Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Şubat '09

 
Kategori
Felsefe
 

Simyacı"dan

Simyacı"dan
 

yol vardır derde salar, yol vardır müptezel kılar. Kitaptan çıkıp kitaba gitmiyorsa yol dediğin...


Simyacı"dan
Çok beğendiğim bir kitaptan çok sevdiğim bir öykü bu... Paylaşmak istedim. Delikanlı, hayatın gizlerini öğrenmek ister. Nasıl bir hayat yaşamalıyımki sonunda geriye dönüp baktığımda güzel yaşanmış bir hayat görebileyim diye sorar... Delikanlıya bunu öğrenebilmek için simyacıya git o sana bunu öğretebilir derler. Bunun üzerine delikanlı düşer yollara ve sonunda simyacının yaşadığı saraya ulaşır. Yüksek bir yerde çok büyük ve çok güzel bir saraydır bu.. Delikanlı bahçeden geçip içeri girerken hayranlıkla izler her tarafı. İçeri girdiğinde içersinin çok kalabalık
olduğunu görür. Simyacıyla konuşmak isteyen insanlardır bunlar. Delikanlı sonunda ihtiyar adamla tanışabilmiştir. Ona ne için geldiğini anlatır ve ondan ne istediğini... Simyacı delikanlıya şimdi ilgilenmem gereken misafirlerim var ancak seninlei ki saat sonra ilgilenebilirim, tabi beklemek istersen der. Delikanlı beklerim der hemen.. Bunun üzerine simyacı delikanlıya bir tahta kaşık verir ve içine bir damla yağ damlatır. Bu kaşığı al ve beni beklerken sarayı dolaş ama dikkat et kaşıktaki yağı dökme! der ve delikanlının yanındanayrılır. Delikanlı başlar sarayda dolaşmaya. Çok büyük bir yerdir burası her yeri dolaşmak epey zaman alır. Bu arada delikanlı elindeki kaşığın içindeki yağı dökmemek için çok büyük çaba sarferder ve yağı dökmeden salona geri gelmeyi başarır. Simyacı da diğer misafirlerini yollamıştır ve o da delikanlının yanına gelir. Ve delikanlının elindeki kaşığa bakar.. Güzel, yağı dökmemişsin aferin sana der.. Ve ardından sormaya başlar. Sarayı gezerken duvarlardaki acem halılarını gördün mü, delikanlı hayır der, peki gümüş vazoları gördün mü? Yine hayır der delikanlı... Peki duvarlardaki tablolar sence güzel miydi der simyacı? Delikanlı bilmiyorum der çünkü görmedim onları der. Simyacı sormaya devam eder.. Bahçedeki rengarenk çiçekleri de mi görmedin? Delikanlı gördüm der ama kaşıktaki yağı dökmemek için bütün dikkatimi kaşığa vermiştim. Onun için hiç bir şeye dikkatli bakamadım der. Simyacı bunun üzerine delikanlıyı tekrar gönderir sarayı dolaşması için... Delikanlı bir süre sonra elinde kaşıkla tekrar gelir.. Yine yağı dökmemiştir.. ihtiyar adam delikanlıya aynı soruları tekrar sorar.. Delikanlı soruların hepsine evet gördüm ve hepsinin ne kadar güzel olduğunu farkettim der. Aynı zamanda yağı da dökmedim der. İşte hayatta yapman gereken şey bu der ihtiyar adam.. Hayatta bir amacın mutlaka olmalı hatta hedefine ulaşınca yeni bir hedefin olmalıdır daima... Acak bu hedeflerin peşinde koşarken çevrendeki bütün güzelliklerin ve olan biten her şeyin farkındaolmalısın.. Yani yaptığın her şeyde dengeyi yakalayabilmelisin... Aksi halde ilk seferde olduğu gibi sadece bir yere odaklanarak en büyük hatayı yapar ve hayatı ıskalarsın delikanlı der... Ve bizim hayatı ıskalamak gibi bir lüksümüz hiçbir zaman olamaz... Çünkü bu hayatı yaşamak için ikinci bir şansımız yok... Böyle biter öykü.....
Dertlerin, hayat kaygısının, bin bir türlü sorunun her şeyimizi alt üst ettiği şu zamanlarda belki hepimiz birer simyacı olamayız... Ama ne olursa olsun farkındalığı hayatımıza bir şekilde yerleştirmeliyiz. Aksi halde hedeflerimiz peşinde koşarken hem etrafımızdaki çok sevdiğimiz insanların bizden ne kadar uzaklaştığını hem de saçlarımızın ne kadar ağardığını hiç göremeyiz. Bunu gördüğümüz zaman iş işten geçmiş olacaktır yani hayatı ıskalamış olacağız...
Ve bir daha dönüşü olmayacak... Asıl farkın her şeyin farkında olmak olduğunu düşünüyorum ben... Farkındalıklarla farklı bir hayat yaşamak dileğiyle...........

 
Toplam blog
: 7
: 1164
Kayıt tarihi
: 22.02.08
 
 

1981 Sivas doğumluyum. Erciyes Üniversitesi mezunuyum. Kamu personeli olarak göev yapmaktayım. ..