Siyasette iki kere iki dört etmiyor..

Beş yıl sürekli olarak Okul Kütüphanesinde başkan seçilerek tenefüs aralarında ve belli program saatlerinde Okul öğrencilerine gönüllü hizmet vermekteyken son yılda ısrarına dayanamayıp Kütüpane üyeliğine aldığım kişinin gizli seçim örgütlemesi sonucunda başkanlığımı elimden alıp kendisini başkan seçmesini başarmıştı..

Buna ister ihanet deyiniz, ister gizli düşmanlık deyiniz, ister sinsice yaklaşım.

Ne derseniz deyiniz..

Başbakan'ın Cumhurbaşkanı tarafından (azledilmesi mi diyelim görevden alınması mı diyelim istifaya zorlanması mı diyelim) ülke yönetiminden el çektirilmesi benim durumum gibi gizli bir strateji uygulanması sonucunda mı gerçekleşmiş dersiniz yoksa daha üst perdenin yani ABD'nin bir tezahürü mü dersiniz?

Lafı uzatmadan şunu soracağım;

Başkanlık sistemini Sayın cumhurbaşkanının bizatih-i kendisinin istemiş olduğu bir durum mudur yoksa Washington'un olmazsa olmazı mı dır?

Okul Kütüphanesinin başkanlığına benzemez Başbakanlık!

Öyle ya insanı düşündürüyor..

Yüzyıla yakın süredir parlamenter sistemi ile yani Başbakanlık ile yönetilen ülkede Başkanlık sistemine dönüştürmek "yarı devrim" niteliği taşır.

Böyle bir devrimi hayata geçirmeden önce tarihi özellik taşıyacak olan Başkanlık sistemine geçilebilmesi için bağlı bulunduğumuz Washington'un isteği olmadan gerçekleşeceğini sanmıyorum.

Washington neden Başkanlık Sistemini istiyor olsun?

Çok açık..

Bütün proje Büyük Ortadoğu Projesi için hazırlanmaktadır. Başkanlık Sistemi ile BOP'un hayata geçirilmesinni kolaylıştıracaktır diye düşünüyorum.

Hal böyleyken eğer Başkanlık sistemi hayata geçirilecek olacaksa mutlaka gerçekleşecektir diye düşünüyorum. İstesek de istemesek de!

Bu uğurda Başbakan'ın yerine başka bir isim gelmesi gerekiyorsa, kaçınılmazdır.

- "Efendim davranışlar ve uygulamalar etik değildir, demokratik taamüllere uymuyor!"

Geçiniz..

Siyasette her zaman iki kere iki dört eder mi?

Etmez!