Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Siyah gül olmadan asla

Siyah gül olmadan asla
 

Lise ve üniversite yıllarında ben de o "asla evlenmem" diyenlerdendim. Evliliğe inanmadığımdan mı, henüz evlenecek birini bulamadığımdan mı yoksa evliliğe istekli görünüp erkekleri kaçırmak istemememden midir nedir asla evlenmem diye dolaşırdım. Zaman geçtikçe karşıma birileri çıkmaya başladıkça, kendimce sevgilerinden emin olmak için ya da başımdan savmak için "siyah gül" geliverdi aklıma. Olmayacak bir şeydi. Bana siyah gül getirenle evleneceğim derdim. O zamanlar gerçekten siyah gülün olduğunu bilmiyordum. Kimse de bilmiyordu. O zamanlar çiçekleri rengarenk boyayıp satmak gibi bir ticaret kapısı yoktu.

Siyah gül bahaneydi aslında. Evlenmek istediğim adam siyah gül getirse ne olur, getirmese ne olur. Ama o zamanlar bu iş gün geçtikçe ciddiye binmeye başladı. Sonra kendimde bir baktım ki, siyah gül getirmezse benimle evlenmek isteyen, evlenmeyecektim. Hatta işi abartmış, "yoldan geçen birisi bana siyah gül uzatsa, evlenelim derse evlenirim" diyordum. Bir erkek arkadaşım ciddi bir şekilde bunun araştırmasını yapmış, sonunda gelip valla yok öyle bir şey çok aradım demişti. Ama hayır, siyah gül olmadan asla evlenemezdim. Siyah gül benim için bir sembol olmuştu artık. Çevremdeki herkes bu isteğimi öğrenmişti. Bazıları dalga geçiyor, bazıları da çok iyi be, seven bulur getirir, bulmazsa yaratır diyordu.

Gerçekten evlenmeye çok yakın olduğum biri bir gün beni çağırdı. Bir sürprizim var dedi. Gittim ki ne göreyim. Koca bir buket koyu bordo güller. Efendim Hollanda'dan getirtmiş. Bunlar siyah gülmüş. Yemedim tabii.. Daha parfümü yeni üzerine sıkılmış, karşıdaki çiçekçiden alınmış tazecik, tamam oldukça koyu, güzelim güllerdi o kadar. Bana yalan söylediğine mi yanayım, siyah gül bahane nasıl olsa gönüller bir olsun evlenirdik diye düşündüğüme mi? Yalan kaybettirdi tabii. Siyah gül bir insanı daha tanıtmıştı bana.

Siyah gül isteğim bilmeyen yoktu. Ağbim uzak yol kaptanı. O bile araştırdı benim için. Hollanda'dan siyah lale getirdi ama siyah gül falan yok dedi bana. İyice hayallarim suya düşmüştü. Siyah gül yoksa ben nasıl evlenecektim, evlensem de o erkekle mutlu olabilecek miydim?

Bir gün kapı çaldı. Beraber olduğum erkek bir kaç gün önce öğrenmişti bu küçük kaprisimi. Ona öylesine anlatmıştım. Eskiden siyah gül isterdim falan demiştim, artık istemiyormuşum gibi. O da yememiş içmemiş, aslında fazla da uğraşmamış bile, çiçekçilere gitmiş, yapay siyah gül yaparmısınız demiş. Olur ağbi yaparız demişler. Almış gelmiş.

Elinde yapmada olsa bir demet siyah gülü görünce gözlerimdeki ışıltıyı tahmin edersiniz herhalde. Bunu akıl edememiş onca erkeği düşündüm önce. Gerçekleştirilmesi imkansız gibi görünen bir şeyin aslında ne kadar da basit bir şekilde hallolabileceğini anlamıştım. İsteyen bulurdu işte. Ben canlı siyah gül isterim dememiştim ki hiç.

Şimdi bana o bir demet siyah gülü getiren adamla evliyim. Yanlış anlamayın. Gülleri getirmeseydi de evlenecektim. Siyah gülleri getirip bana vermesi ne kadar doğru bir karar vermiş olduğumu göstermiş oldu bana o kadar. Hep çok istediğim bir şeyi, benim için önemli olan bir şeyi gerçekleştirmişti. Bu da bu adamın beni mutlu edeceğinden emin olmamı sağlamıştı. Siyah güllerim evimizin bir köşesinde hep aydınlattı, ışık tuttu sevgimize. Onlara baktıkça yalın, sade ve gerçek sevgiyi gördüm hep. Birbirine değer vermekten asla vazgeçmeyen bizi gördüm.

Değer verilen sevgiler yaşamanız dileğiyle.

 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..