Televole kültürü ve zararları

Televizyonın birinde televole kültürünün bütün özelliklerini taşıyan bir magazin programı vardı. Bu programın hemen öncesinde de, maden faciasında göçük altında kalmış bir aile ilgili haberde, anne feryatlar ediyordu. Bu haberden bir önceki haberde, şehit edilen askerlerimizle ilgili başka bir haber.. Şehit ailesinin, evinin perişanlığını, yoksulluklarını gösteriyor. Ev tamamen briketten yapılmış. Yani çok zor bir hayat içerisindeler, ailenin bir tek çocuğu olan genç şehit olmuş...

Televole programına bakıyorum, ne vatan sevgisinden bahis var, ne şehit edilen askerlerimizden, ne göçük altında kalan vatandaşlarımızdan, ne de PKK nın yaptığı rezilliklerden... Ne bunlara karşı bir çözüm, ne Türkiye’deki ekonomik sorunlarla ilgili konuşma, veya Türkiye’de meydana gelen diğer acı olaylar dan hiç bahsedilmiyor, belli ki bu kişileri bu olaylar hiç ilgilendirmiyor. Yani vur patlasın çal oynasın, boş işler. Bomboş bir üslupla, bomboş konuşmalar, garip gülüşler ve uyuşmuş bir beyin görüntüsü... Gördüğüm bu.

Bir insan bizim yanımızda can çekişirken, acı çekereken onun problemlerine, çözümler ararız, yardım ederiz.. Nasıl böyle bir durumdayken, oynamak, eğlenmek garip kaçarsa, bizim yakınımızda olmayan kardeşlerimizin çektiği acıları da yokmuş gibi sayıp böyle amaçsızca eğlenmek de çok tuhaf olur. Tabi ki insanlar eğlenecektir, mutlu olacaktır, fakat çevremizde bu kadar insan acı çekerken bizim televore kültürüvari davranmamız çok ayıp ve günah olacaktır. Benim gördüğüm; televole kültürü Türkiye'de büyük tahribat meydana getiriyor. Bu kültürün teşvik edilmesi ve olağan karşılanması da çok ürkütücü.

Televole kültürü "bana ne" zihniyetinden, "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" zihniyetinden kaynaklanıyor. Mesela bu kültürü yaşayan insanların çoğu "PKK varsa var, banane zihniyetinde. “Çatışmaya askerler giriyor, o da beni ilgilendirmez” mantığında yaklaşıyorlar. Bu çok ürkütücü. Televole kültürünün telin edilmesi lazım. Yani bunun makul ve mantıklı bir görünümü yok. Bu kültür insanları boş ve amaçsız meşgul eden bir kültür.

Bu kültürü yaşayan toplumlar iki büyük fitne olan Masonizm ve Marksizmin de hedeflerine bilerek veya bilmeyerek hizmet etmiş oluyorlar. Gafilliğe insanları itmek, delalete itmek, beyin uyuşukluğuna, umursamazlığa itmek zaten Marksistlerin de bir hedefidir. Masonların da bir hedefidir. Onların tam istediği şeyler olmuş oluyor. Çünkü Marksist düşüncede aile, din, devlet, milli duygular, üstün ahlak düşüncesi, yüksek ülküler mutlaka kaldırılması gereken düşüncelerdir. İnsanları amaçsız, gayesiz, sürü haline getirmeyi düşünen bir yapıdır; komünist düşüncede, masonik düşüncede. Buna karşı çok köklü bir tedbir alınması gerekiyor. Bunlardan biri de televole kültürünün önlenmesidir.

İnsan ruhunun asaletini ve soyluluğunu yok eden, soylu fikirleri yok eden, kaliteli insan anlayışını ortadan kaldıran, kumarbaz, mücadeleci ruhu kıran kırana olan bir sistem oluyor bu. Ki vahşi kapitalizmin bir koludur bu. Bir yöntemidir. Onun için böyle şeyleri takdir etmek değil, aynı zamanda köşe yazarlarının, akil insanların veya böyle burada bizim gibi bloglar yazan, durumun farkında olan insanların da bu konuda uyarılarını dile getirmeleri gerekir. Halkı uyarmaları lazım.

Televizyon programlarında acil olarak yapılması gereken şey, mutlaka yüksek ideallerin, yüksek insani duyguların, derinliğin, Allah aşkının, Allah korkusunun, vatan sevgisinin, millet sevgisinin vurgulanmasıdır. Bomboş bir insan yapılanmasını teşvik etmek, çok çirkin ve yanlış. Bu tarz toplumlara sahip olan ülkeler, Allah esirgesin, dünyanın bir çok yerinde yıkıma uğramışlardır. Herkesin bu konu üzerine derinlemesine düşünmesini tavsiye ediyorum. Ellerinden geldiğince, televizyon kanallarına, gazetelere mailler göndererek de bu durumun iyileşmesine katkı sağlanabilir.

(www.kolaylikdiniislam.com)