Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '17

 
Kategori
Alışveriş - Moda
 

Sınavlar Tümden Kalkıyor mu, Sınav Sistemi mi Değişiyor?

Sınavlar, tümden kalkıyor mu, sınav sistemi mi değişiyor?  

Sınavlar, tümden kalkıyor mu, yoksa sınav sistemi mi değişiyor mu? Öğrenciler, öğretmenler, eğitimciler, veliler şaşkın. Milli Eğitim Bakanları, bürokratları da neyi, nasıl değiştireceklerini düşünüyorlar. Sınavları, tümden kaldırsalar olmuyor; çünkü okullar arasında eğitim öğretim bakımından uçurum var. Her veli, çocuğunu daha iyi, seçkin bir okulda okutmanın peşinde.

TEOG nedir?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı (TEOG), 8.sınıf öğrencileri için yapılmakta olan sınavın kısa adıdır.

TEOG sınavında, Türkçe, matematik, fen bilimleri, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi ve T.C. inkılâp tarihi ve Atatürkçülük derslerinin öğretim programlarında yer alan kazanımlarını, öğrencilerin elde etme seviyesinin ölçülmesi amacıyla çoktan seçmeli soruların yer alacağı ortak sınavlar uygulanır.

TEOG Sınavı elbette ideal bir ölçme ve değerlendirme aracı değildi. Ama TEOG sınavının kaldırılıp yerine yeniden tasarlanacak ve uygulamaya koyulacak olan sınavın TEOG’ dan dan daha iyi olacağı, denenmeden, deneme sonuçları verilerine göre uygulama alanına konulmadan anlaşılmaz.

Atatürksüz öğretim izlencesinde, din dersinin saatinin arttırılmasından tatmin olmayan iktidar, öğrencileri istediği ölçüde dindarlaştıramadığını anlıyoruz.  TEOG ‘un kaldırılmasıyla, İmam Hatipleri Türkiye'nin gözbebeği yapma düşünü gerçekleştirmeye yönelik hareket ediyorlar. Bu ülkede, sosyal, kültürel, teknik nitelikte liseler de var. Bu okulların da sorunları var. Üstelik bu okullar, ülkemizin sosyal, kültürel, teknik alanlarda insan gücü yetiştirme niteliğinde. Genel olarak bu okullar:

 Fen Liseleri, Anadolu Liseleri, Teknik Liseler,Çok Programlı Liseler, Güzel Sanatlar Liseleri,Öğretmen Liseleri,İmam Hatip Liseleri,Ticaret Meslek Liseleri,Endüstri Meslek Liseleri,Sağlık Meslek Liseleri,Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri,Astsubay Hazırlama Okulları,Açıköğretim Lisesi/Mesleki Açıköğretim Lisesi

Yansız bir “ölçme ve değerlendirme” ile öğrenci, öğretmen, yönetici, veli rahatlayacak, huzur bulacaktır. Ön koşul tüm çocuklara ve gençlere fırsat ve olanak eşitliği sağlanmış olması gerekliliğidir. Tüm Cumhuriyet Hükümetleri eğitimde fırsat ve olanak eşitliğini programlarına almışlar; ne var ki tam olarak gerçekleştirememişlerdir. Nedeni, çocukların yaşadığı ortamlar arasında sosyal, kültürel, ekonomik açıdan uçurum vardır. Bizim çocukluğumuzda, olanakları sınırlı olan öğrencilere, devlet elini uzatır; yatılı okullarda okuturdu. Ülkenin gereksinmesi olan öğretmen, subay, polis, teknik elaman devletin denetiminde yetiştiğinden, birtakım kötü amaçlı örgütlerin, cemaatlerin, tarikatların tuzağına düşmezdi.

Bu bağlamda şu soruyu sormak bir eğitimcilik görevdir; “Siz sınav kaldırmak yerine, niçin öncelikle tüm ülkenin çocuklarına eğitimde fırsat ve imkân eşitliği sağlama peşinde değilsiniz?

Kuşkusuz bir ölçme değerlendirme (yani sınav) sistemi olmadan, eğitim olmaz Ama bu gerçek bir ölçme değerlendirme sistemi olmalı ki toplumda huzursuzluk yaratmasın.

Her çocuğun yakınındaki istediği okula gitmesi iyi de yakınındaki okula istek çoksa o zaman da ilgili okul sınav yapsın deniyor. O okulda, sınav hazırlama yöntemini, tekniği bilen öğretmen var mıdır? Her okulun, değişik nitelikte soru hazırlaması, eğitimde fırsat eşitliğine gölge düşürmeyecek mi? Belli öğrencilere soru sızdırılmayacağını hatta soruların satılmayacağını kim güvence altına alabilir? Bu ülkede, sınav soruları çalınmadı mı? Diyelim bunların hiçbiri olmadı? Hatırlı, güçlü veliler; çocuklarını iyi okula kayıt ettirmek için okul yönetimine baskı yapmazlar mı? Siyasal erkin bu konudaki isteklerini, okul yönetimleri geri çevirebilirler mi?

Bu sorulara, yanıt vermek zor; çünkü geçmişte belli okullara çocuklarını, kayıt ettirmek isteyenler, her yolu denemişlerdi.

Çünkü olduğu gibi yönlendirmeyi hedefleyen ve sağlayacak olan bir sistem tasarlanmaktadır. Yönlendirmeyi amaçlayan bu sistemde, yönlendirme ölçütü çocukların yeterlilikleri değil, hangi okuldan geldikleri olacaktır.

Unutmayınız çok önemlidir; “Değer biçmeye yönelik ölçme değerlendirme” olmadığı sürece, çocukların kendi özellik ve yeteneklerine ilişkin geleceğe yönelik eğitim almalarını sağlamak ve onların yaşamlarında çok verimli olmaları sağlamak mümkün olmamaktadır. Bu on yıllardır test edilmiş gerçektir.

Daha doğrusu söz konusu “sınav” gerçek ve olması gereken bir sınav olmayacaktır. Neden derseniz? Çünkü gerçek sınavlar ideolojik ve siyasi amaçlara göre şekillendirilen sınavlar değil, değer biçmeye ve biçilmiş değerleri yetiştirmeye yönelik sınavlardır. Değer biçme ve yetiştirme işi de siyasi, ideolojik değil öncelikle bilimsel ve evrensel ölçütleri olandır.

Şimdi yeni sistemde “herkes istediği okula gidebilecek” düşüncesi üzerine yapılanacaktır. İşte asıl bu eşitsizliktir; çünkü veliler çocuklarını iyi okullara kaydettirmek için yarışacak, bu durumda olanakları elverişli, güçlü olan velinin çocuğu daha nitelikli okula kaydını yaptırırken diğeri bakakalacaktır

Bir ortaokul öğrencisi okul puanı ve alan ile ilgili değer biçmeye yönelik” olmayan sıradan ve özelliksiz “yetiştirmeye ve biçimlendirmeye” yönelik sınavlar ile istedikleri okula yönlendirileceklerdir.

Örneğin; Fen Lisesi’ne gidecek bir öğrencinin, Fen Lisesi’ne yönelik bir “değer biçme” sınavından geçmesi gerekmiyor mu? Öğrenciler, Fen Lisesi’ne girdikten sonra tipik bir Fen Lisesi öğrencisi olabiliyorlar mı?

Sorusunun yanıtı, eşitlik herkesi yetenekleri ve yetileri doğrultusunda eşitçe değerlendirmektir. Herkesi her okula gidebilmesini sağlayacak önlemler ve düzenlemeler yapmak değildir.

Fen Lisesi’nin, Sosyal Bilimler Lisesi’nin, Anadolu Lisesi’nin ve diğer liselerin sınavlarını gelecek ortaokul öğrencilerinin geldikleri okullara göre ve gelirken getirdikleri okul özelliklerine göre değil, gidilecek okulun(lisenin) özelliklerine göre test edilecek bir ölçme değerlendirme eşitliğin ve eğitimde yönlendirmenin ideal uygulamalarındandır.

Çok daha ideali ortaokul sürecindeki “yeti ve yeteneklerin” belirleyici olduğu ve yönlendirildiği bir sistemdir; ancak bu sistemde de mesleki ortaokulların yönlendirileceği yer aynı alana yönelik mesleki liselerdir. Zaten itiraz da buna.. Çünkü işin ideolojik boyutu olduğu için asıl ideal olana ve ideal olana yönelik bir çalışma asla söz konusu olmuyor. Amaç, İmam Hatip Ortaokulu’na gidecek bir çocuğun Fen Lisesi veya akademik liselere gitmesini sağlamak yerine, o çocuğun akademik amaçlı ortaokula gitmesi gerekir. Böyle olursa hiç bir sorun kalmaz. Ama amaç, doğru ve bilimsel olana yönelik bir çalışma değil; bütün okulları imam hatipleştirmek

Öneriler:

1.Matematik ve fen bilgisinden, Türkçeden 5.6.7.8.sınıfta not ortalaması,65 puan ve üzeri olan öğrencilere; Fen Liseleri’ne, İngilizce eğitim yapan Anadolu Liseleri’ne, Öğretmen Liseleri’ne, Teknik Liseler, Askeri Liseler sınavına girme olanağı sağlanmalı.

2.Türkçe, sosyal bilgilerden, 5.6.7.8.sınıfta not ortalaması,65 puan ve üzeri olan öğrencilere; 5.6.7.8.sınıfta not ortalaması, 65 puan olan öğrencilere; Sosyal Bilimler Lisesi’ne, girme olanağı sağlanmalı.

3.Türkçe, spor, müzik, resimden, 5.6.7.8.sınıfta not ortalaması, 65 puan ve üzeri olan öğrencilere; güzel sanatlar ve spor liselerine girme olanağı tanınmalı.

4.2002’den önceki genel (düz) liselere dönülmeli. Her öğrenci mahallesindeki bu liselere girme olanağı sağlanmalı.

5.İsteyen öğrencinin, İmam Hatip Liseleri’ne gitme olanağı sağlanmalı.

.

 

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..