- Kategori
- Dil Eğitimi
Sir Hazarfan Ahmad Chaleby

Evinizden çıkıyorsunuz, biraz ileride gözünüze bir tabela ilişiyor; ‘’filanca hospital’’ yönünü gösteriyor. Devam ediyorsunuz yola, yan tarafta bir köfteci açılmış, oldukça da temiz pak bir yere benziyor. Adını okuyorsunuz ‘’Köfte House’’. İleriki kavşakta bir zamanlar geniş bir arsa vardı. Buraya da bir inşaat başlamış, hayırlı uğurlu olsun, bir de kocaman harflerle yazılmış bir tabela konulmuş , buraya ne yapılmakta olduğunu haber veriyor. Okuyorsunuz; ‘’filan Towers’’ ‘’Falan Residence’’ . Yutkunup yola devam. Sağlı sollu dükkanlar’a gözler ister istemez kayıyor. O da ne! Yeni bir yer daha açılmış simit satıyor. Adı ‘’Simitchi’’.. Yuh demekten kendinizi alamıyorsunuz, geleneksel bir gıda ürünümüzün düşürüldüğü hale bakarak kahroluyorsunuz.. Bir başka köşede berber dükkanına göz takılıyor, tabelasını okumaya korkarak kafanızı kaldırıyorsunuz..Evet gene yanılmadınız, ‘’Magic Hair’’ burasının adı. Yanında da bir pastane var. ‘’…. Patisserie’’ . Örnekler saymakla bitmeyecek kadar çok. Bu kadar öz değerlerden kopmak olabilir. Dünya ile bütünleşme uğruna kendini kaybetmek neden? Dünyanın geçerli lisanlarını en iyi şekilde öğrenelim ama kendi lisanımızı küçümseyip ve bir kenara itip onları kullanırsak günün birinde her şeyimizi kaybettiğimizi anladığımızda, vakıt geçmiş olacak ne yazık ki. Bu konuya karşı hassasiyeti olanlara, değerli bilim adamımız Prf. Oktay Sinanoğlu’nun ‘’Hedef Türkiye’’ isimli kitabını okumalarını tavsiye ederim.
Böyle giderse eğer, birgün maazallah tarihi bir olayı şöyle okuyacak torunlarımız; Sir Hazarfan Cheleby, yaptığı takma kanatlar ile bir gün Galata tower’dan Üsküdar center’a havadan surf eylemek sureti ile gitmiştir.
Dil’imiz, dünyanın en güzel mecazi anlatımlarını sağlayabilecek kelimelere sahiptir. Hangi batı dilinde ‘’sine, gönül, bağır, sevda, hare’’ gibi kelimelerin karşılığı vardır?
Sensiz doğan güneşin, yüzünde hareler var
Her bahar ve her çiçek aşkımı söyler ağlar
Öyle yalnız ki gönlüm, aylardır seni özler
Geleceksin, döneceksin, seveceksin diye
Her an yolunu gözler.
Eğer bu şiir’i İngilizceye çevirmek isteseydik, ‘’güneşin yüzünde lekeler var’’ demek zorunda kalacaktık. Keza, alttaki mısra da ‘’Öyle yalnız ki ruhum’’ şeklinde olacaktı. Biliriz ki ruh ve gönül başka başka şeylerdir.
En başta M.E. Bakanlığı, Türk Dil Kurumu ve ilgili tüm kuruluşların bu konu üzerinde hassasiyetle durmaları şart olmuştur.. Gerekli yasal düzenlemeler yapılarak en azından tabela rezaletlerine son verilmeli ve milletimiz etkin kampanyalarla uyarılmalı ve aydınlatılmalıdır