Suriyelim Kaçma

ÖNCE ÜLKELERİNDEN KAÇTILAR ŞİMDİ DE ÜLKEMİZDEN KAÇMAYA ÇALIŞIYORLAR

Yanlış oldu. İdlib şehitlerimiz sonrası Türkiye'nin aldığı kararla mültecilerin sınıra yığılması, kalabalıkların her saat artırılması çok yanlış oldu. 

Sınır kapılarının açılması dikkatlerin şehitler üzerinden alınıp sınırdaki hareketliliğe çevrilmesine neden oldu belki; ancak halkın üzerinde ekranlardaki bu görüntüler ters tepkilere yol açtı. 

 

Maşallah iri yarı, gayet sağlıklı genç adamlar ellerinde son model telefonlar. Güle eğlene yürüyorlar.Kendilerini kovalayan yok ama kapılar açılmış, Avrupa'ya geçmeye fırsat doğmuş sanıyorlar. İnsanlar sıcak evlerinden kalkmışlar, almışlar ellerine birer poşet giysi, dizilmişler yollara. On yıldır nerede yaşıyordunuz, hiç mi eşya edinmediniz, bir anda herşeyi bırakıp yollara mı dizildiniz? Öncesinden özel araçlarla sınıra yakın yerlere gelmiş olmalılar, görüntülerde uzunca bir yolu yaya yürüyerek geçmiş, tarlaları aşarak sınıra yığılıyor izlenimi veriyorlar... 

 

Sınırlar açılınca, göçmen kaçakçılarına bile güven gelmiş... İçlerinden biri başarılarıyla övünür gibi, pişkinlikle nasıl insan kaçakçılığı yaptığını anlatıyor. Mülteciler bu para avcılarına güvenip niye kaçmaya çabalıyorlar, bizim ülkemizde aç, açık mı kaldılar?

 

 İslamiyette eli silah tutan herkes savaşır, kadını erkeği... Savaşacak bu Yüce Allah'ın buyruğu...

 

Türkiye'ye Suriye'deki savaştan kaçtınız da, buradan nereye ne sebepten kaçıyorsunuz demezler mi adama?  Bizdeki rahatlığı, ilgiyi, alakayı hiç bir ülkede bulamazsınız bilesiniz. Herkes biz mi de ağrımadık başlarına gönüllü ağrı alsınlar? 

 

Ülkem bombalanıyor deyip savaştan kaçanlar şimdi de on senedir bakıldıkları ülkemizden hoşnut değillermişcesine Avrupa'ya geçmek için fırsat kolluyorlar.

 

Sahi siz ülkenizdeki savaştan niye kaçtınız? Empati kurmaya çalışıyorum. Ölümün var olduğu dünyada, aklım kaçmaya yatmıyor. Allah muhafaza bizim ülkemizde savaş çıksa zaten biz nereye kaçacağız? Bizi bağrına basacak dost bilinen bir devlet kimsemiz mi var?

 

BİR SAVAŞ ÇIKSA ZENGİN KAÇIYOR FAKİR ÖLÜYOR

OYSA YÜCE ALLAH SAVAŞTAN KAÇMAYIN BUYURUYOR

 

Müslümanlar Allah'ın emrine uysalar savaştan kaçmazlar. Ülkene, dinine, imanına, ırzına, namusuna göz koymuşsa düşman, eli silah tutan herkes (erkek, kadın, genç, ihtiyar) gücü yettiğince savaşacak...Peygamberim de savaşmıştır. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed'in (sallalahu aleyhi ve sellem.) İslamiyeti yayma uğruna Allah yolunda önde olarak savaşmıştır, bu savaşlarda onlarca şehit verilmiştir...

 

Bedir Savaşı, Uhud Savaşı, Hendek Savaşı, Hudeybiye Antlaşması, Hayber kalesinin Fethi, Mekke'nin Fethi (11 ocak 630-8 haziran 632) Huneyn Savaşı, Tebük Seferi...Peygamberimizin komuta ettiği savaşlardır.

 

Hz. Peygamber Aleyhisselatü Vesselam Uhud´da hayatını kaybeden yetmiş şehitle ilgili olarak şunu bildirmiştir:

"Kardeşleriniz Uhud´da şehit olunca, Allah onların ruhlarını yeşil kuşların cevfine koydu. Cennetin nehirlerinden içerler, meyvelerinden yerler. Arşın gölgesinde asılı altından kandillerde yerleşirler. Yiyecek, içecek ve istirahatlerinin güzelliğini görünce,

"Keşke, derler Cennette hayatta olup, rızıklandırıldığımızı biri dünyadaki kardeşlerimize haber verse. Ta ki, cihaddan geri kalmasınlar, savaş esnasında kaçmasınlar."

 

Savaştan kaçmak yedi büyük günahtan biridir. İslamiyette esas olan barıştır. Kur'ân'ın “es-sulhu hayr = sulh daha hayırlıdır.” (Nisa Suresi, 4:128), Ancak savaş kaçınılmazsa kaçmamak gerekir.

 

Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor:

"Hoşunuza gitmese de savaş size farz kılındı; mümkündür ki bazen hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için iyi, hoşunuza giden bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allah bilir, siz bilemezsiniz..." Bakara/216

 

"Ey insan! Bol kerem sahibi Rabbine karşı, seni aldatıp günaha daldıran nedir? " İnfitar 6. ayet

 

 “Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir…” Tevbe /111

 

"Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler, Allah´ın lütfundan kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde, Rableri katında rızıklandırılırlar. Arkalarından gelecek olanlara şunu müjdelemek isterler: Onlara hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmezler. Allah´tan bir nimeti ve lütfu ve Allah´ın mü´minlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.” (Âl-i İmran, 3/169-171)

 

Savaşmaya kimse mecbur kalmasın inşallah! Barış içinde yaşamak herkesin arzusudur. Bombaların altında kim yaşamak ister, lakin yakamıza yapışana da, "niye diye" hesap sormak düşer. Ayfer AYTAÇ- ayferaytac.com