Söyle bakalım!... sen kimsin?

Sevdiklerin terkettiğinde seni... Sen de üzülür, kızar, kırılır mısın benim gibi? En güvendiklerin, yapayalnız bıraktığında seni... Dünya, üzerine üzerine gelir mi senin de? Ve terketmek duygusu... Var olduğun, yok olduğun, sahip olduğun, neyin var, neyin yoksa... Sayısız düşmanın en amansız darbesindense, en can bildiklerinin, şöyle arkandan ufacık bir çelmesiyle; yere serilenlerden misin? Yoksa her şeye rağmen, yoluna devam eder misin?

Aşk mıdır seni yoran? İhanet mi pilini bitirir? Meydan okuyarak, kırabilirler mi cesaretini? Yoksa sen mi onları kırarsın? Kaç kişi olduklarına, toplarına, tüfeklerine bakmadan... Senden kaç kat üstün olduklarına aldırmadan? Yenileceğini bilsen de, meydan okuyabilir misin hasmına? Yüreğin o derece genişleyip, cesaretin o kadar hadsizleşebilir mi?

Don Kişot, senin için bir şey ifade ediyor mu? Eğrisine, doğrusuna bakmadan; durabilir misin dostunun yanında? Her doğruna sahip çıkabilecek kadar güvenir misin kendine? Yoksa, sıkyı görünce, kaçanlardan mısın sence?!!

Acıların mı bağlar hayata seni yoksa hırslarınla, komplekslerin mi? Yeniden başlaman gerektiğinde; ayakların geri geri gider mi? Yoksa küllerinden yeniden, yeniden Zümrüt - ü Anka Kuşu musun?

Aşk mı yalan; sevda mı? Yaşam, analayabilecek kadar seni; adil mi? Birini suçlarken, dört parmağın seni, biri karşıyı gösterir; bilin mi? Yoksa, her dem üste çıkmak, zeytinyağı misali; marifet mi?!!

Bulunmaz Hint kumaşı mısın? Kabaramazsın Kel Fatma'yı tanır mısın? Neyin cahili, neyin alimi olduğunu da bilirsen... Bil ki sen; olmak üzeresin.

Kusurunu öfkeyle kapatmak, kime yakışır? Her şey bittiğinde, su gibi sakin olmak mümkün müdür? Dostla düşmanı ayırmak, her zaman mümkün mü? Bir harf öğretene 40 yıl köle olmayı da becerebilir misin? 

Hadi cevap ver bana şimdi... Söyle bakalım!... Sen kimsin?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.