- Kategori
- Siyaset
Terör

Vatan savunmasında can veren tüm şehitlerimizi saygı ile anarak başlamak istiyorum.
Herkesin gözü kulağı Amerika’da. En yetkili çevreden, en sade vatandaşa kadar, oradan gelen bir haberin hiç önemi olmasa bile, ‘ Taa, buradan hazır ol vaziyetinde, huşu ve saygı ile karışık bir tefekkür içinde dinliyoruz.’ haber spikerlerinin yüzlerine bakın, bunu anlarsınız. En ufak ayrıntıyı haber yapıp veriyorlar. Sahi bu Amerika, o kadar korkulacak derecede korkunç mu? Ya da, biz mi çok korkuyoruz?
Bu ülkede herkes çoğu şeyi biliyor. Ama kimse ağzını açıp bir şey söyleyemiyor.
PKK denilen terör örgütü otuz yıldır çoğu Avrupa ülkesi tarafından yetiştirildi. Güney doğudaki vatandaşlar örgütlenmeye çalışıldı. Kimi turist kılığında geldi, kim gazeteci. PKK, yıllardır halk üzerine korkunç derecede baskı uyguladı. Bunlar bilinmeyen şeyler değil.
Dış dünyadan ülkemize gelen turist konuklara, turizm tesislerinde çalışan militan personeller kanalıyla bire bir propaganda yapıldı. “Eziliyoruz, dışlanıyoruz, ikinci üçüncü vatandaş muamelesi görüyoruz.” diye gerçek dışı beyanlarla bilinçli, etkili yüz yüze propagandalar yapıldı.
Yurt dışına giden, ilticacı veya sığınmacı vatandaşlar, siyasi sığınma hakkını kötüye kullanarak oralarda kalma pahasına, ekmek parası için, çoğu bilinçsizce dilekçeler verdi, formlar doldurdu. Avrupa’daki işsiz kitle örgütlendi. Neredeyse herkes Kürtçü, PKK militanı göründü. Niçin? Ekmek parası için. Yani Avrupa’da kalabilmek için. Dünyanın hiçbir ülkesinde insan bu kadar kendi ülkesine kötülük yapamazdı . Hal böyle olunca, yurt dışında Türkiye aleyhine müthiş bir kamuoyu oluştu.
( Yurt dışındaki vatandaşların hala sorunları çok büyük. Bu kez de cemaatler. Bakalım onlardan ne çıkacak?)
Biz ne yaptık devlet olarak, hükümet olarak? Döviz gelsin de nasıl gelirse gelsin düşüncesi ile detayları göremedik veya önemsemedik.
Şu bir gerçektir ki, meydanlardaki büyük büyük nutukların dışında, biraz da insanımızı eğitebilseydik, uyanık kılabilseydik, bayrağın, bağımsızlığın gerçek anlamını anlatabilseydik, bütünlüğün, birliğin dirlik ve dirilik olduğunu sezdirebilseydik, yurt ve vatan sevgisinin mayasını tutturabilseydik, tarihle çağımızın bağlantısını kurdurabilseydik, bu vatan toprağının çok pahalı olduğunu öğretebilseydik, yöneticiler olarak dürüst ve çalışkan kalarak örnek olabilseydik, erdemli olmanın paradan daha değerli olduğunu kavratabilseydik, suçüstü yakaladıklarımızı cezalandırabilseydik, çalışanları ödüllendirebilseydik, çalışanla çalışmayanı bir tutmasaydık, üretmenin kutsallığını okuyabilseydik;
“ Salla başını al maaşını, Allahtan sağlık devletten aylık, devletin malı deniz, yemeyen domuz, bana değmeyen bin yaşasın, iyi vurdu köşeyi döndü helal olsun “ gibi yanlış sözleri dilimizden atabilseydik;
Gelir dağılımındaki aşırı dengesizliği vicdan sınırlarına çekebilseydik, başa geçtikçe kendimizi dev aynasında görmeseydik, Avrupalı Amerikalı karşısında komplekse düşmeseydik, terör bu kadar uzun sürer, bu kadar ilerler miydi? Ne dersiniz