Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

24 Ocak '21

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Teşekkürler Rüzgâr

ZOR ŞEYDİR İNSAN OLABİLMEK; DÜRÜSTLÜK, DOĞRULUK İSTER. İYİLİK, GÜZELLİK İSTER. SAMİMİYET VİCDAN İSTER. ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK, TEMİZLİK, YALINLIK, TEVAZU İSTER...
 
Dünya hayatımızın geçici olduğunu, ölmek için yaratıldığımızı ve bu dünyanın tüm canlılar için var edildiğini, birlikte yaşamamız gerektiğini pek çoğumuz biliyoruz elhamdülillah... Bilmediğimiz, eksikliğini hep duyduğumuz ve yaşamımızı zorlaştıran bir şeyler var. Bunlardan başlıcaları birbirimize duymamız gereken sevgi ve saygı... bazı çok bilmişler diyorlar ki: "Birbirimizi sevmek zorunda değiliz." Zorunda değiliz belletmişler elbet ama birbirimizi sevsek, birbirimize saygı duymamız daha kolay olur. İnsan olmanın adabı, erdemi, yolu, yöntemi bu sevmek...birbirimizi riyasız sevmeliyiz. 
 
Samimice seversek birbirimizi üzmeyiz, kırmayız, dökmeyiz. Üstaz Hz. Yunus Emre "Yaratılanı severim yaratandan ötürü”diyor. İşte bizlerde böyle düşünüp her yaratılanı sevmeye gayret edeceğiz. O zaman hem kendimizi, hem de çevremizi güzelleştireceğiz eminim buna....
 
Sevmesini bilmeyen sevgili canlar, bu satırları yazmama rüzğar vesile oldu... Şöyle ki: Akşamın karanlığı yeryüzüne çökmek üzereyken, perdelerimi çekmeden evvel, pencereyi açayım da odanın içine bir temiz hava dolsun, istedim. Ve derin bir nefes alımıyla dışarının soğuk havasını içime sindirmeyi arzuladım. "Aman Allah'ım o neydi öyle?"
 
Dışarı da temiz hava şöyle dursun, evin çevresi kirden, çöpten geçilmiyor. Yoldan gelen geçen elinde ne varsa yola saçmış. Kimileri, insanlar güvenli yürüsün diye yapılan kaldırımlara burunlarını sildiği peçeteleri atmış, kimisi yüzünden çıkardığı kirli maskeyi gelişi güzel fırlatmış. Yahu bu insanlar akıllarını mı tırlatmış? Pet şişeleri, naylon poşetlerin yol kenarlarında birikimlerini saymıyorum artık... Belediyenin temizlik işlerinde çalışan işçi kardeşlerimiz haftanın bazı günlerinde yolları, kaldırımları silip süpürüyorlar sağolsunlar. Ama kısa süre sonra yeniden kirleniyor etraf; her geçişimde elin çöpü demem, yoluma çıkan atıkları toplar çöp bidonlarına atarım. Lakin bir iki kişinin dikkatiyle dağılacak gibi değil bu atıklar....
 
Bu ne utançsızlıktır, bu ne duyarsızlıktır. "Pislik benden gitsin de kime yapışırsa yapışsın, Mikrop benden uzaklaşsın da, kime bulaşırsa bulaşsın" mantığında olma durumudur. Bu tip insanların insanlara sevgisi olsa, kıyabilir mi, sevdiğine eza etmeyi, sevdiklerine karşı yanlış düşüncede olmayı? 
 
Bunlar kendilerini, kendi çocuklarını düşünmedikleri gibi, gelecek nesillerin de bu çevrede yaşayacaklarını hiç düşünmüyorlar. "Benden sonrasından bana ne," diyor olmalılar. Bu halleri, böyle insanların bencilliklerini ve sevgisiz yüreklerinin bulunduğunu sergiliyor.
 
Vaktin birinde bir parkta çekirdek yiyerek kabuklarını yere atan kibar görünümlü bir kadını uyarmıştım. "Hanım hanım, siz evinizde de böyle yediklerinizin kabuklarını yere mi atıyorsunuz?" diyerek; kadın cevap vermeden kalkıp gitmişti. 
 
Ne diyorduk, sokağa fırlatılan kirler, mikroplar. Bunları atanlar ertesi gün oradan tekrardan kendilerinin geçeceğini akıl edemiyor olmalılar. Hadi diyelim bütün gün yüzünde tuttuğun, ardında ohlayıp, pufladığın, dişlerinin kirini yansıttığın maskeni evine girmeden, yol kenarına attın kaçarcasına uzaklaştın. Sonra evde ekmek yokmuş, çocuğunu bakkala gönderdin, o maskeye çocuğun bastı veya yanından geçti. Al, tüm mikroplar böylece çocuğun vasıtasıyla tüm evinizi seçti. Bunları hesap etmeden, evin dışında kalsın da, diyerek elinizdeki çöpleri dışarıya bırakmayın. Evde kapalı kalan yaşlıların gözlerini cam ardına hapsetmeyin. Pencerelerini açıp hava alma fırsatı tanıyın. 
 
Yanlışımızı nasıl olsa kimse görmüyor sanmayalım. Yaradanımız Rabbimiz Cenab-ı Allah her an, her yaptığımızdan haberdar elhamdülillah...
 
Çok şükür Yüce Allah'ım "Ah'ı mı, Vah'ı mı" boş çevirmedi. Akşam saatlerinde bir rüzğar estirdi. Sokağımızın bütün kirleri, çöpleri derlendi toplantı. Temizlik işçilerine kolaylık olsun gibisine, çöp bidonuna yakın bir yerde birikti... 
 
O nasıl bir tatlı rüzğardı öyle? Öfkeli değil, sert esmiyordu. Çatıları uçurup, ağaç dallarını kırmıyordu. Yumuşacaktı. İnsanı sarıp sarmalayan, ruhuna huzur verici, havayı temizleyici... 
 
Bu sabah penceremi açtığımda gördüm çevremin tertemiz olduğunu ve hafiften tüm toprağın sulandığını, belli ki geceden yağmur çiselemiş. Uğultusu duyulmayan, tpkı yaz aylarındaki gibi hafiften esen, umut yüklü rüzğar, sen ne kadar güzel ve özelsin. Seni veren Allah'a şükürler olsun, teşekkürler rüzğar yüzüme tebessüm kondurduğun için; içime dolan temiz havaya vesile olduğun için, teşekkürler sabahıma sevindiren serinlik doldurduğun için...teşekkürler rüzğar, etrafımı kirden arındırdığın için... Allah'ıma çok şükürler bu sabaha da umutla uyandırdığı için...
 
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com
 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..