Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mayıs '06

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Tarihin donduğu yer: Safranbolu

Tarihin donduğu yer: Safranbolu
 

Safranbolu'nun yıllar içindeki evrimine hayran kaldım. UNESCO'nun dünya mirası listesinde yer alan ilçe, küçük kafeleri ve turiste iyice alışmış yöre halkıyla, "o yörenin Bodrum'u" havasında

Hem geceye kaldım hem de yanlış sapaktan çıktım. Çerkeş ayrımından girdim, felaket bir yolla karşılaştım. Yolun sağı-solu belli değil. Kamyonlar, Allah ne verdiyse basıyorlar. Bir tek Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nın gece görüntüsü çok güzeldi. Bacalardan alevler fışkırıyor. Uygun bir köşede bir miktar seyrettim. Gayet dikkatli ve mümkün olduğunca az kötü kelimeler sarf ederek Safranbolu'ya vardım.

Kahvenin yanında karadut
Sabahın ilk ışıklarıyla kendimi Safranbolu çarşısına attım. Daha dükkanlar bile açılmamış. Arastanın meydanındaki kafe yeni yeni sandalyeleri çıkarıyor. Duvara asılmış bir yazı dikkatimi çekti, okumakla kalmayıp not aldım:
"Üçüncü sınıf bir yerde yaşayanlar yere çöp atar, kimse durup o çöpü almaz. İkinci sınıf bir yerde yaşayanlar yere çöp atar, o çöpü toplayanlar da vardır. Birinci sınıf yerde ise kimse yere çöp atmaz, yine de yerde çöp gören onu alır."
Bir Türk kahvesi söyledim. Yanında küçük bir bardak karadut şerbeti ve bir bardak suyla geliyor. Pek keyiflendim. Kepenkler yavaş yavaş açılırken, evimin önüne bırakılan inşaat artıklarını, Sarıyer Belediyesi'ni arayışlarımı, "Kardeşim Allah'ını seviyorsan atma buraya" konuşmalarımı düşündüm. Adam ne güzel yazmış işte ikinci mevkideyiz, atan da var toplayan da...
İnsan "boşver" diyemezse, yaşamın tadı tuzu kalmıyor... Safranbolu'dayım, "boşver be" havasındayım. Eski gömleklerin Şile bezinden yapılma versiyonları görücüye çıkıyor, lokumcular tattırmaca lokmaları tepsilere diziyor, Safranbolu bir hafta sonu gününe hazır artık. Ben de.
Safranbolu benim görmediğim zaman dilimi içinde çok değişmiş. En son 15 sene kadar evvel gitmiştik, şimdi neredeyse Bodrum havasında. Yerler taş döşenmiş, sokaklar pırıl pırıl. Çarşı iyice turistik bir atmosferde ama o eski kasaba ışığı gitmemiş.
- Gel abi, bir çayımızı iç!
"Olur" dedim Aleattin amcaya. 66 yaşında, doğma büyüme Safranbolulu. "Eski Safranbolu da Safranbolulu da kalmadı" diyor çaylarımızı yudumlarken. "Evleri sattık sattık, paraları yedik. Bu turistik eşya satan dükkanların mazisi 10 sene yok. Evvelden gelen misafirler evlere dağıtılırdı, böyle otel motel ne gezer? Bana Erzurum'dan bir doktor geldiydi, Ege isminde de bir kızı vardı, çok tatlı insanlardı..."

Çeşit çeşit tokmak
Yeni il olan Karabük'ün ilçesi Safranbolu. Geleneksel Türk mimarisi tarzındaki evlerin ününü duymayan yoktur artık. Dolaşıyorum, resim çekiyorum, doyamıyorum...
Evlerin kimisini gezmek mümkün. Bir kısmı da pansiyon olarak hizmet veriyor, yani kalmak da mümkün. Büyük odalarında havuzu olanlar, kapısında çeşme olanları da var. Bütün odaların pencereleri, başka manzaraları görecek şekilde inşa edilmiş. Genelde altı-sekiz odalı evler, çok ince bir mimarinin ve ince bir zevkin ürünü. Ustalık kültür birikimiyle birleşmiş sanki...
Kapı tokmakları özellikle ilgi çekici. Tok ses çıkartanlar erkek misafirler için tiz ses çıkartanlar hanım konuklara ayrılmış. Bazı kapılarda çocuklar için de ayrı tokmaklar var. İki tokmak arasına zincir gerilmişse de, "Evde yokuz" anlamına geliyor. İncelik diye buna derim...

<ımg hspace="10" src="http://www.milliyet.com.tr/2006/05/07/pazar/resim/yazturk1.jpg" align="right" vspace="10" border="1"> Nasıl gidilir?
İstanbul-Ankara karayolundan takip ederken Gerede sapağından sapın ve Karabük yönüne devam edin. İstanbul'a 400, Ankara'ya 230 km. uzaklıkta. Karabük'e ise sadece 8 km. Otobüsle gidecekseniz, Karabük-Ankara ve İstanbul seferleri oldukça sık. Karabük'ten Safranbolu'ya da minibüs bulmak hiç zor değil.

Ne yapılır?
Çarşı içini adım adım gezin. Evleri ve kapılarını iyice inceleyin.
Hıdırlık Tepesi'ne çıkabilirsiniz, manzara çok güzel.
Safranbolu lokumu ve ev maketleri alabilirsiniz. Maketler 10-20 YTL'ye satılıyor.
Civar köyler Eflani, Yörük köyü ve Ovacık ziyaret etmeye değer.
Safranbolu yakınlarında birçok bölgede doğa yürüyüşleri yapılıyor. Bir turizm şirketi aracılığıyla gitmekte fayda var çünkü kaybolma riski oldukça yüksek!
Bir saat mesafedeki Devrek, bastonlarıyla ünlü. Ben gitmedim ama gidenler memnun döndüler.
Bartın ve Amasra çok yakın.

<ımg hspace="10" src="http://www.milliyet.com.tr/2006/05/07/pazar/resim/yazturk2.jpg" align="right" vspace="10" border="1"> Nerede kalınır?
Zalifre Otel: Üç yıldızlı. Ben Zalifre'yi çok sevdim, kahvaltısı özellikle olağanüstüydü. Tek dezavantajı çarşı içinde olmayışı. Arabayla gittiğim için dert etmedim, servisten çok memnun kaldım. Kahvaltı dahil bir kişi 90, iki kişi 120 YTL. Tel: (0370) 725 47 18
Turing Havuzlu Konak: İki kişi kahvaltı dahil hafta içi 90, hafta sonu 100 YTL. Otel çok güzel, lokantasına bayıldım. Tel: (0370) 725 28 83
Kadıoğlu Şehzade Konakları: İki kişi kahvaltı dahil 70 YTL. Tel: (0370) 725 27 62
Cinci Han: İki kişi kahvaltı dahil hafta içi 120 hafta sonu 140 YTL. Suit oda ise hafta sonu 160 YTL. Tel: 0370)712 06 80

Ne yenir?
Yöresel yemekleri tattım. Safranlı pilav çok lezzetliydi. Safranlı zerdeyi pek sevmedim. Cevizli yaprak helvası ve kalın ev baklavası ise, "nasılsa saatlerdir yürüyorum" diye muhasebesi yapıldıktan sonra mideye mutlulukla iniyorlar. Turing Havuzlu Konak'ın bahçesi ve yemekleri mükemmel. İsteğe bağlı olarak ıspanaklı mıhlama ve erişte çorbası yapıyorlar.
Önceden haber verilirse, suböreği de.

 
Toplam blog
: 18
: 5166
Kayıt tarihi
: 11.05.06
 
 

Benim işim, hikayenizi anlatmak...Mesleğimi soranlara ne diyorum? Gazeteci? Muhabir? Yazar? Televi..