Terör yayılıyor. Bu sefer hedef Gaziantep!

İçi boş açılımla başlayan terör örgütünün güçlenmesi, Habur’da kahramanların(!) karşılanmasıyla biraz daha yükseldi. Hele kahramanların(!) üstü açık arabayla şehir şehir dolaştırılmaları, işin tuzu biberi oldu.

Oslo görüşmeleri ile terör örgütünün güçlenmesi zirve yaptı. Görüşmelerden kimin geri adım attığı hala belli değil. Ancak şu bir gerçek ki; PKK bu süreçte gücüne güç kattı.

Son Suriye olayı ile örgüt eylemsel terörde de zirve yaptı.

Ülkenin belli bölümünde hâkimiyet yok gibi…

İşte askeri karakollara saldırılar, Şemdinli kırsalındaki uzun süreni çatışmalar, PKK BDP kucaklaşması(!), tabi bu arada Foça’yı unutmak mümkün değil. Hüseyin Aygün’ü kaçırılma olayından sonra, çeşitli basın organlarında yazılanlara bakılacak olursa, PKK’nın büyük bir eyleme daha girişeceği belliydi.

Sonunda Başbakan’ın dediği gibi terör yayılarak ülke genelinde korku salmaya başladı.

Bunlardan birisi daha yeni Gaziantep’te yaşandı. PKK’lı teröristler Gaziantep’te bomba yüklü otomobili infilak ettirerek gerçekleştirdikleri saldırıyla bayramı kana buladı.

Polis merkezini hedef alan saldırıda ortalık savaş alanına dönerken 2 halk otobüsüyle 2 otomobil alev alev yandı, çevredeki işyerleri ve evlerle araçlar hasar gördü.

Gaziantep Valisi Erdal Ata, “Karşıyaka Polis Merkezi yakınında zaman ayarlı bomba yüklü araçla yapılan saldırıda 8 kişinin öldüğünü, 64 kişinin yaralandığını” söyledi.

Patlama, kentin en merkezi yerlerinden Şehitkâmil İlçesi’ndeki Karşıyaka Polis Merkezi önünde 20.08.2012 günü saat 19.45 sıralarında meydana geldi. 

İşyerlerinin bulunduğu bölgede, akşam saatinde caddenin en kalabalık olduğu sırada tahrip gücü yüksek patlayıcı yüklü otomobili Polis Merkezi’ne 10- 15 metre uzaklıkta park edip ayrılan bir terörist, uzaktan kumandayla bombayı infilak ettirdi. 

Patlamayla birlikte otomobil havaya uçarken, durakta yolu indirip bindiren 2 halk otobüsü ile yabancı plakalı bir otomobil alev alev yanmaya başladı, çevredeki binaların camları kırıldı, araçlar tahrip oldu.

Bireysel terörü önlemek gerçekten çok zordur. Ne kadar ileri teknolojiyi kullanırsan kullan, bireysel bir eylem olduğu için önlemede zorluklarla karşılaşmak gayet doğal. Ancak önlem almamak, bu işi hafife alma anlamına gelir.

Terör olaylarının yayılma nedenine bakacak olursak; Uzun zaman önce yol aramaları kaldırıldı. Terör örgütü mensupları artık altlarında arabalar ile dolaşmaya başladı. Yani dağdan inip, karayolu ile istedikleri yere rahatlıkla gidebiliyorlar.

Sonra operasyonları bu konuda hiçbir deneyimi, bilgisi olmayan, bu ili ben idare ediyorum diyen valiler idare etmeye başladı. Vali talimat verecek, terör örgütü üyelerine ateş açacaksın. O seni öldürmüş önemi yok! Tıpkı AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik’in söylediği gibi “ Birkaç Mehmet’in ölmesinin vali için bir anlamı yok!”

Terörle mücadele eden uzman kadrolar, bir bahane ile içeri atıldı. Kırsal kesimde başıboş kalan terör örgütü üyeleri, bol ödüllü polislerin idare ettikleri şehir merkezlerine sızmaya başladı. Bu sızmaları fark edemeyen Polis istihbaratı, milletin telefonunu dinleyip, sıcak takip peşinde koşarken, terör örgütü mensupları çoktan şehirlerde fink atmaya başladı.

Tabi terör örgütünün en büyük destekçisi, verilen vergilerle parlamentoda görev yapanlar! Terör örgütünün en büyük destekçisi bir siyasi parti, ülkeyi bölmek için elinden gelen çabayı sarf ediyor! Bu eylem ve söylemlere kimsenin sesini çıkarmaması akıllarda soru işareti.

Mahkemede savunma yapanlara, yaptıkları savunma için dava açan savcılarımızı bir türlü harekete geçirmiyor!

İşte anayasa değişikliğinden kimlerin yararlandığına güzel bir örnek daha… Anayasa değişikliği sadece yargıyı ele geçirmek için kullanılmadı. Bir de terör örgütüyle iç içe girmiş, ülkeyi bölme faaliyetlerine ve eylemlerine ara vermeden devam edenlerin partisini koruyup, milletvekillerine kalkan oluyor.

Terörün dış ayağını da unutmamak gerek. Kuzey Irak’a geçebiliyor muyuz?

Nerde…

Yoksa büyük abi belimizi kırar!

Netice itibarıyla ülkede vahşet aldı yürüdü. Bu vahşet karşısında memnun ve mutlu olanlar hala bu ülkede vekillik yapıyorlar.

Şimdi birileri çıkıp milli irade derse hiç şaşırmamak lazım!

Onlara milli irade, Silvri’deki tutuklu vekillere, yargı eliyle şamar!