Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '14

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Sıra zeytinliklerde. Beton, GDO, nükleer, dolar yeşiline evet, doğadaki yeşile hayır mı?

Sıra zeytinliklerde. Beton, GDO, nükleer, dolar yeşiline evet, doğadaki yeşile hayır mı?
 

Kuşadasında yüzlerce yıllık zeytin ağacı


İslam’ın kitabı Kur’an ise, o kitapta kıyametin alametleri arasında kadınların başının açık olması geçmiyor. Kadınların memelerini açarak dünyayı kurtaracağı da geçmiyor. Ya, ne yazıyor:

“Ne kötüdür onların sınaat/teknoloji olarak üretmekte oldukları.” (Maide, 63)

“Allah o şeytana lanet etmiştir. Demişti ki o: ‘Senin kullarında belirli bir pay elbette alacağım. Yemin olsun, onları saptıracağım, onları kuruntulara/hurafelere/anlamını bilmeden okuyuşlara mutlaka iteceğim. Onlara mutlaka emir vereceğim de davarların kulaklarını yaracaklar; onlara muhakkak emredeceğim de Allah’ın yaratışını/yarattıklarını değiştirecekler.”(Nisa,119-120)

Demek ki, hayvanları yaratılışından uzaklaştırıp, ahırlara tıkıp, ilaç hormonla zehirleyip, “kulaklarını yarıp” etiketlerine numara vererek sanayi ürünü haline getirmek teknolojik/sanayi olarak ilerleme değil, şeytanın yandaşlığıymış!

Sigara, alkol, uyuşturucu zararlı evet. Katkılı, hormonlu, ilaçlı, “Allah’ın yaratılışı değiştirilmiş” gıdalar faydalı mı?

Aynı şekilde GDO’lar da Allah’ın yarattığının değiştirilmişi.

Allah’ın nimetini elinin tersiyle iterek, zeytinin bol olduğu memlekette zeytinlikleri yok ederek, vatandaşa zeytinyağı yerine GDO’lu mısırın yağını yedirtmenin maliyeti hem insan sağlığından kayıp olarak, hem de sağlık tedavi giderleri olarak devlete maliyeti, getirisinden çok daha fazla olmayacak mı?

Üstelik planlanan zeytinlik katliamı asıl ne içinmiş, Akkuyu nükleer santrali için. Olmuşken tam olsun diyerek ülke çapında yasa olsun demişler.

Nükleer santralin belli bir ömrü var. Ama zeytin ağacı yüzlerce sene yaşıyor. Kirletmiyor. Temizliyor. Besliyor.

En gelişmiş ülkeler bile nükleer santral çöplerini nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Milyon sene hiçbir yere sızmadan saklanması gereken nükleer artıkları kim, hangi koşullarda, nerede saklamayı garanti edebilir? Üstelik deprem kuşağı olan Türkiye’de.

Üstelik en ileri teknoloji Japonlarda deniliyordu. Tsunamide gördük Japonya’daki nükleer felaketi.

Nükleerin güvenli ve temiz olduğunu söyleyenler çocuklarına ve torunlarına santral yakınlarında şimdiden arsa kapatıyorlar mı?

Nükleer, GDO bütün bunlar insanların iyiliği için yapılıyormuş. Yani maddi bir kaygıları yok, tek amaç insanlığa hizmet?

Ama nasıl bir hizmetse, binlerce tohum çeşidi yok oldu, Allah’ın bereket için yarattığı tohumlar, döl vermeyen “katırlaştırılmış” şekilde global firmaların patentli ürünleri olarak tohumu, toprağı yok ediyor.

Evcil hayvanların en çok et veren, süt veren, yumurtlayan vs. dışında nesilleri şimdiden tükendi. Denizde balık bitiyor.

“ İnsanlardan öylesi vardır ki, onun Dünya hayatına ilişkin sözü senin hoşuna gider ve o, kalbindekine Allah’ı tanık tutar. Oysaki o, düşmanların en yamanıdır. Yanından ayrıldığında /işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, ekini ve nesli yok etmek için işe koyulur.” (Bakara, 204)

Para pul, altın sahibi olmakla, yüksek bina, AVM yapmakla ölümsüz olunsaydı piramitlerin sahibi Firavunlar ölümsüz olurdu: İlim dersen var (Piramitlerin hala bir çok özellikleri ortaya çıkıyor.), altın gani, güç, yetki dersen adamlar tanrılığını ilan etmiş, ötesi yok ki!

Ama geriye ne kalmış, “kurtarılmış-mumyalanmış cansız bedenler”, o da ibreti âlem için, müzelerde sergilenmek üzere.

“Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi. Yemin olsun, biz onları bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştık.”(Dühan, 31/32)

“Bugün senin cansız bedenini kurtaracağız ki, arkandan gelenlere ibret olasın. ”(Yunus,92)

“Firavun dedi:’Ey seçkinler topluluğu! Ben sizin için benden başka bir tanrı tanımıyorum.”(Kasas, 38-39)

Allah binlerce çeşidi yaratmış ki, faydalanalım ve şükredebilelim. Şükür, teşekkür böyle mi edilir?

Yaratılmış düzene en çok itina etmesi gerekenler en dindarlar olması gerekmez mi?

Aksine, çevreye, düzene, tohuma-toprağa, havay-suya sahip çıkanlar kendilerini inanç kimlikleriyle tanımlamayanlar.

Kim gerçekten daha dindar onu Allah bilir. Ama Allah’a inanmak ve doğruyu bilmek tek başına ölçü değil. Kur’an onun örneğini şeytanla vermiş: Şeytan ateist değil. Allah’ı tartışacak kadar tanıyor. Doğrunun ne olduğunu biliyor ama,

“Dedi: ‘Beni azdırmana yemin ederim ki, onları saptırmak için senin dosdoğru yolun üzerine kurulacağım. Sonra onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından musallat olacağım. Birçoklarını şükreder bulamayacaksın.’ Allah buyurdu: ‘Çık oradan yenik düşmüş ve kovulmuş olarak. Onlardan sana uyan olursa yemin olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım.” (A’raf, 16-18)

Zeytin için ne diyor Kur’an:

„O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucize vardır.“ (Nahl, 11)

„Yemin olsun incire, zeytine,“ (Tin, 1)

Yeni yasaya göre, 25 dönümden az zeytinlikler kesilebilecekmiş.

Kurtarmaya çalışanlar kampanya düzenlemiş. Umalım işe yarar.

Türkiye’nin zeytinliklerinin ölüm fermanına hayır! #ZeytinHayattır

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..