- Kategori
- Siyaset
Tek Tekli Cumhuriyet
96 yıldır Cumhuriyet ile yönetiliyor Türkiye.
Dünyadaki devletlerin yönetim biçimleri, biliyorsunuz sadece demokrasinin uygulandığı Cumhuriyet biçimi değildir.
Birleşmiş Milletler’in tanıdığı 195 bağımsız ülke var.
Bu ülkeler Monarşi, Oligarşi, Meşrutiyet ya da Cumhuriyet gibi yönetim biçimleriyle, devletlerini yönetiyorlar.
Peki, Cumhuriyet nedir..?
Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı, bir devlet yönetim biçimidir.
Cumhuriyet Rejiminin uygulandığı devlet yapılarından, 2 Cumhuriyet biçimine göz atalım.
1- Tek Devlet yapılı Cumhuriyet Yönetimi:
Cumhuriyet’in bu biçimine, Üniter Devlet yönetimi de denir.
Bu tekli Cumhuriyet yönetim biçimi, üniter devleti oluşturan unsurların birliğine ve tekliğine dayanır.
Tek bir merkezden yönetilen ve ülkenin her bir tarafında aynı hukuk kurallarının geçerli olduğu, bir devlet yönetim şeklidir.
Türkiye, 96 yıldır Tek yapılı Cumhuriyet rejimi dediğimiz bu Üniter Devlet biçimiyle, devletini yönetiyor.
İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan ve İsveç de bu TEK yapılı Cumhuriyet biçimiyle, yani Üniter Devlet biçimiyle ülkelerini yönetiyorlar.
2- Çok Devlet yapılı Cumhuriyet Yönetimi :
Bu yapıdaki Cumhuriyet biçimine, Federasyon da denir.
Çoklu Cumhuriyet devlet biçimi, Tekli Cumhuriyet devlet biçimi gibi tek merkezden yönetilmez..!
Federasyon, ülkenin eyaletlerinin (federe devletlerinin) birliğinden oluşan, çoklu bir Cumhuriyet yönetim biçimidir.
Ülkenin federal devletleri, yani eyalet devletleri kendi iç yapılarında bağımsızdırlar.
Her eyalet devletinin Meclisi ve demokratik sisteme göre işleyen devlet kurumları vardır.
Federasyonlaşan bu birden fazla federal devlet, dışarıya karşı ise bir bütündür ve ülkelerini TEK bir devlet olarak temsil ederler.
Bu şekilde, Federal Cumhuriyet biçimi ile yönetilen ülkelerin başında Almanya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gelir.
Görüldüğü gibi Türkiye, 96 yıldır Üniter bir Devlet yapısına sahip olup TEK’ li Cumhuriyet biçimiyle, aynı İngiltere, Fransa gibi TEK bir Merkez’den yönetiliyor.
Bu bakımdan sayın Cumhurbaşkanı’nın sıkça söylediği TEK TEK’lere dayalı, TEK Merkez’den yönetilen günümüz Cumhuriyet Devleti, hiç de yeni bir biçim değil.
96 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nasıl bir yönetim biçiminde yönetilmiş olduğunu, bizlere göstermiş olduğu ve sistemi görülür hale getirdiği için, sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür etmek gerekiyor.
Ayrıca ; sistemi 96 yıldır devam ettiren düşüncenin, CUMHUR İTTİFAKI ile ilelebetleştirecek olmasında, şaşılacak ne var ki..?
Zira bu durum, Türkiye Cumhuriyeti kurulalıdan beri, zaten böyleydi.
Esas şaşılması gereken şey, Cumhuriyet Bayramı kutlayan Cumhur İttifakı karşıtlarının neyi kutlayıp, neye hizmet ettiklerini bilmemeleridir..!
Kutladığımız Cumhuriyet Bayramı ile ilgili olarak, bir çok düşünür, aydın, yazar ve yorumcu, değişik yerlerde yayınladıkları :
-Hangi Cumhuriyet’i kutluyoruz..?
-Cumhuriyet nedir, ne değildir..?
-Farklılıkları kucaklamayan bir Cumhuriyet.
.. vb. başlıklı yazılarıyla ; 96 yıldır ülkemizde yaşananların analizini yapmışlar ve yapıyorlar.
Bunlara kulak asmak ve bunları dinlemek gerekmiyor mu..?
Netice olarak, yüreklice söylemek gerekirse, Cumhuriyet’i ;
-ebedi şeflerle..
-milliyetçi Cephelerle..
-milli şeflerle..
-faşist darbelerle..
-O hallerle..
-Sıkı yönetimlerle..
-Amerikancı iş-birlikçilerle
.. ve benzeri olağanüstü anti-demokratik hallerle yaşayan bir millet var.
Ve bu Millet’in adı, Türk Milleti.
Ve bu necip (cesur, vefalı, soylu, fedakar) Millet, 96 yıllık Cumhuriyet tarihi boyunca, kendi ülkesinde; kan, zindan, idam, terör ve yargısız infazlara tanık olmuş.
Ve şimdi; bu yaşadıklarımızı hiç yaşayan biz değilmişiz gibi, anlı-şanlı, görkemlice kutluyoruz. Ve kutlamaya da devam edeceğiz.
Ben de kutladım.
Hem Cumhur ve hem de Millet İttifaklıların, Tek Devlet yapılı Cumhuriyet Bayramlarını, tekrar, bir defa daha kutlayayım.
Kutlasak da, yapılan kutlamalarla görünen o ki; bu kutlamalar, gerçeği yansıtmıyor ve yaşadıklarımızla örtüşmüyor.
Netice olarak diyeceğim şudur ki, her kim olursa olsun, herkes kafasını 2 avucunun arasına alıp düşünmeli.. koltuk, şan, şöhret, kibir, ihtiras ve ihtişamlarla böbürlenip hindi gibi kubarmaktan ve dedi-kodu yapmaktan vazgeçmeli.. ya olduğu gibi görünmeli, ya da göründüğü gibi olmalıdır.
96 yılın muhasebesini yapmak, merkeziyetçiliğe değil yerel yönetimlere ağırlık vermek, demokrasiyi yaygınlaştırıp kurumsallaştırmak ve Türkiye’ye huzuru, barışı ve istikrarı getirmek için düşünceler.. planlar.. modeller ortaya koymak, hepimizin öncelikli görevi olmalıdır.
Özgürlüğe, eşitliğe ve evrensel değerlere kucağını açan, demokratik bir Cumhuriyet İdaresine kavuşma özlemiyle..
Sevgiyle, umutla, dirençle.