Söke Hilmi Fırat Huzurevi'nde dansla şiirin buluşması

<ı>“ Anılar bıraktınız, anılar biriktirdiniz geçmişten geleceğe / Bir özenle seçerek / Aslında en zengin sizlersiniz / Koca bir geçmiş biriktirdiniz, ceplerinizde, yüreğinizde / Geçen giden zamana aldırmadınız / zamandan korkmadınız / Sevdiniz onu / Hatırladıkça zamanları , hafifçe güldünüz / Biliyorum özledikçe de tebessüm ettiniz “ ..

Bu dizelerle gecemiz başlamıştı, Söke Hilmi Fırat Huzurevi Müdiresi Hülya Kurtay bu özgün dizelerle karanlık gecemize Merhaba diyerek aydınlatıyordu evreni bu soylu dizelerle.

Bilindiği üzere 18–24 Mart tarihleri arasında “Yaşlılar Haftası” diye kutlanır. Yaşlılar deyince yaşlı annelerimiz, yaşlı babalarımız, ninelerimiz ve teyzelerimiz akla gelir. Her toplumda yaşlılar vardır. Bunlar tecrübeli, güngörmüş insanlar, zamanında çok çalışmışlardır, onlar eski topraktır. Zamanında fedakârdık yaparak zirveye ulaşmışlardır. Şimdilerde onları hatırlamak bizlerin görevidir, yaşlılar ihmal edilmemelidir.

Unutmayalım ki günün birinde bizde onlar gibi olacağız. Yaşlılarımız kadın olsun, erkek olsun görgülü, ailesine, vatanına, milletine çeşitli iş yerlerinde hizmet yaparak namuslu ve onurlu olarak ayrılmışlardır. Onlara saygı duymak bizim minnet borcumuzdur, onlara karşı şükran borcumuz vardır.

Gazi M. Kemal Atatürk’ün yaşlılar için güzel bir sözü vardır, onu buraya almadan geçmek istemiyorum: <ı>” Bir milletin yaşlı ve emeklilerine karşı tutumu, o milletin yaşama Kudrettinin en önemli kıstası (göstergesi)’dir. Geçmişte çok güçlüyken tüm güncüyle çalışmış olanlara karşı millet olarak minnet borcumuz vardır. Bu hissi duymayan bir milletin geleceğe güvenle bakmağa hakkı yoktur” der…

Geçen gün 22 Mart 2010 akşamı Söke Hilmi Fırat Huzurevi'nde oradaki yaşlı dedeler ve yaşlı ninelerle güzel bir gece yaşadık. Huzurevinde görevli, aynı zamanda Gazeteci ve şair olan Hamdi Akgül’ün “ Kadir Hocam, yarın akşam bizim Huzurevinde “Yaşlılar Haftası “ için bir eğlencemiz vardır. Sizi de, şiirlerinizle aramızda görmek isteriz “ çağrısı üzerine özel bir yere davetli olmama karşın, gideceğim yerden ( Aydın AYTV.) özür dileyerek burayı tercih ettim.

Yaşlılarla bir araya gelmek, onların gönüllerini almak benim için çok daha önemli olduğunu düşündüm. Gece derli toplu bir programla hazırlanmıştı. Tüm Huzurevi sakinleri oradaydı. İlçe Kaymakamımız Sayın Mehmet Demirezer eşiyle birlikte, yine Merkez Karakolu komutanı binbaşı Mustafa Yorgun Bey yine eşleriyle birlikte onur vermişlerdi.. Aydın’dan İl Sosyal Hizmetler Müdürü Bilal Çenek ve Söke İkinci Bahar Derneği başkanı Dilek Yavuzyılmaz’da davetliler arasında idi.

Huzurevinin çalışkan ve güleç yüzlü konuksever müdiresi Hülya Kurtay kısa ve özlü bir konuşma yaptı. Sazlar çalındı, Nineler, dedeler, teyzeler zeybek oynadılar. Misket oynadılar hatta Halay bile çektiler. Deliloyu bile sergilediler. İlçe Kaymakamımız Sayın Demirezer Bey, bizzat yaşlı ninelerle dans etti. Binbaşı Mustafa Bey’de eşliyle birlikte bu şölene renk kattılar, dans ettiler. Zaten ayaklarım kaşınıyordu ben de delilo oyununda onlarla birlikte oldum. Gönlümüzce
eğlendik, sanki bir düğün vardı Huzurevinde, .…

Bu arada ben de istek üzerine üç dört şiirle dedelerimizin, annelerimizin, teyzelerimizin gönlünü almaya çalışarak, onları şiirlerimle bir başka dünyalara götürmeye çalıştım… “ANALAR ” başlıklı şiirimde:

<ı>Analar analar şefkat dolusun

<ı>Barışta yağmur, savaşta dolusun

<ı>Kimsede bulunmaz sendeki sevgi

<ı>Benim gözlerimde Anadolu’sun

**** *** ****

Ayşe'sin, Fatma'sın, Nene Hatun'sun

<ı>Bal özünde petek, ak-pak durusun

<ı>İyilik perisi pamuk prenses

<ı>Seni kem gözlerden Allah korusun

<ı>**** **** ****

<ı>Analar analar sevgi dolusun

<ı>Benim gözlerimde Anadolu’sun…

<ı>**** **** ****

Ben bu dizeleri okuduğumda ak saçlı, nur yüzlü bir yaşlı ninenin kenarda ağladığına şahit oldum. Gidip boynuna sarılmayı, “annem “ diyerek ellerinden öpmeği çok arzu ederdim, inanın utandım. Keşke bu utanmayı bir kenara bıraksaydım. O ninenin hüzünlü bir şekilde akan gözyaşları bana sevgili annemi anımsattı. Sevgili anacığımı 23 Mart 1980 yılında öteki âleme uğurladığım günleri bir kez daha yaşadım.O'nun mübarek duasıyla hiç bir sıkıntı çekmedim, hiç bir işim de ters gitmedi.Her zaman o'nu yanımda ve başımın üzerinde bir koruyucu gölge, melek gibi hissediyorum.Sizlere yeri gelmişken anne duasını almanızı sağlık veririm. Aradan otuz koca yıl geçmesine rağmen sevgi dolu, şefkat dolu gözlerinin sıcaklığını hala gözlerimin önündedir.O’nu da burada rahmetle, minnetle yâd ediyorum…

Daha sonra yaşlılarımızın ellerinden öptüm, hal hatırlarını sordum. Söke Hilmi Fırat Huzurevi’nden çok memnun olduklarını söylediler. Burada hayırsever ve saygıdeğer FIRAT AİLESİNE de teşekkür etmek gerekir. Sayın Hilmi Fırat’ı da saygıyla ve rahmetle anmak gerekir. Söke’de takdire değer hizmet ve eserleri vardır, anılmaya değerdir. Söke’de ve Anadolu’da iz bırakmışlardır.

Sözün özü: Söke Hilmi Fırat Huzurevi' nde 22 Mart 2010 akşamı amacına uygun bir gün yaşadık. Hele çalışanların tümü oradaydı. Güzel, tertipli, düzenli, disiplinli hizmetleri, ikramları vardı. Birlikte oynadılar, birlikte yaşadılar. Güleç yüzleriyle takdir topladılar. Açıkçası bir gazeteci gözüyle benden tam not aldılar. Tümünü candan tebrik ediyorum… Gerçekten Huzurevi sakinlerini temiz ve huzurlu görmek beni de onurlandırdı… İçlerinde damat gibi giyinen babalar, gelin gibi analar vardı….Düğüne gider gibi hazırlık yapmışlardı, bu denli düzenliye ve temizliye imrendim doğrusu...

Böylesine bir geceden dolayı başta İlçe Kaymakamımız Sayın Mehmet Demirezer’e, Hilmi Fırat Huzurevi Müdiresi Hülya Kurtay olmak üzere tüm emeği geçenlere, geceye kalıp onur verenlere , çalışanlara, bu çorbada tuzu olanlara, böylesine güzide bir hizmetten dolayı kutluyor, yaşlılarımıza da sağlıklı günler diliyorum. Ve de hepsinin ellerinden bir kez daha hürmetle öpüyorum. Onlar bizim yaşlılarımız, eskimeyen can dostlarımız, bereketli toprağımız onlar. Baharımız, yazımız, büyük aşkımız, sevdamız onlar… .

Böylesi günlerde yanlarında olmamız gerekir, unutmayalım ki bizde onlar gibi yaşlanacağız. Yaşlılarına saygı gösteren bir ulusun geleceği de aydınlık olur. Kapanışta Huzurevi Müdiresi Hülya Hanım sözü güzel bir şiirle noktaladı. Dikkatimi çeken bu şiirin güzel dizelerden bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum:

Burada yeni dostlar edindiniz / Anılar süsledi hep dost sohbetleri/ Sıcak yüreğinizdeki maziyi paylaştınız / En zengin sizlersiniz / En şanslı da bizleriz / Sizlerden dinledik biz ilk hayatı / sizler anlattınız bizlere zamanı, yaşamayı / Sizler hiç yılmadınız, pes etmediniz / Çünkü eski topraktınız / Vazgeçmemeği sizlerden öğrendik / En çokta zamanla dost olmayı / İşte tüm bunlar için bugün buradayız /Sizlere büyük bir teşekkür borçluyuz / Bugün burada olmamızı sağlayan herkese / Her şeye TEŞEKKÜR ederiz…