- Kategori
- Psikoloji
Son..

sıkıyorum avuçlarımı olmuyor..
Bu gece yok oluşumun bilmiyorum kaçıncı gecesi. Avuçlarım hala titrek, hala dikenli hala ürkek . Sen, bitişinin kaçıncı sabahındasın bilmiyorum. Kaç kez sabah oldu, kaç güne ışık doğdu, kaç gece karanlığa boğuldu, bilmiyorum..
Yüksek tepelerden baktığım ufuklar yok artık. Güneşe verdiğim gözler yok.Tenimi kavuran susuzluğumla kuru çöllerde gördüğüm serap yok. Sukut-u hayal baş koydu yastığıma . Uyuyor ruhum, uyuyor hiç uyanmazcasına, ölüm uykusunda boğulmuş bir güvercin gibi sessiz...kara...korkak..
İçimdeki sessiz çığlıklar boyumdan büyük, göğe uçuruyor yalnızlıkları. Ben hiç doğmamışmıydım sabaha, hiç görmemişmiydim sevmeleri, hiç yaşamamışmıydım bu rüyayı.. Hangi yalnızlık anlatır boynumda asılı kalan uzaklıkları.. Hangi çığlık kopartır içimdeki yaraları..
Bilmiyorum..
Bedenim kendi sesiyle uyuşmuş bir rüzgar.. Ruhum rüzgarla bile gücü olmayan bir dal parçası, ağacından kopmuş.. Çarparak uyanıyor ara sıra kabusumla.. Nöbetlerime vuruyor sessizliğini, çünkü artık sesim çıkmıyor.
Her nöbet gücümden güç, hayallerimden hayal, yaşamdan hayat koparıyor. Avuçlarımda mutluluktan çalınmış kırık sevinçler var.. Kanatıyor, lime lime ediyor ruhumu, yakıyor parmak uçlarımdaki dokunuşlarımı, kör oluyor gözlerim..
Ağlamak kar etmiyor, gözlerim dolmuyor, kurutulmuş gülün kokusu yüreğime batırıyor dikenlerini, kanatıyor. Ayaklarımın altında yol sesleri, teker gürültüleri, manzara resimleri.Hız yapıyor ruhum.. yine de.. yine de rahatlayamıyor..
Sesim uzaklarda, çığlıklar tavanlarda, gözlerim yollarda, ruhum ölüm uykusuna gidiyor...