Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sosyetik dertlerim olsun...

Sosyetik dertlerim olsun...
 

-Alıntı-


Sosyete nedir, sosyetik nasıl olunur gibi fazla gerçekçi ve sosyal bilimci soruları bir yana bırakarak anladığımız anlamda, kafası boş ama cebi dolu olduğu için toplumun geri kalanı tarafından kürküne iltifat edilen gruptan biri gibi olmak istiyorum. Hani dünya yansa, el kadar hasırı yanmayanlardan.

Örneğin tırnağım kırılsın ve bu benim matemim haline gelsin. Eğer sosyetiksem, ille de kırılmasına gerek yok, aradığım renk ojeyi bulamamaktan bile çıldırabileyim icabında. Varsın içinin acısından tırnaklarının etini yırttığını duymayan analar ağlasın memlekette. Bana ne? Varsın tırnağı ile kazıp kazandığını sanan, sömürü çarkı içinde ezilenlerin iniltisi ayyuka çıksın, bana ne! Benim derdim tırnağımın ojesi, ucundaki kırığı olsun.

Ah… Sosyetik dertler istiyorum bu ara.

Geçtim dünyanın öteki ucunda açta açıkta olan insanları dert etmeyi, öte yanda bombalar patlasın ama ben sadece Füsun’lara giderken ne giyeceğimi düşüneyim. Hatta Füsun’un son aldığı arabanın benimkine göre lüksünü ve fiyatını karşılaştırayım, içimdeki kıskançlık canavarlarının kıskaçları içinde kıvranarak.

Öyle işte sosyetik dertlerim olsun istiyorum bu ara. Araba filan ağır gelir hayal dünyama ama evin döşemesini yenilemeye takılabilirim mesela. Perdesi ne renk olacak, zebra mı penguen mi kafayı kırayım düşünürken. Yoksa stor mu en afilisinden. Orada, uzakta iki asker evladımızı, üç cibilliyeti bozuk cayır cayır yakmış umurumda olmasın. Ben halıların derdine düşeyim, kabartma desenli mi yoksa klasik Gördes mi almalıyım? Tanrım! Ne zor iş şu perde ve halı işi. Boyayı da yenilemek lazım şimdi. Koltukların rengine uygun olmalı. İnsanın içi açılmalı baktıkça ve en önemlisi gelen misafirlerin gözbebekleri büyümeli fesatlıktan. Bana ne ülkenin yönetiminden!

Ah… Sosyetik dertler istiyorum en afilisinden.

Şehirlere bombalar düşüyormuş bana ne diyeyim mesela. Nusra neymiş, öso kimmiş, ohal buhal ne? Bana ne? Yılbaşını Paris’te geçirmenin telaşı sarsın beni. İlle de çıkamayacaksam yurt dışına en gözde mekanda olmalıyım. Hangi sanatçı, hangi kulüpte çıkacakmış ve en pahalısı neresiymiş olsun derdim. Hava atmam lazım Füsun’a. Selfi neyin paylaşmalıyım İnstagram’da. Kesin bakar o cadı ama bir beğeni bile atmaz, ilk karşılaşmamızda da “Ay görmedim şekerim” der kesin. Geçen yıl günübirlik Yunanistan’ının kıytırık bir kasabasına gitmişlerdi de bir ay, gün 24 saat paylaşımı bitmemişti yellozun.

Ah… Sosyetik dertler istiyorum en romantiğinden.

Sevgilim olsun mesela ve 51. Doğum günüme 51 tane gül almış olsun ve ben en sevdiğim çiçeğin kazablanka olduğunu hatırlayamayan o şapşalın, burnundan getireyim anasından emdiği sütü. Yılışık, sırnaşık bir şey olsun dört dönsün etrafımda ve her dönüşünde trip atayım zavallıya. (Hey Tanrım! İroni yapıyorum, sakın düz anlayıp öyle bir dallama yollama, vallahi ikinci gün öldürürüm, sen de günah yazmaya kalkarsın, farz et demedim öyle bir şey. Sakın ha! Tövbe hâşâ…)

Sosyetik dertler istiyorum ben. Sıkım sıkım sıkıldım memleketin iç karartan ortamından. Ne yana dönsem ya ağıt var sessiz, ya şakşak var akılsız. Sokaklar mahşer yeri ama benim derdim Füsun’la… Kendini sultan sanıyor haspam!

Ah… Sosyetik dertler istiyorum. Yoruldum bağrımda kışlayan yastan…

 
Toplam blog
: 135
: 3170
Kayıt tarihi
: 23.07.08
 
 

Eğitim sürecinin bazı bölümleri Almanya ve İngiltere'de olmak üzere en son PAÜ'den eğitim uzmanlı..