Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

24 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Taksimde bikinili kadın (Başbakanın miting tezgahınayehik düşen provakatör)

TAKSİMDE BİKİNİLİ KADIN…

Başbakan âlem adam, her mitingde konu edilecek tartışılacak konu bile değilken, konu edilemeyecek görmezden gelinecek konularda büyük bir hararetle birkaç laf ediyor.

O kadar saat konuşuyor söylediklerinin arasında son 22 gün söylediğinden en ufak bir fark yok.

İyi ki biri akıl ediyor da konuşmalarının arasına birkaç yeni cümle atıyor…

***

Ancak doğrusunu yazmak gerekirse galiba giderayak ben de epey şüpheci olmaya başladım.

Acaba diyorum kendi kendime; şu kışkırtma yapanları kendileri mi yerleştiriyor “eylemcilerin” pardon “çapulcuların” arasına? Daha suyu kurumadan da Başbakanın miting tezgâhlarına düşüyor…

***

Zaten neredeyse tüm dünya eylemcilerin arasına yerleşen provokatörlerin “iktidardan” beslendiğinden emin.

Sadece bizim içlerinde benim de çok değerli dostlarımın olduğu halkımız hala  “o provokatörler var ya onlar olmasaydı bende oradaydım” diyecek kadar pişkin davranmayı şiar edinmiş haldeler…

Son konuşmasına dikkat etiniz mi; Provokatör Taksim’ deki Bikinili hanım…

Bu mu yahu bizim yaşantımız bu mu bizin din anlayışımız, diye soruyor meydandan da “yuh” seslerini alınca yüzü gülüyor…

***

Adamın biri, aklını “müstehcenliğe” takmış. Yani bilimsel açıklamasıyla; Müstehcenlik, özellikle cinsel nitelikli çağrışımlarla, genel olarak toplumun utanma ve edep duygusunu inciten, şehvet duygusunu uyandıran açık saçık ve yakışıksız durum, olarak bilinen “müstehcenliğe”

Hani şu Adananın Dörtyol kavşağında akşam iş çıkışına denk getirilen üç tekerlekli arabalarında iş yapan seyyar satıcıları var ya sebze meyve satan, onların başına dikiliyor tezgâhtaki “Muzları” göstererek; Kaldır bunları, bunların hepsi çok “müstehcen,” diyormuş…

Bir başka üç tekerlekli arabasıyla “şeftali” satan adamın yanına gelip; kaldı bunları müstehcen bunlar, adamı günaha sokar…

Derken cadde üzerinde mağazalardaki cansız mankenleri de, zücaciyeciler de satılan ince belli vazoları da kaldırın diyormuş, sebep; “Müstehcen…”

Artık Dörtyol esnafına kına gelmiş kaptıkları gibi adamı bir psikiyatra götürmüşler. Önce dinlemiş hastasını doktor, sonra demiş ki sizinle bir test yapacağız.

Doktor eline bir kalem bir de beyan kağıt almış, kağıda küçük bir “üçgen” çizerek sormuş;

“”Bu nedir, ne görüyorsunuz burada?”

Adam; bu yatak odası, şimdi soyunan bir kadın gelecek çırılçıplak bu yatağa uzanacak…

Doktor bu kez biraz daha büyük bir “üçgen” çizmiş kâğıdın ortasına, uzatmış adama göstermiş,

Adam; “Bu da daha büyük bir yatak odası şimdi on on iki kadın gelecek çırılçıplak yatağın üzerine uzanacaklar…”

Psikiyatr öncekilerden daha büyük bir “üçgen” çizmiş ve

“”Peki, ya şimdi” diyerek göstermiş…

Adam; “Oh harika şimdi içinde çırılçıplak kadınların dolaştığı büyükçe bir villa bu…”

Psikiyatr adamı şöyle bir süzdükten sonra teşhisini açıklamış;

“Siz bilinçaltında cinsel sorunları kompleksi olan bir psikopatsınız…”

Adam oturduğu yerden kalmış;

“Saçmalama doktor, aslın ben iyim psikopat olan siz misiniz? Deminden beri çizdiğiniz “müstehcen”

Resimleri niye gösterip duruyorsunuz?”

***

Camilere ayakkabı ile girdiler, içkiler içtiler, (iyi ki içeride seviştiler demeyi akıl edememiş)

Türbanlı kızlarımıza,  benim inançlı kardeşlerime saldırdılar “başörtülerini” açtılar, saçlarından tutup yerlerde sürüklediler…

Şu rezalete bakar mısınız; Şimdi de Taksim de “bikinili kadın…”

Bu mu bizim dinimiz, bu mu yaşantımız bunlar mı çağdaş kadınlar…

***

Her zamandır yazarım efendim; Yeni değil asırlardır bu kafa yapılarında en ufacık bir değişim söz konusu olmadı, gömlek mömlek hikâye, siz kafaya beyne bakın kafalara…

Ne güzel söylemiş atalarımız; Bir adamın fikri neyse “zikri de” odur…

“Taksim’deki bikinili kadın” bütün ülkenin ahlakını bozdu günaha soktu tüm gençleri….

Vay anam vay, Allah var ya “dört kadın” sevdası askıda…

***

Size yemin billah söz veriyorum, gerçi nasıl yapılacağını da bilmiyorum ama şayet Başbakan bundan sonra hatta gelecek seçim dönemlerinde de “dinimizi bu denli sömürmeye” devam ederse ve meydanlarda doluşan o saf inananlar da sesini çıkartmazlarsa; en kısa zaman içerisinde; “DİNİMİ DEĞİŞTİRECEĞİM…”

Çünkü Beyefendilerin dayatmaya hatta hepimize aptal muamelesi çekip kakalamaya çalıştığı din bizim dinimiz, yani;

O muhteşem “İslam Dini” değil…

Gayri Müslim dinler “İslamiyet’in şartlarına” harfiyen uyarken birileri bizleri dinden imandan çıkmanın yollarına sapıyorlar, hep beraber de seyrediyoruz. Hem hayret hem de yazık değil mi?

Nedir insanlarımızın gözünü bu denli karatacak, kör edecek, şaşırtacak şey acaba bilen var mı?

Erdoğan ÖZGENÇ

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..