- Kategori
- Deneme
Son ayak
Kapıyı çarpıp çıktı ! . Hayatı boyunca çalışıp çabalamış birçoğunun kapısından geçemediği hukuk fakültesini bitirip,mesleğini kazanmış, İstanbul’un en önemli ilçelerinden birinde savcılık görevini yürütürken başını işinden de kaldırmıyordu. Bir hafta sonunu da zevk aldığı bir gün olarak yaşamasına neden anlayış göstermiyordu ki eşi.
İlk evlendiğinde biraz heyecan dolu hayatı,çocukların büyümeleri,okula gitmeleri ve işinin de sıradanlaşmasıyla, tüm renklerini kaybetmiş gibiydi . Emniyet müdürünün odasındaki televizyonun içine düşmüş halini gördüğü o güne kadar.Yüzü heyecandan kızarmış,ter basmış, yerinde zıpzıp zıplayan bu mesai arkadaşına, merakla sormuş ve epey bir bilgilenmişti at yarışının ne olduğu hakkında.
Doğup büyüdüğü ilçede yapılan rahvan at yarışlarını bilirdi ve tabii ki İstanbul’da yarış saatlerinde kahve ve bayilerdeki kalabalıkları da görmüş, ama hiç ilgilenmemişti.
Bütün bir hafta takım elbise ve kravatın temsil ettiği o çok ciddi görevi ailesinin varlığını sürdürmesi için yürütürken bir tek günü dahi kendi isteği doğrultusunda özgürce ve sorumsuzca yaşamasın karşı olan dirence artık son çıkışını yaptı. Sen bilirsin. Dedi , döndüğünde beni bu evde bulamayabilirsin, diyen karısına.
Tüm hafta içi iyi kötü işlerinde olan herkes, kaçak saatlerde birkaç dakikalığına bayilere ,TV başlarına üşüşerek takip etmeye çalıştıkları yarışı , nihayet hafta sonu böyle güzel bir bahar Pazarında hipodromdan canlı seyretme hakkını kazandığına inanır.
Sayın savcımız Kemal bey de bu inanca sahipti ve işte tüm isyanı da, yasalarla !!! kendine tanınmış bu hakkın bir tek eşi tarafından kabul edilemez oluşuydu.
Zaten kaçak göçek oynadığı hafta arası oyunların hepsinde kayıptı. Bu gün bir çok tanıdıktan hazır tüyolar alacak,kendisi gibi işle yoğun olmayıp programı rahat çalışanlardan sağlam bilgiler toplayacak ve hayatı içinde yaşayacaktı. Eşine karşıda bir zafer kazanma arzusuyla yanıp tutuşuyordu bir altılı tutturup başında tacı ile atın üzerinde eve dönüşünü hayal etti gülümseyerek.
Bu gün oyunu büyütmeliydi öyleyse.
Hipodromdan içeri girdi ve padok’a doğru yürümeye başladı, tribünlerde birkaç tanıdık olabilirdi ama önce atları özlediğini hissetti.
Ooo ! Sayın müdürüm diye seslendi padok’un demirlerine yaslanmış duran Atilla’ya, beriki hafifçe başını çevirip yavan bir selam verdi.
Sayfa 1
Devam edecek..