Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '13

 
Kategori
Güncel
 

Tayfun Talipoğlu, Şafak Sezer ve iki özrün analizi

Tayfun Talipoğlu, Şafak Sezer ve iki özrün analizi
 

Toplumun büyük bir kesimi tarafından Tayfun Talipoğlu saygıdeğer bir kişi olarak tanınır. Öyledir de. Duyarlılığını sorgulamak şöyle dursun her eylemi ve sözüyle bunu kendimizi bildiğimiz gibi biliriz. O da bu toplumun bir ferdi olarak toplumu ilgilendiren sorunlar ve acılarla ilgili her insan gibi tepkisini göstermekte. Tıpkı Gezi Direnişi sırasında olduğu gibi…

İnsanın gözü önünde polislerin insanlara uyguladığı tazyikli sulu ve biber gazlı şiddet karşısında, olaylar sırasında orada olan herkes gibi Talipoğlu da tepkisini göstermişti. Elbette Twitter’daki küfürlü notunu tasvip etmeyeceğiz. Ancak bir düşünün. Silahsız gencecik insanlara yönelik böyle bir saldırıya tanıklık ettiğinizde tepkinizin ayarını düşünemezsiniz. O şiddete maruz kalanların yerine kendi çocuğunuzu, eşinizi, dostunuzu, akrabanızı koyduğunuzda Talipoğlu’nun sözlerinden daha ağır bir tepki vermeyeceğinizin garantisi yok.

Şöyle yazmıştı Talipoğlu. “Taksim’de polis sokakları bırakıp cafelerin içine gaz bombası atıyor. Birisinin bu o… çocukluğuna dur demesi lazım.” Ve beklenen olmuş, Talipoğlu bu tweeti yüzünden emniyete ifade vermesi için çağrılmıştı.

Bu sözlerdeki tepki mi, tepkiyi dile getiriş şekli mi muktediri rahatsız etti? Bu sorunun cevabı AKP’nin başlattığı “cadı avı” sürecinin içinde gizli… Elbette tepki göstermek sizi zan altında bırakmak için yeterli… Böylesi bir durumda ses çıkarmak ve gerçekleri dile getirmek rahatsız edici bir durum olsa gerek… Ancak tabii ki tepkinin dile getirilişinde kullanılan ifade Talipoğlu’nun da kabul ettiği gibi hoş bir ifade değil. Hemen hemen hepimizin bu gerilim ortamında yapılan bu haksızlıklara, medyanın suskunluğu da eklenince ağır tepkiler verdik. Kadının ve annenin onurunu zedeleyici ifadeler kullanmak elbette ki hiç hoş değil. Talipoğlu da işte bu ifadelerinden dolayı gerekli özrü de diledi. Ama o özür polisten ve polise bu şiddet eylemlerinin emrini verenlerden değildi. Yine de küfür içermeyen bir ifadeyle tepkisini dile getirmesi gerektiğini biliyor. Özünde attığı bu tweetten pişman olmadığını da ifade ediyor.

Bir diğer özür öyküsü de Şafak Sezer’den… Şafak Sezer direniş sırasında ünlüler arasındaki en aktif direnişçilerden biriydi. Hatta Beşiktaş’ta Barboros’u trafiğe kapayanlar arasındaydı.

Şafak Sezer katıldığı AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın iftar yemeğinde direnişteki aktif rolünden dolayı Başbakan’dan özür diledi. Elini öpmek istediği de söyleniyor. Şafak Sezer’i bu eyleminden dolayı yargılamaya niyetim yok. Ama bu durum başka bir algının özeti aslında… Başlatılan cadı avından en az yarayla kendini sıyırmak isteyenlerin, direnişe katılmayan insanlarda da gördüğümüz biat itiraflarına sıklıkla rastlıyoruz. Zerrin Özer ve Doğuş da bunlar arasında sayılabilir. Ancak Şafak Sezer içinde bulunduğu durumun şiddetine göre el öpüp diz çökmeyi tercih edebiliyor. Elbette ki çok normal… Ve tabii önemli bir samimiyetsizlik göstergesi… Diyor ki aslında “şeytana uydum hünkârım affet.” Hünkârsa ‘büyüklük’ gösterip affediyor.

Onu yargılamak elbette bana düşmez. Ama bu yazıya Şafak Sezer’i eklememe neden olan şey sadece bu diz çökme değil… Gelen tepkilere cevaben yazdığı şu tweeti bu yazıda Sezer’e yer verme gerekliliği doğurdu.

“Bir insanı sevmek döneklikse

Ben Başbakanımı seviyorum

Ne Ak Parti'den anlarım

Ne de siyasetten...

Kişileri sevmek emek ister”

‘Şiir gibi’ bu sözler kafası bir hayli karışık Şafak Sezer’in başbakan için gizliden gizliye yürütüldüğünü tahmin ettiğim “seni sevmeyen ölsün” kampanyasında ‘faydalı’ bir slogana dönüşebilir.

Kendini sağlama almak için ucuz ‘esnaf’ numaraları üreten ünlülere daha çok tanık olacağız gibi görünüyor. Tayfun Talipoğlu gibi düşüncelerinden ve duruşlarından taviz vermeyenleri de ayırt etmemizi sağlayacak, turnusol vazifesinde tuhaf bir süreç içine de girmiş bulunuyoruz.

http://www.twitter.com/dgnozcn

 
Toplam blog
: 87
: 1141
Kayıt tarihi
: 28.11.12
 
 

Uludağ Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Ancak dört yıldır müzikle uğraşmaktayım. Trompet ça..