Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ocak '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Teknoloji, şifreler ve gündelik yaşam

Gündelik yaşantımızı sürerken teknolojinin ne kadar baskısı altında olduğumuzu bir çoğumuz hissetmiyoruz oysa teknoloji, yıllardan etrafımızı hızla sarıp sarmalamakta, bizlerde bu sarıp sarmalamayı tam bir teslimiyetle kabul etmekteyiz.

İşe başladığım 80' li yıllarda PC' ler ortada yoktu ve sayısal teknoloji bu kadar gelişmemişti. Ana sistemlerle iş görürdük ve çalıştığım işyerinde bilgisayar bile yoktu. Bilgisayarın gündelik yaşamımıza kadar hızla gerçekleşen yolculuğu sırasında çevremizde her şey teknolojik devrimin etkisi altında kalmaya ve bizleri kuşatmaya başladı. İlk yıllar kollu makialarla işe giriş çıkış puantajlarımız yapılırken, emekli olduğum yıllarda her türlü bilgimi içinde saklayan bir plastik kartla her kapıyı açabiliyor ve kişisel bilgilerimi yanımda taşıyordum.

Dünya sayısal devrimle tanıştığından çok kısa bir süre sonra ülkemizde de sayısal devrim başladı ve gündelik yaşamımıza çok çeşitli numaralar ve şifreler girmeye başladı.

Bugün, heri işimizi görmeye başalayan TC kimlik numarası, çalışanlar için işyeri sicil numarası, SSK sicil numarası, emekliler için SSK tahsis numarası, sağlık karnesi numarası, almak için işimizi gücümüzü bırakıp koşturduüğumuz ve şu anda TC kimlik numarası ile iş görebildiğimiz i çin iptal ettiğimiz vergi numarası ...

Sokak numarası, ev numarası, daire numarası, elektrik, doğalgaz, su tesisat numarası, iş telefonu, fax, cep telefonu numarası, banka hesap numarası veya banka hesap numaraları ... Yani say sayabildiğin kadar numara.

Ya şifreler...

Her banka tarafından veirlen hesap numaraları, yeni icat ettikleri müşteri numaraları, bankamatik kartları ve şifreleri, kredi kartları ve şifreleri, internet bankacılığı müşteri numaraları ve şifreleri ...

İş yerinde kullandığımız bilgisayara ait kullanıcı kodu ve şifresi, evdeki notebook ya da bilgisayarda kullandığımız kullanıcı kodu ve şifreleri.Cep telefonlarının giderek gelişmesi sonucu her türlü bilgiyi taşımaya muktedir olmalarıyla başlayan cep telefonu kademeli şifreleme sistemleri.

Bu kodlar ve şifreler dünyası aslında güvenlik için yapılmasına rağmen hepsini akılda tutmak zor olduğundan hepimiz önce bir yere bu şifreleri kaydetmek isteriz sonra, başka birilerinin eline geçer diye vazgeçeriz. Tüm şifreleri aynı şifreye getirelim deriz bu sefer de bir şifreyi kıran veya ele geçiren her şeyi bulabilir diyerek vazgeçeriz veya bu riski göze alır hepsini aynı yaparız ama çeşitli sistemlerden edinilen şifreler birbiriyle senkron olmadan değiştirilmek zorunda kalınır çünkü sistem değiştirmenizi ister. Bir büyük kaos daha....

Son zamanlarda, bazı şifreleme sistemleri sadece harf veya sadece rakam yerine hem harf hem rakam istemeye başladılar. Buyrun, ikinci büyük kaos. Bu sefer bizim için anlamlı harf ve rakamları seçmeye çalışırız güç bela bir şeyler buluruz bu şifreyi ibze anımsatması için örneğin cep telefonuna şifreleyerek yazarız ve sonra neyi neden şifrelediğimizi unuturuz acil bir işimiz olduğunda ise kesin hata yapar şifreyi kilitleriz. Sistemler genelde 3 kereden fazla şifre denendiğinde ve başarılı olunmadığında "şifre kötü ellere düştü" diye şifreyi kilitlerler.

Şifre ve kullanıcı adları çeşitli internet sitelerine girmek içinde kullanılır ve her bir siteye doğru bilgi vermek istemediğinden uydurma kişisel bilgiler verilerek giriş yapılır ve doğal olarak sonra bunlar unutulur...

İşyerinde kullandığımız e-posta için ayrı kullanıcı kodu ve şifre, özel e-posta için ayrı kullanıcı kodu ve şifre, son yılların çılgınlıklarından MSN ve FACEBOOK için kullanıcı kodu ve şifre ve bu şifreler ile kullanıcı adınızı "hack' leyen" kötü insanlar. Sisteminize virüs girmesin diye alınan bir sürü önlem ve şifreleme sistemi ve en son verilen şifrelerden biri kablosuz internetin modem şifresi....

Çok zor bir hayat yaşıyoruz , hangi şifre hangi bankamatik kartına ait veya hangi kredi kartına ait hatırlamak bayağı zor bir iş çünkü banka kartları 16 diigitilik kodlara sahipler. Benden önceki nesilin böyle dertleri yoktu. Bir kaç numarayla hayatları geçip gidiyordu hiç de yüksünmüyorlardı.

Artık banka şubelerine sadece hesap açmak ve internet erişim numarsı vs gibi bir takım bilgileri almak üzere bir kere uğruyoyr sonra da çağrı merkezindekilerle konuşarak tüm banka işlemlerinizi çözüyorsunuz. Sadece bir bilgisayar ekranından bakarak yani. Tüm ödemelerinizi otomatik ödemelere geçiriyor ve böylece PTT, İSKİ, BEDAŞ, İGDAŞ gibi yerlere de gitmiyorsunuz. Hatta bağışlarınızı bile internetten yapabiliyorsunuz ayrıca vergi ödemeleri , trafik cezaları bile internetten halloluyor ve biz giderek bir bilgisayar ekranına hapsolup kalıyoruz. Benim ablam bankada çalışırdı ve tüm müşterilerini tanırdı, bilirdi ve onlara özen gösterirdi. Selam verirdi, günaydın alırdı, güvene dayalı dostluk kokan bir ilişki vardı müşteirileriyle arasında.

Yeni yıl ve bayram tebirkleri artık sadece bir e-posta veya cep telefonundan çekilen ruhsuz mesajlardan ibaret. Herkes aynı şablonları kullanıyor.

"mutlu yıllar"
"iyi bayramlar"

Kimse yazı yazmıyor artık, evlenecek çiftler birbirlerinin yazı veya imzalarını herhalde sadece evlenirken imza attıkları defterde görüyorlar. Eskiden, bayram veya yılbaşlarında dostlarımızı, yakınlarımızı arkadaşlarımızı düşünerek özenle her biri için kartlar seçerdik ve her birine özel mesajlar yazardık. Şimdi posta kartları bile kalmadı .İnternette "googleé da falan filan adreste şablonlar var zaten. Seç onlardan birini, yolla gitsin.. Kişisel yaratıcılık sıfır.

Herkes MSN' de yazışıp, sanal dostluklar buluyor o arada yıllardır dostu, arkadaşı veya akrabası olanlar aklına ible gelmiyor bir kere bile aramıyor onları. Karşısındakinin kim olduğunu bile bilmeden yazıp duruyor ve giderek daha mekanik insanlar haline geliyoruz.

Teknoloji beklediğimizin üzerinde bir hızla tüm dünyayı sarmaladı ve o arada insanca değerlerimizin pek çoğunuda aldı götürdü. Tekrar eski yıllara dönmek mümükün olsaydı, 1920' li yılların başına veya çok daha gerilere 1450' li yıllara dönmek isterdim.

Daha ileriki yıllarda insanlığın teknolojik gelişmeler karşısında daha neleri yitireceğini kestirebilmek çok güç. Düşününüz, bu teknoloji çılgınlığı, kodlar, şifreler bir gün tümden yok olsalardı hayat daha tekdüze ve yaşanılabilir olmaz mıydı?

 
Toplam blog
: 5
: 838
Kayıt tarihi
: 27.10.07
 
 

1956 yılı doğumlu, özel sektörden emekli elektronik mühendisiyim. evliyim ve 25 yaşında bir erkek ço..