Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '13

 
Kategori
Siyaset
 

Tarihi ters çeviren yazılar/Türkiye de İsrail gibidir: bu nedenle İsrail’i eleştirmeye hakkı yoktur

Tarihi ters çeviren yazılar/Türkiye de İsrail gibidir: bu nedenle İsrail’i eleştirmeye hakkı yoktur
 

(Bir Türk evladı olarak bunları yazmaktan utanıyorum)

Bizim belki bir Filistin’imiz olmadı, Gazze’yi bombalamadık ama pek de rahat durduğumuz söylenemez. Hassas konularımızın etrafına çizdiğimiz kırmızıçizgiler yıllar sonra bunlarla ilgili ihlallerde ortaya çıktı. Meğer biz demişiz ki “Bu coğrafyada bana yan bakanın...”

Üç kıtadaki Otoman hanedanlığı kaybetmenin hazımsızlığına Kurtuluş savaşını kazanmanın sarhoşluğu da eklenmiş, büyük Türk bu topraklara sığmaz olmuştu. Okullarında okuttuğu milli tarih komşularına ve zamanında savaştığı uluslara karşı işte, Yunan’ı denize döktük, Bulgar’ı dipçikle kovaladık, Napolyon Cezzar’ın elinden zor kurtuldu gibi alçaltıcı ve dalga geçen ifadelerle doluydu.

İmparatorluğun dağılmasından sonra sınırlarımız dışında kalan Türk asıllı kitlelerle gönül bağı, kültürel bağ adı altında aslında siyasi bağlar kurulmuştu. Ve Ankara tabir yerindeyse kanı bitlenmeye başlayınca imparatorluk topraklarında soydaş davası gütmeye başladı. Her nasılsa nerede bir Türk azınlık varsa orada sorun vardı ve bağlı olduğu ülke soydaşlarımıza zulüm ediyordu. Türk azınlığa zulüm etmeyen kimse yoktu.

Babanızın istemediğiniz mirasını reddedebilirsiniz; ama Türk aynı soydan olabileceği iddia edilen Apaçilerin beyazların kafa derisini yüzdükleri savaş baltalarını bile sahipleniyordu. Söylentiye göre Osmanlı 1,5 milyon Ermeni’yi öldürmüştü. Türk’e göre ise dedeleri bir tek Ermeni’yi bile öldürmemişti. Arada bu kadar fark nasıl olabilirdi. Türk’ün dik başlılığı ve bilinçsiz inadı yüzünden dünyanın yarısı Ermenileri haklı buldu. Çünkü 1,5 milyona karşılık “Hiç olmadı” denilemezdi. O savaş ortamında 50–100 bin Ermeni’nin öldürülmüş olması mümkündü. Ayrıca dedenizin kanlı mirasını kabul etmeyebilirdiniz. Bu milletin kendini haklı çıkarmakta üstüne yoktu.

Türk tek haklı olduğu konu olan Kıbrıs’ta da durumu bahane ederek gereğinden fazla ileri gitmişti. Baskılar olmasa Türkiye adanın tamamını işgal edecekti. Gerçek olmasa bile Türkiye’nin sanki komşularının toprağında gözü vardı. Yunanlı çocuklara bir gün İzmir’i almaları öğretiliyormuş ya ne fark eder, biz de Selanik’e Türk şehri diyor, adeta sahipleniyorduk. Turancılara esir Türkleri kurtarma ordusu kurdurturken taş atan Filistinli çocukları vuran İsrail askerlerine kızıyorduk. Musul, Kerkük bizimdi, elimizden almışlardı. Her iki şehrin etrafına kırmızıçizgiler çizdik. Ege’de iki tane kaya parçası için az kalsın savaşacaktık.

Almanya’ya sırf ekmek için giden 3,5 milyon Türk’le ilgili muhtemel hükümranlık hesapları yaptık. Gagavuzlar, Çeçenler vs nedeniyle Rusya’dan toprak umduk. %75’i Türk olan Anadolu’nun dağlarına taşlarına “Önce vatan” yazdık. Mısır’da kalmış dedelerimizin muhtemel servetlerini bile Türkiye’ye getirmeye çalıştık. Tunus’a, Libya’ya, Suriye’ye  el altından asker ve silah yardımı yaptık, para yolladık. Azerbaycan’da suikast ve ayaklanmalar düzenledik. Komşu devletlerdeki huzursuzluklarda Türkiye’nin parmağı olabilir.

12 milyon Kürt' ün çocuklarına kendi dillerinde isim koymalarını bile yasak ederek dünyanın en kanlı örgütünü kendi ellerimizle yarattık.

Ortadoğu’da iki çıbanbaşı Türkiye ve İsrail’in birbirlerine diyecek şeyleri olamaz. Ve Kerim Korkut bu yazının altına imzasını atar!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..