- Kategori
- İstanbul
Siz hangi istanbul'da yaşamak isterdiniz?
İstanbul; dünyanın gözbebeği bir şehir. Gerek sahip olduğu tarihi yapılarıyla, gerekse yılın belli günlerinde düzenlenen uluslar arası düzeydeki organizasyonlarıyla. İstanbul’a gelip, köprüden veya deniz yoluyla Avrupa yakasına geçtiğinizde, şehrin cıvıl cıvıl bir yüzü karşılar sizi.
Neredeyse baştan başa bir okul muhiti olarak kabul edilen Beşiktaş; günün her saatinde her kesimden öğrencilerin ortak uğrak yeri olur. Mecidiyeköy denince; Ali Sami Yen Stadı, Nişantaşı ve Şişli denince; büyük alışveriş merkezleri ille de akıllara gelir. Etiler ve Tarabya ise, İstanbul’un eğlence noktalarıdır.
Avrupa yakasının öbür rıhtımı sayılan Eminönü ise, neredeyse bütün Türkiye’nin ekonomik can damarı olarak kabul edilir. Tarihi Mısır Çarşısı ve diğer tarihi nitelikteki hanlar, on binlerce çalışanın ekmek kapısıdır. Yeni Cami’de seyyar satıcılar ve yabancı turistler, daima iç içedirler. Artık yoğunluktan iyice sıkılan tarihi kentin yabancı misafirleri, soluğu Dolmabahçe’de alırlar. Bir koca imparatorluğun ve bir dünya liderinin, hayatlarının son demlerini yaşadıkları o devasa sarayı görmeden ülkelerine dönmek istemezler.
Vapura atlayıp, karşıya geçince; sanki bir evrim geçirir İstanbul. Çünkü neredeyse bütün Türkiye, nüfus olarak âdeta Anadolu yakasında toplanmıştır. Anadolu yakası, medeniyetler şehri İstanbul’un sanki bir başka yüzüdür. Avrupa yakasındaki İstanbul, ne kadar şehir hayatına daha yakın ve modern bir görünüme sahipse; Anadolu yakasındaki İstanbul, o kadar köy yaşamına yakın, töre ve geleneklerine de bir o kadar bağlı bir yaşam tarzını benimsemektedir. Avrupa yakasında gençlerin ve çocukların konuşma dilini, bugün artık televizyonlarda yer işgâl eden kahramanların konuştuğu ve Türkçenin her geçen gün biraz daha özünü yitirmesine neden olan dil kirlenmeleri oluştururken; Anadolu yakasının gençleri ve çocukları, anne ve babalarından geçen şive özellikleri sayesinde toplum içinde iletişim kurmaya çalışmaktadırlar.
Anadolu yakası, insanların İstanbul’a ilk ayak bastıkları yerdir. Her yıl on binlerce aile, iş bulabilmek için; memleketlerinden kalkıp, bu “taşı, toprağı altın şehir”e gelirler.
Belki onun içindir ki; Anadolu yakası, insanların büyük şehirde ilk yaşama şansları olmuştur. Zaman geçtikçe de insanlar, artık Anadolu yakasını kendi köyleri gibi benimsemişlerdir.
Köprünün öbür tarafında, bir başka İstanbul var. Siz hangi İstanbul’da yaşamak isterdiniz?