muhalefet örgütleyen kesimlere açık ve net bir şekilde yönelmesi manidar görülüyor. İlk defa polis ve sendikacının tutuklandığı dalgada gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.

 

Terör ile mücadelede yasadışı uygulamalara sapanlar ile her halde AKP iktidarından mutlu olmayan toplum kesimlerinin; mitingler düzenlemelerini, toplantılar yapmalarını, örgütlenmelerini demokrasinin gereği sayarak açık ve anlaşılır şekilde, gizlisi saklısı olmadan tepki koymalarını Ergenekon torbasına doldurmanın bir açıklaması vardır.

 

 

İlginç bir süreç gelişiyor. Akşam "kahraman" yatıp sabahında " suçlu" uyanılan zaman(!) makinesinden geçiyor memleket" demiştim.

...

Dava süreçlerine dair geçmişte çokça yazı yazdım. Özgün değerlendirmelerimi MB okuru ile paylaştım. Gizli tanıkları, tartışmalı delilleri, tutarsızlıkları ile dava süreçlerine başlangıçta destek verenlerin geri durduğu, “arınma”  ya da “geçmişle hesaplaşma” beklemekten çoktan vazgeçtiği, umudunu yitirdiği noktada; iktidarın bu karmaşanın içinden nasıl bir manevra ile sıyrılacağı sorusu çokta umurumda değil. Asıl olan ülkenin geçmişi ile hesaplaşma, derin yapıları oyundan atma ihtimalinin AKP’nin beceriksizliği sonucu heba edilmesi. Tabi bunu söylerken AKP iktidarlarına destek verenlerin beklentileri açısından bakıyorum sürece.

 

Gerçekten geçmişle, gladyo ve benzeri yapılarla devrimcilerin hesaplaşacağından, mağdurların hesap soracağından hiç kuşkum yok, olmadı da!

...

Şimdi geldiğimiz noktada gözler Silivri’ye çevrilmiş bulunuyor. Savcının mütalaasını okuyacağı 13 Aralık’ta siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları Silivri’ye akın etti.

Davayı izlemek için gelenlere biber gazı ve su ile müdahalelerin yaşandığı süreçte “Faşizme Karşı Omuz Omuza”, “Ordu Millet El ele, Tam Bağımsız Türkiye” sloganları atılıyor.

...

Savcının mütalaasının beklendiği davada ek iddianame gündeme geldiğine dair haberler paylaşılıyor....

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..