Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Şubat ayı

Şubat ayı
 

BU AY VE DİĞER TÜM AYLAR İÇİN SEVGİMİZİ GÖNDERMEYİ UNUTMAYALIM...


ŞUBAT AYI İÇİN NE DEMİŞTİK: AŞKI ANIMSAYALIM-EVLİLİĞİ ANIMSAYALIM...

Dırdır etmeyi bırakalım... Övgü ya da takdir beklemeyi bırakalım... Doğru kavga etmeyi öğrenelim... Dertlerimizi başkalarının sırtına yüklemeyelim... Sevgimizi kanıtlayalım... ((( Dırdır etmediğimizde: İlişkilerimizde, bazen karşı tarafı değişime zorlarız. Ve ilişkimizin havasını bozabiliriz. Bunun yerine kendimizin değişimlerinde küçük alışkanlıklar edinebiliriz. Aradaki romantizmi-tutkuyu veya arkadaşlığı dırdırdan daha hızlı öldüren birşey yok gibidir. Bazı durumlarda, istemediğimiz davranışlar karşısında, karşı tarafa söylenmek yerine rahatsız olduğumuz durumları üzerimize alabiliriz. Ve kendi yaptıklarımızla ile ilgili de dırdır etmeyi bıraktığımızda kendimizi daha iyi hissedeceğimiz kesin...

Övgü ve takdir beklemediğimizde: Bazen yaptığımız işlerde, karşı tarafın bizi övmesi için bekleriz. Bize altın yıldız vermesi için dürtüklediğimiz de olabilir. Peki bu altın yıldızlara neden ihtiyaç duyuyoruz. Gururumuzun okşanması için mi, kendimizin güven eksikliğinin giderilmesi için mi? Nedeni her ne olursa olsun, yaptığımız iyi şeylerin farkına varılmasını isteriz. Altın yıldız bekleriz. Peki biz altın yıldız veriyor muyuz. Tabi ki karşılıklı olarak iyi şeyler de (bu herkes olabilir, çocuk-anne-baba-kardeş-çalışanımız vs...) altın yıldız dağıtmak çok hoş olur. AMA unutmamak gerek ki, kimi şeyleri başkaları için yaparsak, sonunda kendimizi o insanların bizi takdir etmesi gerektiğini düşünür halde buluruz. Ve zamanla mutsuzluk başlar. Sürekli beklenti içinde olduğumuz için. Ama kendimiz için yaparsak, başkalarının tepki vermesini beklemeyiz...

Doğru kavga ettiğimizde: Çatışmalarımızda,direkt olarak kendi bildiğimizi okuruz.Veya karşı tarafa haklılığımızı ispatlamak isteriz. Öfkelenmek yerine, davranışlarımızı yumuşatarak haklı olduğumuz durumları kazanmak aklımıza gelmez. Öncelikle çatışmaları - kesinlikle çözümlenebilecek sorunlar ve diğerleri diye ayırmalıyız.İnsanlarda sürekli bir "olumsuzluk eğilimi" vardır; tatsız olaylara olan tepkilerimiz,hoş olaylara olan tepkilerimizden daha hızlı ve güçlü olur. Ve bazen kırıcı... Dolayısıyla, olumluların olumsuzluklardan daha fazla olmasını sağlamak gerekir diye düşünüyorum. Kişiler sevecen ve nazikse, yaşanan tatsızlıkları unutmak daha kolaydır. Ve doğru kavga etmek, yaşamımızda iç huzurumuz için fark yaratacaktır... Dertlerimizi başkalarının sırtına yüklemedğimizde: Bazen başkalarının önemsemezliğinden, kendi işlerimiz aksar. Örneğin, alışverişde mağaza çalışanlarının sorduğunuz bir soruya, yok-bilmiyorum diye cevap vermesi beni çok kızdırır. Ve hemen sinirlenip kavga çıkartırdım. İşini iyi yapsana diye. Tabi doğal olarak gergin ortam ve alışveriş yapmadan çıkmak gibi durumlar. Veya Eşimizden-çocuğumuzdan-arkadaşımızdan vs... önemsiz sorunlar için destek beklemek, onların halletmesi için onların üzerine atmek yerine 1 dak.kuralını hatırlayıp kendimiz de halledebiliriz.

Kişilerin o anki ruh halleri farklı olabilir ve gerginliğe sebeb olunabilir. Bunun yerine derin bir nefesle, haklı da olsak, başkasına yüklenmeyelim. Anımızı öfkeyle bozmayalım. Birini şikayet etmek de, dinlemek de gerçekten yorucudur. Artık bende, karşımda anlamayan biri olduğu durumlarda, nefes alıp ya susuyorum, ya da anlayabilecek başka birini rica ediyorum. Çünkü kendi sağlığım için bu önemli... Sevgimizi kanıtlayalım: Sevgi, sadece eşe duyulan aşk değildir bence. Herşeye duyulandır. Aileye, arkadaşa, hayvanlara, dosta, çocuklara vs.... Sevgi o kadar kolay ki. Sadece göstermek zor gelir bize. Halbuki çok basit yolları var. Ama üşengeçlikten yapmıyoruz bunu. En güzel ve kolay yolu SARILMAK. Hayatımızdaki insanlara biraz daha fazla sarılmak, stresimizi azaltır, yakınlık duygumuzu artırır, acılarımızı bastırır. Küçük notlar, mesajlar, planlara dahil edilmek ve sevildiğinin hissini vermek ne kadar zamanımızı alabilir ki....


Mutlu olmak için daha fazla olumlu duygular üretelim. Böylece yaşamımızda neşenin, keyfin, çoşkunun, minnetin, yakınlığın, dostluğun miktarlarının artığını göreceğiz. Olumsuz duyguları da kaldırdığımızda, suçluluk, pişmanlık, utanç, öfke, kıskançlık, can sıkıntısı gibi durumlarda ortadan zamanla kalkacaktır. Bunun için lütfen DOĞRU HİSSETMEyi bilelim. Ve SEVGİ DOLU ZAMANLARLA SARILALIM SEVDİKLERİMİZE))).... Sevgi ile kalmanız dileğimle...
 

((MART AYI İÇİN projelerimizi paylaşabiliriz.)

 
Toplam blog
: 6
: 608
Kayıt tarihi
: 26.07.10
 
 

  Hani diyorum, bazen hiçbir şeyden haberiniz yokken birileri canınızı yakar sebepsiz yere...Ders..