Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '08

 
Kategori
Kitap
 

Terörsüz özgürlük

Terörsüz özgürlük
 

“Terörsüz Özgürlük”, Uğur Mumcu’nun 1980-1982 yıllarında yazdığı köşe yazılarının derlemesidir.

Kitaba önsöz yazan Nadir Nadi, “Uğur Mumcu’nun yazdıkları bugün günceldir. Bunlar yarınki kuşaklar hesabına, kuşkusuz ibret alınması gereken birer tarih dersi yerine geçektir.” demektedir. Nadir Nadi’ye bu konuda hak vermemek mümkün değil.

Dönemin güncel sorunları konusunda, Uğur Mumcu’nun anlattıklarından kafamızda şekillendirdiğimiz 80’li yıllar tablosu…Bankalar, şahıslar ve kurumlar arasındaki açıklanamayan ilişkiler, yüklü para aktarımları, gizli hesaplar…Suikastlar, cinayetler ve izlerini kaybettiren zanlılar… Dış güçler, içerdeki işbirlikçileri ve stratejik oyunlar…İçleri boşaltılmış ideolojik kavramlarla yapılan çığırtkanlıklar, savunulan ideoloji ile sergilenen davranışlar arasındaki uçurumlar… Önyargılar, birilerinin inadına Şu’cu, Bu’cu olama ve sırf birilerinin inadına bir şeylere karşı çıkma veya yanlışları inadına savunma hastalığı…

Yıl 2005, tabloyu oluşturalım. “80’li yıllar tablo” seç, kopyala; “2005 tablo” aç, yapıştır. Kurum, vakıf, şahıs isimlerini ve tarihleri değiştir (bazı isimleri değiştirmeye gerek bile kalmadı, halen popülerliklerini sürdürenler de mevcut), komutlarını verdikten sonra bir de “Karşılaştırma ve Sonuç” bölümü ekleyelim. Hani kuraldır ya! Bir önceki dönemin tabloları ile şimdiki tabloyu karşılaştırmak ve değerlendirmek!

Değerlendirme ve sonuç: “80’li yılların sorunları, 2000’li yıllarda da ‘top10’ listelerinin ilk sıralarında. Bir konuda gelişme yaşanmış bu tür sorunları ört-pas etmek için kullanılan araçlara bir yenisi eklenmiş; uyuşturucu, magazin ağırlıklı program ve yayınlar…Bu küçük ilerlemeyi(!) gözardı edersek istikrarlı bir toplum olduğumuzu söylemek mümkün.” Son olarak bir “değişikleri kaydet” yapalım, işte bu kadar! Tablomuz hazır! Ne yazık ki, dönemin güncel sorunları, dönemimizin de güncel sorunları olarak varlıklarını devam ettirmekte.

27 Mayıs ve 12 Mart olaylarını anlattığı ilk yazısında; “ Yaşadığımız ortamda, toplumsal olaylara ‘yaşasın’ ya da ‘kahrolsun’ edebiyatı ile yaklaşmak çok yanıltıcı olur. ‘Yaşasınlar’ bir süre sonra ‘kahrolsunlar’, kahrolsunlar da bir süre sonra ‘yaşasınlar’ a dönüşür. Birinin sevinci birinin öfkesini birkaç yıl içinde silip süpürünce; geriye yalnızca, evet gerçeğin ta kendisi kalır. Tarihi yazanda gerçeğin ta kendisidir.” diyor. Acaba bunu yazarken bu gerçeğin, kendi gerçeği de olacağını düşünmüş müydü? Bir gün ona düzenlenen suikast sonucunda yaşamını kaybetmesi ile ‘yaşasınlar’ ve ‘kahrolsunlar’ edebiyatının tekrarlanacağını, “Bir komünist daha silindi yaşasın.” diyenlerin geriye yalnızca gerçekler kaldığında “Aslında bu adam doğru söylüyormuş” diyeceklerini… Ya da hiç düşünüş müydü, faili meçhul cinayetler üzerine yazılar yazarken bir gün kendinin de faili meçhul bir cinayete kurban gideceğini?

Nadir nadi’nin dediği gibi bu yazılar ibret alınması gereken bir tarih dersi niteliğinde. Ancak görünüşe bakılırsa tarihten ibret almamışız. Özgürlük hala terörle aranıyor. Birilerine de “Terörsüz Özgürlük” dilemekten başka yapacak bir şey kalmıyor yada “Terörsüz Özgürlük” için teröre kurban gitmekten başka bir son görünmüyor.


Uğur Mumcu
Yayınevi:ag Yayınları;
Ankara, 1998, 12 x 19.5 cm, 163 sayfa, Türkçe.
ISBN No: 9758084100

 
Toplam blog
: 28
: 1031
Kayıt tarihi
: 18.09.08
 
 

1983 doğumluyum. 2004 yılında Endüstri Mühendisliği Bölümünden mezun oldum. Mezun olduktan sonraYöne..