Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Nisan '14

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Sulak alanlar

Sulak alanlar
 

Son yıllarda çevrecilerin; korunması ve gelecek nesillere bırakılması gereken sit alanları, Milli Parklar, sulak alanlar, ormanlık alanlar, nesli tehlike altında olan canlıların yaşadığı alanların korunması, derelerin kurutulmaması, borulara hapsedilmemesi, kıyıların yapılaşmaya açılmasının engellenmesi, kaçak yapılaşma vs. konularında verdiği mücadele devam etmektedir.

Kaz Dağları'nda çok uluslu şirketlerin altın madeni aramasına izin verilmesi ve oksijen deposu ve Milli Park statüsünde olan yörenin tahrip edilmesinin engellenmesi için Bergamalı köylülerin verdikleri mücadele akıllardadır hala. Siyanürle altın aranması sonucu topraklarının zehirlenmesini istememektedirler.

Sinop ve Akkuyu nükleer elektrik santrallerinin kurulmasına yöre halkı karşı çıkmaktadır.

Onlarca dere üzerinde yapımı süren HES'lerle derelerin borulara hapsedilmesi telafisi mümkün olmayan çevre tahribatına neden olacaktır. Derelerin kurtarılması için çeşitli bölgelerde yöre insanının HES yapımlarının durdurulması için yasal yollara başvurmaları da devam etmektedir.

Ülkemiz flora ve faunasını, derelerini, ormanlarını, yaban hayatı için vazgeçilmez olan Milli Parkları korumak ve gelecek nesillere bırakmak için çaba sarf edilirken; hükümet "Sulak alanlar" yönetmeliğinde değişiklikler yaptı.

2 Şubat Dünya Sulak alanlar Günü dolayısıyla bir açıklama yapan Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, "bitmez tükenmez bir kaynak olarak görülen sulak alanların yanlış kullanım ve bilimsellikten uzak su yönetimi sonucu yok edildiğini belirterek, son kırk yılda Türkiye'nin 40'a yakın gölünün kuruduğunu, onlarcasının da kuruma riskiyle karşı karşıya olduğunu" söyledi.

Durum bu iken çevreye ilişkin kararları eleştiri konusu olan hükümet, Sulak alanlar Yönetmeliğini sil baştan değiştirdi. Bir alanın "sulak alan" olarak belirlenebilmesi iyice zorlaştırıldı.

Sulak alanlardaki "tampon bölgelerde" açılacak taş ocakları, hidroelektrik santral projeleri, motorlu taşıt, çimento üretimi, evsel atık transfer istasyonu kurulması  gibi faaliyetlerde ÇED süreci usul ve esasları bakanlığın belirleyeceği tek bir raporla sınırlandırılarak devre dışı bırakıldı.

Yönetmelik ile sulak alanları besleyen akarsular ile yüzey sularının yönlerinin izin alınmak şartıyla değiştirilmesinin önü açıldı. Arazi ve su kullanım planlamalarında, sulak alanların işlev ve değerlerinin korunması esas olmaktan çıkarılarak gözetimle sınırlandırıldı. Sazlık alanlarda ekonomik ve ticari önemi olan bitki türlerinin kesilmesine izin verildi.Sazlık alanlarda su kuşlarının yumurtlama ve kuluçkaya yatması, konaklaması, kışlaması; nadir ve nesli tehlike altındaki kuş türlerinin üreme bölgelerinin önemi göz önüne alındığında bunun su kuşları bakımından ne denli değerli olduğu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bu alanların "zorunlu olmadıkça özel mülkiyete konu olmaması gerekir" ifadesi ile  alanların özel mülkiyete konu olmasının da kapısı aralandı.

Sulak alanlardaki kuş türlerinin azalması ekolojik sonuçlar doğuracaktır. Böcek yiyen kuşlar bir çok tarım zararlısını kontrol altında tutar. Sivrisinek ve kum sineklerinden geçen "sıtma ve şark çıbanı" nın önüne geçer vs.

Ormanıyla, madeniyle, sulak alanlarıyla, göl ve dereleri ile, bozkırı ile dağ ve ovalarıyla bu toprakları bugün bizler yarın çocuklarımız daha sonrasında da onların çocukları kullanacaktır. Bu bağlamda ülkemizde ekolojik önemi olan alanların korunması için hepimize düşen görevler vardır.

 

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..