Şu Karadeniz "ırkçılığı"na biri "dur" desin artık!

BDP'lilerin Karadeniz gezisi daha Sinop ayağında provoke edildi. Heyetteki milletvekilleri Sinop öğretmenevinde muhasara altına alınmış durumda...

Laz ağırlığı ile bilinen Karadeniz bölgesi, Türk ırkçılığının beslenme ve büyütülme bölgesi olarak öne çıktı hep. Karadeniz gençleri, çok kolayca provoke edilerek meydanlara salınıyor...

Karadenizlilerin böyle bir yanı var. Silahı severler; çabuk öfkelenirler ve işlerinde mantık fazla yer almaz... Böyle bir grubun gazlanması ve meydanlara sürülmesi de elbette kolay.

Birileri, bu Karadeniz ırkçılığını sürekli kullanıyor. Eline silah verdikleri Samast'lara cinayet işletiyor; memleket barışına darbe vuracak eylemleri bu gençlere kolayca yaptırıyorlar.

Türkiye, otuz yıllık kanlı bir dönemi bitirip barış ve huzura yelken açmışken, BDP heyetinin Sinop ziyaretinde sokaklara dökülüp Öğretmenevi basmaya çalışan "kahramanlara" birileri dur demeli artık.

Şehitlikse bu ülkenin her bölgesi şehit verdi. Sadece Karadenizde PKK mücadelesi verilmiş gibi, işsiz güçsüz adamların sokaklara salınması ve gerekli önlemlerin alınmaması barışa ihanettir.

Otuz yıldır, kanımızdan kan, canımızdan can alan; milyarlarca liralık mali kayıplara neden olan bu uğursuz savaşın bitirilmesi için böylesine kararlılıkların sergilendiği zamanda, güya milliyetçi, şucu bucu adamlara fırsat verenler barışa taş koyanlardır.

Devlet bu konudaki kararlılığını göstermeli; üç beş kendini bilmeze fırsat vermemelidir. Gerekirse, en şiddetli bir şekilde bu ucuz kahramanlar bertaraf edilmelidir.

Topu topu beş yüz, bilemedin bin kişilik güruh, koskoca bir ülkenin geleceğini karartmamalıdır. BDP'liler ne kadar "temkinli" olmalıysa, yöredekiler de o kadar "denli" olmalıdır.

Şehrin valisi başta olmak üzere, güvenlik yetkilileri de, yine ucuz "milli" duygularla sokaklarda "kahramanlık" taslayanlara gerekli tavırı göstermeli, önleyici tedbirleri almalıdır.

Türkiye, büyük bir ülkedir; bu ülkenin Türklüğü, milliyetçiliği Karadenizliden sorulmuyor...Lüzümsuzluğun lüzümü yok!...

Kavga,savaş, ölüm nereye kadar!...Senin işsiz güçsüz bedenin önemli olmayabilir; ancak bu ülkenin geleceği önemlidir. Kimse, kuru kahramanlık yapacağım diye, barışa giden yola mayın döşemesin...

Sinop halkı, bu yeni barış sürecinin "Haburu" olmaktan korulamalıdır şehirlerini...Bir kaç kendini bilmez adama meydanı bırakmamalılar...

Sadece Sinoplular da değil, Trabzonlular, Rizeliler ve bütün bir Karadeniz bölgesi...