Tanpınar'da gerçeği bulmak

'Huzur', 'Beş Şehir', 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü', 'Abdullah Efendinin Rüyaları', 'Sahnenin Dışındakiler' ve diğer eserleri. 'Yaz Yağmuru', 'Hikayeler', 'Aydaki Kadın' 'Mahur Beste', 'Aydaki Kadın' ‘Yahya Kemal’ ‘Yaşadığım Gibi’, ‘XIX Asır Türk Edebiyatı Tarihi ve ‘Şiirler’ eserleriyle tanıdığımız Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatımızdaki gerçek yerini almayı sürdürüyor.

Tanpınar üzerine okuru gerçeklikten uzaklaştırma çabası sürdükçe ‘Tanpınar’ın edebiyattaki gerçek yerini alması’ da sürecek. Yalnızca Tanpınar değil, çevresinde, o’na ait doğruları yazanlar bile yok sayılmaya, yazdıkları perdelenmeye, çarpıtılmaya çalışılıyor.

Enis batur, 24 Temmuz Kitap Ekinde Prof. İnci Enginün ve Prof. Zeynep Kerman’ın ‘Tanpınar’la Başbaşa’ kitabı üzerine kaleme aldığı “<ı>Tersi, söyleniyor: Tanpınar’la Başbaşa’nın yayımlanış ve yayına hazırlanış biçimi neredeyse utanç verici:iki profesör değil de, iki lisans öğrencisi yapmış olsaydı o işi, mezun edilmezlerdi. Araya giriş münasebetsizlikleri bir yana, yanlışlar ve eksiklerle dolu kitap, sunumun köhneliği cabası.” sözleriyle başladığı eleştirisini yılın ilk günü de sürdürüyor.

Yeniden eleştirme gereği duyan ve sanki Tanpınar’dan özür dileyen Enis Batur, Paris’te ‘Yazıların Köpüğü’ Kitabevi vitrininde gördüğü Tanpınar’ın ‘Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ romanından sonra onda uyanan iki duyguyu okura aktarıyor. Tanpınar’ın Fransa’da yayımlanan üçüncü kitabı olduğunu, yazarın kısa Paris seyahatinde bu vitrinlerde kendi eserlerini görmeyi düşlediğini ancak kendi ülkesinde bile üzerinin örtülmeğe çalışıldığını anlatıyor.

Tanpınar’ın öğrencisi ve asistanı yazar Turan Alptekin, 1 Ocak 2009 Cumhuriyet Kitap Eki’inde yayınlanan Enis Batur’un Tanpınar yazısı üzerine gönderdiği mektubunda

Aziz Dostum,
Yazıyı dikkatle okudum. Çok duygulandım. Enis Batur, daha önce de bu konuda "Sizi bu yayınla değil profesör yapmak, fakülteden bile mezun etmemek gerekir", anlamında bir yazı daha yazmıştı ve bence de haklıydı. Konuyla ilgili, Cumhuriyet'te, bu yayıncı "hanımefendi"lere sanırım Metin Celâl'in de bir uyarısı yayımlanmış bulunuyor. (…)

diye yazmış.