- Kategori
- Dünya
Sömürgecilik ve Küresel Yalanlar

Dünya tarihinin son 400 yılı sömürgecilik tarihidir. Batı (ABD ve Avrupa) sanayileşmesiyle birlikte Doğu'yu sömürmeye başlamıştır. Batı Doğu'yu hep "öteki" olarak görmüştür. Sömürü yöntem değiştirse de sonuç değişmemiştir. Batı'nın zenginliğinin büyük kısmı doğunun kaynaklarından gelmiştir.
Dünyayı sömüren güçler iki defa büyük anlaşmazlığa düştüler. Bunun sonucunda dünya harpleri çıktı. Milyonlarca insan öldü yada sakat kaldı. Dünya Harpleri sömürgesi çok olan (Örn. İngiltere) ile sömürgesi az ya da hiç olmayan (Örn. Almanya) devletler arasında geçti. Bunun üzerine Avrupa ülkeleri dünya pastasını kavga etmeden paylaşmak adına şimdiki Avrupa Birliğini kurdular.
2'nci Dünya Harbinin sona ermesinde büyük katkısı olan ABD'ye tüm dünya sempati beslemeye başladı. ABD özgürlük sloganıyla herkesin ilgisini çekti. Bunu fırsat bilen ABD, IMF ve Dünya Bankası aracılığyla fakir ülkelere borç para verdi. Borç alan ülkeler "elalemin parasıyla kalkınma metoduna" geçtiler. Sömürgecilikte yeni dönem başlamış oldu. Başkasının parasıyla kalkınma olur mu? Olur. Zenginlerin istediği kadar (pazar olacak kadar) kalkınırsın, olur biter. (Örnek mi? Önce Biz, Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu vs).
1990'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Küreselleşme söylemleri başladı. Dünyaya yeni bir düzen gelmişti. Bu düzene Küreselleşme dediler. Toplumların beyinlerini yıkamak için yalanlar söylenmeye başlandı.
Yalan 1 : Küreselleşme Çağdaşlıktır.
Küreselleşme çağdaşlık değildir. Sömürgeciliğin isim/şekil değiştirmiş halidir.
Yalan 2 : Küreselleşmeyle Birlikte Batının Zenginliği Doğuya Akacak.
1990'dan sonra Batı'dan Doğu'ya akanları gördük. Eski Yugoslavya'dan, Afganistan'a, Irak'a, Filistin'e tanklar, toplar, füzeler, savaş uçaklarıyla birlikte milyonlarca insanın gözyaşı aktı. Askerlerden sonra şirketler gelerek kaynakları kontrol altına aldılar/alıyorlar.
Yalan 3 : Yabancı Sermaye Kalkınmamış Ülkeleri Kalkındırır.
Üç çeşit yabancı sermaye var. 1'incisi normal Yabancı Sermayede yabancılar tüm malzeme, ekipmanlarıyla tesis kurarak o ülkenin hukukuna göre hareket ediyorlar. Bunda bir problem yok. 2'nci Yalancı Sermayede borsadaki sıcak parayla, para kazanıyorlar. 3'üncüsü Talancı Sermayede mevcut ekonomik tesisler yabancıya satılıyor. Talancılar aldıkları tesisten kazandıklarını kendi ülkelerine aktarıyorlar ya da tesisi zamanla söndürüyorlar. Talancı ve Yalancı Sermaye sömürgeciliğin yeni kolları olarak karşımıza çıkıyor. (TV'lerde dizilerden bunları anlatacak programlara sıra gelmiyor).
Yalan 4 : Ulus Devletlerin Sonu Geldi.
Birleşmiş Milletlere üye ülkelerin tamamına yakını ulus devlet. Avrupa Birliği ülkeleri ulus devletlerden oluşuyor. Ulus Devlet insanoğlunun ulaştığı son nokta. Belki 1000 yıl sonra insanlık yeni bir şekil alır.
Yalan 5 : Devletler Etnik Yapılara Özerklik/Bağımsızlık Vermeli.
Ulus Devletler tüm etnik yapılara bağımsızlık verirse dünyada binlerce devlet/devletçik ortaya çıkar. Ulus devletler buna izin vermeyeceği için yüzyıllar süren savaşların olması gerekir. İnsanlık kendi kendini yok eder. Zaten istenen de bu olsa gerek.
ABD komşularıyla, Avrupa Ülkeleri ise beraber bir araya gelerek sosyal, ekonomik birliktelik içine giriyorlar. Fakat fakir ülkelere siz bölünün diyorlar. Yani kendileri büyüyorlar, başkalarına küçülün diyorlar. Tam bir aldatmaca. Anlayan beri gelsin...
Yalan 6 : Kamu Kurumları Özelleştirilmeli.
Batı'daki pek çok şirketin sahibinin devlet/devlet destekli olduğuna inanıyorum. Kendilerinin yapmadığını başkalarından istiyorlar. Coca cola yı satın alacak paranız olsa bile milli şirket diye kimseye satmazlar. Atatürk'ün Devletçilik ilkesi karma ekonomiyi anlatır. Kamu ve özel sektör birbirlerini tamamlar. Birkaç yıl önce zengin devletlerin başkanları ekonomik kriz için Londra'da toplanmıştı. Çıkan karar kamunun ekonomik ağırlığının artırılmasıydı. Al sana Devletçilik ilkesi.
Yalan 7 : Türkler de Küreselleşmeli.
Türkler kadar küresel bir millet yeryüzünde yoktur. Küreselleşmeyi bize dayatanlar Türklerin ne kadar küresel olduklarını bilmezler mi? Bilirler ama işlerine gelmez. Tarihten Türkleri çıkartın tarih diye bir şey kalmaz. Orta Asya'dan, Çin'e, Hindistan'a, Kafkaslar'a, Ortadoğu'ya, Avrupa'nın ortasına, Kuzey Afrika'ya, Anadolu'ya, Balkanlara kadar çok geniş coğrafyaya yayılan başka bir milllet var mıdır acaba? Türkler ya başka milletler arasında erimiş, ya da başka milletleri kendi arasında eriterek sentez yapmıştır. Küreselleşmeyi gelsinler bizden öğrensinler.
Yalan 8 : Herşey Demokrasi, İnsan Hakları ve Özgürlükler İçin.
Batı'nın demokrasiyi Doğu'ya getirdiği doğrudur. Yalnız getirme biçimi değişik. Tanklar, toplar, füzeler, uçaklar, iç karışıklıklar, ayaklanmalar ile demokrasi geliyor. Bunun yanında insan hakları ve özgürlükleri de yanında promosyon olarak veriyorlar. Böylece halklar "özgür köleler" olarak şekilleniyor! Batı'da zaten bunu istemiyor mu?
Batı sistemi herkes için düşünüyor. Diğer milletlerin düşünmesine gerek yok. Sisteme entegre olsunlar, pazar olsunlar, kaynaklarını Batı'ya açsınlar yeter.
Oh! Ne ala memleket!
Yalan 9 : TV Seyredin Gerçekleri Öğrenin.
TV'lerde gerçeklerden uzak programlar var. Açık oturumlardaki yorumcular o kadar pervasız ki, anlamak mümkün değil. Birkaç örnek :
- " ABD Irak'a girerken savaşı kısa sürede bitirsin, az kan aksın." (Savaş hiç olmasın, kan akmasın demiyor.)
- " Kurtuluş Harbi olmamıştır. Türk-Yunan Harbi olmamıştır." (O kadar şehitten ya haberi yok, ya da Batı'nın ajanı pol parayla satın alınmış.)
Cahil bırakılan toplumlar BÜYÜK YALANLARA inanıyorlar. Herşey gene eğitime geliyor. Atatürk geleceği düşündüğü/planladığı için Kurtuluş Harbine öğretmenleri ve öğrencileri almamıştır. Hatta Kurtuluş Savaşının ortasında Ankara'da Eğitim Şurasını toplamıştır.
Benim tespit ettiğim yalanların eksiklikleri olacaktır. Yorumlarınızla tamamlarsanız sevinirim