Şov yapma!

Çok değil daha beş gün önce Özge Özsağman’la ilgili yazı girmiştim.

İTÜ Maden Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Orhan Kural göçük altında kalan işçilerin dramıyla ilgili davet edildiği halde sınırlarını aşmış ve Sayın Özsağman’ın yerinde tepkisiyle karşılaşmıştı.

Yurdum insanının garip bir huyu var. Kime yetki verirseniz eskilerin tabiriyle başımıza Ali Kıran Başkesen oluveriyor.

Bugüne gelecek olursak;

Sayın Özsağman, Deniz Baykal’ın kasetinin montaj olduğunu iddia ederek gündeme gelen Kriminal Araştırma Bürosu Uzmanı Sayın Uğur Kurtulan’ı canlı yayına telefonla bağladı.

Sayın Kurtulan hem kasetin montaj olduğunu iddia ediyor hem de emniyetin ‘Kaset montaj değil’ raporuyla tamamen aynı fikirde olduğunu söyleyip kendisiyle çelişiyor. Bu anlamda neyin peşinde olduğunu anlamak zor…

Sayın Deniz Baykal’la ilgili yazımda kişilerin özelinin kimseyi ilgilendirmediği yazmıştm zaten…

Sayın Özge Özsağman bu haberde bir televizyoncu gibi değil de hakim gibi davrandı. Hakimcilik oynadı desem daha doğru olur.

Habercilerin işi insanları yargılamak olmamalı…

Habere açıklık getirmek adına Sayın Uğur Kurtulan’ı bir dövmediği kaldı ve her ne hikmetse ağresif olan, seviyesiz olan da yine Sayın Kurtulan oldu (!)

Olayın sonunda Sayın Özsağman yersiz tavrını sürdürerek Sayın Kurtulan’ı ‘Sizinle görüşmek istemiyorum’ diyerek yayından aldı ve reklam arasına gitti.

Neydi şimdi bu… Bu şov’a gerek var mıydı?

Sayın Kurtulan’ın kendisiyle çeliştiğini izleyici anlayabiliyor. Temsil ben…

O yüzden habercilerin izleyiciyi aptal yerine koyup izleyici adına konuğa şekil yapmasına hiç gerek yok.

Çok çirkin oluyor… hiç şık olmuyor…saçma oluyor… anlamsız oluyor… itici oluyor…

E yapmayın artık bunu… Bıktık sizin aptal reytinglerinizden!

İyi bayramlar…