Tarhan Erdem öyle bir soru sordu ki!..

CNN Türk'teydi sanırım. Sayın Tarhan Erdem'in de konuk olduğu programda... "İddialı" partilerimizden birinin temsilcileri değerli gazetecilerle, halkın karşısındaydı. Tarhan bey, her zamanki bilge tevaazuluğu içinde öyle bir sorudu ki, deyim yerindeyse kimya çağında simyayı bozdu. "Milli geliri şu kadar senede 25 bin dolara çıkarırırız, diyorsunuz, aritmetik ortada. Hesabınız tutmuyor!" Kaçacak yer yoktu... Nasıl da yakalamıştı Sayın Erdem. Bir soruyla sürklase etmek bu olsa gerekti. Gelişmiş bir demokraside böyle bir durum o anda o siyasetin prestijini de oyunu da geometrik anlamda azaltır. Kendi hesabını tutturamayan ülkenin hesaplarını nasıl tutturacaktır?..

Ancak burası Türkiye'dir. Ve şu 2007 seçimlerinin simgesi mazot olduğuna göre, atmaya da vergi yoktur! Adeta "yalandan kim ölmüş" arabeskliği içinde bir yeni seçime sürüklenmekteyiz. Bu sürecin bir başka özelliği de ölçüsüz vaatlerdir. Partiler vaat enflasyonu içinde biribirleriyle adeta yarışmaktadır. Tarhan beyin de değerli bir araştırmacı olarak gazeteci kimliğiyle topluma yaptığı katkı bu süreçle yurttaşı yüzleştirmektedir. Sorunun muhatabı olanların bu oyunda ciddiyetlerini koruma konusunda duyarlı olduğunu da düşünmekteyim. Ancak o ortam belli ki herkesi etkilemekte.

Tarhan beye gelince... Kendisiyle bir buçuk yıla yakın çalışma olanağını buldum. Gerçekten bilgili, zeki, yurdunu seven bir insandı. Bana bazen çok kızardı. Teknolojiyi kullanma ve metodoloji konusunda... CHP'ne olan heyecansal bağlılığımı olgunlaştırmakta güçlük çektiğim bir dönemdi. O, iyi bir öğretmendi! Öğütlerini yollarımız ayrıldığında daha fazla tutmaya ve ona hak vermeye başladım... Tıpkı CHP'ndeki diğer hocalarım gibi...
Kendisini daim saygıyla anarım.

TV'deki programı izlerken bir anda şunları düşündüm: Türkiye merkez solunda nice değer var. Neden bir yüksek performanslı takım oyunu oynanmaz? Neden ortak akıl yeterince önemsenmez? Neden dostluk ve kardeşlik ön plana çıkmaz? Neden ilkelere bağlılık yüceltilmez?..

Sizce neden?..