Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '13

 
Kategori
İnançlar
 

Tasavvufta Sevgi ve Kadın üzerine

Tasavvufta Sevgi ve Kadın üzerine
 

Sevginin olmadığı yer; ruhsal yaşamdan uzak kalınan yerdir. Sevginin olduğu yüreklerde ruhsal özgürlük vardır. Çünkü sevgi;  Yaradan  Allah’ın yüreklerimize döktüğü Aşk’ın cevabıdır. Aşk ile yüreklerimiz sınanır. Yol, insan olmanın ötesinde insan-ı  kamil olabilmemiz için için yakar yüreklerimizi. Bekleriz biz, Aşk ile kapısını çalarız, bize insan-ı kamil olma tacını versin diye. Büyük mutasavvıflardan Yunus Emre, Tabduk Emre’nin dergahından yüreğinin buz hali yeni çözülmeye başlamışken henüz bilinçsizken ayrıldığında yollara düşmüş, her yerde Allah’ı ararken bir gün su kenarında sevgiliyi bir kadın tasvirinde görmüştür ki bu makam tasavvufta erenlerin nail olacağı haldir. Şems-i Tebrizî, kadın için “bilmeyenlere göre nefsdir ama bilenler için ise nefesdir” tanımlamasını kullanırken, Mevlana Mesnevi’sinde “kadın bir Nur’dur sevgili değil, kadın yaratıcıdır, yaratılmış olan değil” sözleriyle çok net bir şekilde kadının ruhî   özelliğine vurguda bulunmuştur ki bu;  Yüce  Allah’ın doksan dokuz isminden biri olan Rahim yani  ”Rahmet ve merhameti sınırsız olan, dünya hayatını buyruklarına uygun biçimde  yaşayanlara ölüm sonrasında  Özel rahmetler sunan” anlamındadır ki;  bu da Rahman  olan  yani rahmeti sonsuz olan, inanan ve inanmayan  herkese rahmet ve merhametinin tüm nimetlerini ayrım yapmadan sunan Allah’ın ahlakı ile ahlaklanıp takvaya ulaşma noktasıdır.

Rahim olan Allah’a ulaşmak; ölmeden önce ölmek yani Nefsi her türlü yenip, nefse karşı ölüp, yaşamak, hem dünyada hem de ahiret de ulaşılabilecek en yüksek noktadır. Müslümanlık işte bu yüksek noktadadır ve bunu çoğaltan ve artıran; Yunus Emre’yi geri döndüğünde itip kakan dervişlerin hamlığının durumu gibidir. Yunus Emre, erenlerin Nuruna kavuşmuş ve ölmeden ölüp geriye dönmüştür ki; umutla bekler kapısında Tabduk Emre’nin…

Tabduk Emre gideceğini de bilmiştir Yunus’un,  döneceğini de… Bu sebeple Aşk ile yanıp geriye dönmesi için izin vermiştir, sessiz kalmıştır gidişine… Döndüğü anda sınanan yürek  Yunus Emre’nin yüreği değil, kapıda ki dervişlerin yüreğidir. En sonunda tüm hırpalanmış hali ile yerde yatan Yunus Emre’ye seslenir Tabduk Han; ”dönen bizim Yunus mu?”. Kabul buyurmuştur dergahından içeriye…

Rahman’da kelamında ahlaklanıp;  Rahim olan Allah’da  ölmeden şekillenmiştir. Bu sebeple  kabul buyurmuştur Yunus’u Tabduk Emre.

Vedud, vardır yüreğinde artık Yunus’un, sevginin kaynağı olan, seven sevdiren, sevme ve sevilme ilişkisini kotaran, tüm sevgilerin en yüce gayesi olan…

Mevlana kadının ruhsal üstünlüğüne vurgu yaparken ve Yunus Emre Rahim olan Allah’a  ölmeden ölerek kavuşurken şu söz tüm varlığıyla ve ışığı ile açığa çıkmıştır;  “Cennet Anaların ayakları Altında dır.”

Pınar Sabancı

 
Toplam blog
: 7
: 375
Kayıt tarihi
: 27.11.13
 
 

1979 İzmir doğumluyum. Sevgiyle kalmanız dileğiyle... ..