Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Takıntılı, takıntılar...

Takıntılı, takıntılar...
 

İsmin dudaklarıma takılı kaldı demiş şair. Kim demiş bilmiyorum ama herkesin başına gelir bu tip şeyler. Mesela durup dururken bir şarkı takılır ve devamlı adeta usanç verecek biçimde tekrarlayıp durur insan.

Geçen gece geçmişte uzun müddet çalıştığım bir arkadaşımın soyadını hatırlayamadığım için sabahı sabah ettim neredeyse. Bir türlü kafamın içinden gitmedi. Neydi, neydi diye adeta beynim uyuştu. Sonra gündüz, hem de yoğun bir iş arasında aniden geldi aklıma.

Dilimize, aklımıza ve tabii ki gözümüze takılıp gitmeyen çok şey oluyor hayatta. Yaşadığımız günlük hayatın içinde , birden karşımıza çıkıveren ve sinir bozan bu takılmalar genelde insanı güldürüyor.

Bir de,insanların bazı alışkanlıklarının veya inançlarının takıntılı bir biçim aldığını görünce çok şaşırıyorum. Geçmişte bir haber okumuştum ki bu olayların tıbbi kaynaklara konu bile olduğunu sonradan öğrendim. Genç bir kızın yumurtalıklarında oluşan habis bir urun alınması için aile " kızlık zarı"bozulacak diye izin vermiyordu. Sağlık konusunda bile bu kadar bağnazlığın yaşanması insanı neredeyse çileden çıkartıyor. Ne biçim bir inanış, anlamak mümkün değil.

Bu da nerden aklına geldi derseniz; dün ilaç yazdırmak için sağlık ocağına gitmiştim. Tam doktorun yanına girdim ki telaşla kapı açıldı ve bir bey " karım bayıldı doktor hanım" diye bağırdı. Hemen fırladık ve doktor hanım hemşirenin yardımı ile kadını yere uzattı , zar zor ikna ile hatta itişme ile ayaklarını havaya kaldırttı. Tam hastanın baş tarafına gidip sıkı sıkıya bağlı eşarbını açamaya uğraşıyorken kocası dayanamadı doktorun eline yapıştı ve bağırdı " sakın başına açma" !

Hem doktor hem de orada bulunan herkes şaşırdı kaldı. Neyse ki kadın ayıldı ama ne doktorun ne de şahsen benim sinirlerim bir türlü yatışamadı. Önemli bir şey yoktu iyi ki ama adamın herşeye rağmen ( olaki ölüyor da olabilir di) saçını açma kimse görmesin,ölürse ölsün gibi davranışı çok acayip geldi bana. Dini inançları kuvvetli olanlara ve örtünenlere elbette saygım var ama bu derecesi tam bir cahillik ve maalesef müslümanlık dışında sanki başka bir dinin kutsanması gibi birşey gibi geldi bana.

Neden ilahiyatçıların yeterince bu konuları halka anlatmadığına kızıp durdum. O kadar bütçesi olan bir kurum ne iş yapıyor, başlıca işleri dinimizi ve gerekliliklerini öğretmek anlatmak olan bu kurum ne işe yarıyor?

Çok kızdım ama aslında çok üzüldüm. 21 yy da hala ülkemde dinini öğrenmek için insanlar okumuyor ve başka başka kişilerin bazan ve hatta çokça yanlış anlatımlarının peşinden gidiyor.

Sevgimle...

 
Toplam blog
: 351
: 3216
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Emekli olmaya çalışan bir sanatçı,yazmaktan büyük keyif alıyorum. Kocaeli Gölcük' de oturuyorum e..