Teknoloji çağına ayak uydurabilmek!

Aynı derede ikinci defa yıkanılmaz! diyordu bir feylesof binyıllar öncesinden. Bir bildiği vardır nedense bu tür adamların, az konuşurlar, öz konuşurlar, geleceğe dair fikirler beyan ederler. Esasında Herakleitus’a ait olan bu sözün orijinali: " Bir suya iki defa girmek mümkün değildir. Hatta bir defa bile girmek mümkün değildir." Bu sözü ile filozof ilk çağ felsefesinin karakteristiği olan zaman ve mekanın akışı temasına bir gönderme yapmış oluyor. Çünkü ona göre zaman ve mekan devamlı bir akış ve oluş halindedir. Her şey bir anda yeniden yaratılıp yok ediliyor. 21. yüzyılla birlikte mevzu bahis olan bu konu biraz daha genişlemiş, zaman ve mekan kavramları global anlamlar kazanmış, ve bu küresel düşünce biçimi içerisinde “değişim” kavramı sistemin kilometre taşlarından bir tanesini oluşturmuştur. Peki bu değişim kavramını ön plana çıkaran, ona prestij kazandıran en önemli etken nedir diye sorulduğunda hiç şüphesiz akla “teknoloji”, “teknolojinin son yıllarda insan hayatına nasıl yön verdiği” gelmektedir.

1990’ların başında çocuk olmak büyük bir ayrıcalıktı benim için; kitle iletişim araçları hayatımıza (en azından benim) yeni yeni girmeye başlamış, televizyonla tanışılmış ve artık bizde kısmen küresel bir çocukluk yaşamıştık. 15-20 yıllık bir sure içerisinde nerden nereye! Artık insanlar internet, bilgisayar, cep telefonları gibi teknoloji harikası aletlele hayatlarına yön vermekteler. Ekonomiye yön veren ve yeni ekonomi kavramının ortaya çıkmasında baş rol oynayan teknoloji özellikle başta çok uluslu (multinational) şirketler olmak üzere iş dünyasını derinden etkilemektedir. 19. yüzyılda Avrupa’da patlak veren Sanayi Devrimi ile beraber başlayan bu çılgın akın beraberinde küreselleşmeyi getirmiştir. Global village (küresel köy) diye tabir dilen günümüz dünyasının temelleri o zamanlarda atılmış ve giderek daha da ilgnç bir hal almaya başlamıştır. Teknolojideki gelişme ve yenilikler gösteriyor ki gelecek bir “uzay çağına” gebedir. Teknoloji, ekonomi, iletişim ve daha bir çok alandaki bu gelişmeler paralelinde insanlar da durmadan değişmekte ve toplumsal yapımızda da önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Sözün özü; değişim hayatımıza yön vermekte, değişip gelişemeyen toplumlar ve bireyler gerilemektedir. Aynı suda iki defa yıkanıyorsanız bilin ki çok şey kaçırıyor olabilirsiniz!