Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '09

 
Kategori
Haber
 

Siyasal yansızlık ve kamu kurumları

Siyasal yansızlık ve kamu kurumları
 

Eski Yunan filozoflarından Perikles, "siyasete katılmayan yurttaş, 'zararsız' değil, 'yararsız'dır" der. İletişim çağında vatandaşların bilgi edinme haklarının geliştiği bir ortamda Parti siyaseti de dahil katılımın kanallarının artırılması bir yana, öyle kamu kurumları vardır ki, bunların, siyasal yeğlemelerde bulunması ise gerçekten "zararlı" sonuçlar yaratabilir. Elbette o kurumlarda görev yapan kişiler birer yurttaş olarak siyasetle ilgilenebilmelidirler, ancak, bu alandaki tercihler, kurumsal kimliklere yansıtılmamalıdır. Kamu hizmetlerini yürüten kurumların siyasal açısından her görüşe eşit mesafede olması, nesnel işleyiş koşullarının garantiye alınması kadar, vatandaşın rejim ve sisteme ilişkin güven duygusu açısından da çok önemlidir.

Kamusal alanda yer alanda yer alan bu kurumları üç ana kategoride işlemek ve işlevsellikleri ile "siyaset"/ "politika" arasındaki mesafelerine değinmek için, bunları başlıca üç grupta toplamak olanaklıdır: Birincisi, temsili demokrasi içinde anayasal çerçevede işlev gören kurumlar vardır ki, bunlar, bir ölçüde Parti siyasetinin uzantısında Milli İradeye uyumlu olarak yapılanırken ve görevlerini sürdürürken, "yansızlık" ilkesine de uygun davrandıkları oranda saygınlıklarını da korurlar: Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı bu kurumlara örnek gösterilebilir. O arada seçimle değil atamayla yürütülen, Valilikler ve kaymakamlıklar gibi devlet kuruluşları vardır ki, bunların da işleyiş ve işlemlerinde vatandaşa karşı "yansız" olmaları hem sistemimizin hem geleneklerimizin bir gereğidir. Elbette bu kurumlar, kuruluşlar, halk oyuyla işbaşına gelmiş yönetimlerin de belirlediği genel Devlet politikalarının yürütümünde kendi görev alanları ile Devlet'e de topluma da karşı sorumludurlar. Ancak burada "politika" sözü, siyaseten, "siyaset" ise, "Parti siyasetinden" oldukça farklı bir anlam taşısa gerekir.

Kamusal alanda hizmet üretimini daha yakından ilgilendiren ikinci grup kurum ve kuruluş örnekleri olarak; okullar, devlet sağlık kurumları, Tarım Kredi Kooperatifi idaresi, Vakıflar idaresi (tam adlarına saygı içinde özetleyerek yazılmıştır-BK) özellikle de esnaf ve çiftçiye destek olması öngörülen bankalar, sayılabilir. Bu kurum ve kuruluşların da, "aktif siyaset" olarak da tanımlanan, "Parti siyasetinden" tüzel kimliklerini olabildiğince bağışık tutmaları ve vatandaşa hizmet açısından, siyasal görüş ve aidiyet anlamında, tam anlamıyla yansızlıklarını korumaları beklenir. Sanırım, tekrarlamaya gerek yoktur ki, söz konusu kurum ve kuruluşların yönetim ve yapısında görev alan kişilerin, Perikles'in deyimiyle "iyi birer yurttaş", modern toplumun kurallığı ve demokrasi ölçünleri açısından, "yararlı birer vatandaş" olmaları açısından, siyasetle ilgilenmeleri, dahası, sendikalarda yer almalarından doğal bir şey olamaz. Ancak, iş, kurumsal kimliklerle hizmet üretimine ve kaynak dağıtımıyla, hesap verilebilirliğe geldiğinde, kamusal alandaki taraflardan: devlet, görevli kişi/kurum, vatandaş(lar) kimsenin mağdur olma algısına yönelmemesi için, siyaseten yansızlıkları özenle korunmaya çalışılmalıdır.

Üçüncü grupta toparlamaya çalıştığım kurumları ise ekonomiyle ve siyasetin belirlenmesiyle dolaylı ilişkileri açısından ikiye ayırarak incelemeye çalışacağım: Bunlardan Türk Patent Enstitüsü (patent, marka ve endüstriyel tasarım tescil işlemlerinin yürütüldüğü) sınai -doğrudan ticari- hakları da koruyan, uluslararası eşdaşları da olan bir önemli kurumdur. Dış Ticaret Müsteşarlığı (ihracat, ithalat rejiminin işlerliği ve mevzuata uygun faaliyetler ve uygulama kolaylıklarında yardımcı olan) iş dünyasıyla ilgili bir başka kurumdur. Yine Telif Hakları (bilgi, düşünce, birikim ürünlerinin korunmasında) sanat ve eser sahiplerinin emeklerini piyasa koşulları içinde bir yerde güvene kavuşturan bir kamu birimidir. Bu üç kurumun da önemi büyüktür. O nedenle aktif siyasal yeğlemelerin izdüşümü bu yapılardan olabildiğince uzak tutulmaya çalışılmalıdır.

Diğer yanda, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu), enflasyon ve üretici endekslerinin belirlenmesinde, piyasanın pozisyon almasında ve alternatif yatırım araçlarının değerlenmesinde dolaylı etkileri ve yanı sıra, hane-halkı geçim göstergelerinin saptanmasında makro ekonomik performansın (siyasal açıdan da) değerlendirilmesine katkıda bulunan bir önemli kurumdur. Nüfus istatistikleri ve seçmen listeleri veri tabanından oluşumunda etkili olmaktadır.
Ve nihayet Yüksek Seçim Kurulu (YSK) seçimlerin hakkaniyet ve güven içinde gerçekleştirilmesinden sorumlu çok önemli kurumlarımızdandır. Bu kurumların tümünde ve özellikle de üçüncü grupta kümelemeye ve örneklemeye çalıştıklarımdan; TÜİK ve YSK'ya partisel siyasal tercihlerin karıştırılmaması konusunda özen gösterilmeye devam edilmelidir.

Demokrasimiz ve ekonomimizin esenliği açısından başarıyla görevini yapan kurumlarımız, uzmanlık, hizmet içinde eğitim, 'otokritik denetim' (evet, bilerek ve seçeneksizce vurgulamaktayım ki, her alanda demokrasiyi savunmakla birlikte, iş, kritik bu gibi kurumlarda denetime geldiğinde, bunun daha katı icrası daha pratik olabilir-BK), ancak o arada dış denetime açılma, teknolojik donanım ve personel özlük haklarının geliştirilmesi açısından daha fazla desteklenmeleri uygun olacaktır.

Türkiye, önemli bir bürokratik geleneğe, deneyime ve kurumsal birikime sahip bir ülkedir. Son yıllarda otomasyon ve bilgi işlem tekniğinin de katkısıyla MERNİS gibi projeleri yaşama aktarmış, vatandaşlık numarasını uygulamaya koymuş, akıllı kartlarla hizmet üretiminin gerçekleştirilmesi ve izlenmesini, üretim sürecindeki elde olmayan hata ve kayıpların en-aza indirilme çabaları konusunda, başka ülkelere dahi örnek olabilmiştir. Şimdi amacımız elbirliğiyle kamusal alanda hizmet üretiminin verimini, kalitesini ve niteliğini artırmaya katkı yapmak olmalıdır.
Bu ise, kaçınılmaz olarak siyasal tercihleri ve boyutu olan plan ve projelerler demeti konusudur.



not: Yasama-Yürütme-Yargı güçler ayrılığı içinde kurumlardan çok, bu yazımda, kamusal alanda hizmet ve etkinlikleri doğrudan yansıdığı söylenilen kurum ve kuruluşların yansızlık açısından önemi vurgulanmaya çalışılmıştır. BK

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..