Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '14

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

Temiz toplum mu dediniz ?...

Temiz toplum mu dediniz ?...
 

Hollanda Televizyonunda Başbakan Erdoğan. - Tüm protestoculara sesleniyorum. Lütfen bu duruma bir son veriniz artık.


/Ahmet Palaz/
 
Türkiye de yaşanan politik kavgalar, yolsuzluklar ve hukuk dışı uygulamalar, Hollanda’da yaşayan Türkiye ile kuvvetli bağları bulunan azınlık konumundaki toplumumuz arasında da oldukca tartışılan bir durum. 
 
Tüm bu olayların artık burada da toplumun herkesiminde açıkca tartışılıyor olması kanımca olayın pozitif yönüdür.  Tartışmalar yaklaşan seçimlerinde getirdiği heyecanla daha da hararetlenmiştir.                                   
Tartışmaların Hollanda  ayağında gündeme gelen bazı iddalar söz konusudur. Bunlardan biri de sosyal medya da ortaya atılan iddalar, suçlamalarla ilgilidir.
 
İddalar arasında Diyanet Vakfı , AkParti, Cemaat , bazı gazeteler ve gazetecilerin sık sık tartışmaların hedefi olması durumudur.  Bu iddalarda dikkat çeken  önemli konu, Hollanda daki gazetecilerin  ve bazı kuruluşlarımızın AK Parti ya da Cemaat tarafından gizlice desteklendiği iddalarıdır.
 
İddalar ya da suçlamalar oldukça ağırdır. Ne var ki iddalarla ilgili belge bulmak da pek öyle kolay değildir. Çoğunun taraflı olduğu açık olan bu suçlamaların dayanaksız olması yanı sıra, bunların sadece bazı kesimlerin önünü kesme amacı olduğu dikkatli okur tarafından kolayca görülmektedir.
 
Yaşanan olayların paralelinde bazı iddaları belgelemek  zordur ancak, bu durum iddaların gerçek olmadığı anlamına da gelmez.
 
İddalara karşı yanıtlarda ise bazılarının neden bu tür soru işaretleriyle ilgilenildiği sorulmaktadır.
Kanımca soru işaretleriyle uğraşmak, bu işi toplumdaki  yanlışları kimilerinin kendilerine görev edinmeleri  ya da gazetecilik gibi bir mesleği icra etmeleri nedeniyledir ki gazeteciler açısından elzem bir durumdur.
 
Soru sormayan, sorgulamayan bir toplumun kullanılmaya mahkum bir kitle olduğu bilinir.                                 
Yaşanan olayları sadece bazı kesimleri  toplum önünde rezil etmek olarak görmemek gerekir.                      
 
Hangi kesimden, görüşten olursa olsun yanlışları söylemek gerekirse araştırıp bunları açıklamak ayrıca önemli bir vatandaşlık /insanlık görevidir de.
 
Doğaldır ki bunun için dürüstlük ve cesaret gerekmektedir. Bu iş öncelikle tarafsız olduklarını idda eden gazetecilerin işidir.
 
Yanlışları kişinin kendini ait gördüğü herhangi bir gruba  zarar gelmesin diye örtmesi  ya da susması, yanlışlara ortak olmanın yanı sıra, ait olduğu topluma da en büyük zararı verir.                               
 
Bu durumda gazeteci sıfatıyla çalışanlara büyük görev düşmektedir.
 
Hollanda da gazetecilik yapan kesimin en büyük eksikliği ise bana göre araştırmacı olmamaları, kulaktan dolma söylemleri aktarmalarıdır ki bu da gazetecilik felan değildir.
 
Konunun en önemli kısmı ise dürüst ve temiz toplum lafını ağzından düşürmeyenlerin kendi kuruluşlarında yanlışlara ses çıkarmamasıdır.
 
Yanlışlar birgün mutlaka o kesime geri döner ve gerçekler ortaya çıktığında sadece o kesim değil Hollanda da yaşayan tüm toplumumuz adına zaten zor olan konumunu daha da zor duruma sokar.
 
Kısaca yanlışları gizlemek, içinde azınlık olarak yaşadığımız Hollanda toplumunda çeşitli sorunlarla boğuşan bizleri daha da zor duruma sokacakdır. Bu nedendir ki, tüm kuruluşlarımızın kendi içlerinde yanlışlarına ‘bir dakika!..demeleri gerekmektedir.
 
Temiz bir toplum yaratmanın en kısa yolu, kişinin önce kendine ardından  kendini ait gördüğü gruba ve de toplumumuzun tümüne  karşı dürüst ve adil olması, varsa yanlşları dile getirmesi  gereğinde yatar.  
 
 
Toplam blog
: 7
: 378
Kayıt tarihi
: 31.01.14
 
 

1974 yılından beri Hollada'da yaşamaktayım. Utrecht Üniversitesinde 3 yıl Turkoloji eğitiminden s..