- Kategori
- Kültür - Sanat
Tevfik Fikret'in dramı - 3
Tevfik Fikret, hasret ve yalnızlık içinde... r.alıntı
III
HALÛK’UN VEDAI
Tevfik Fikret, 1909 Eylül'ünde henüz on dört yaşındayken Halûk'u elektrik mühendisliği öğrenimi için büyük ümitlerle İskoçya'nın Glasgow şehrine gönderdi. Aynı günlerde evlât sevgisiyle dolu olan şair, "Halûk'un Vedaı" isimli şiirini yazdı. Fikret bu şiirinde, oğlunun oradan vatan ve millet için faydalı bir insan olarak döneceği inancını işliyor ve Halûk'a şöyle öğüt veriyordu:
”<ı>Ey şetâretli yolcu, sen yürü geçı><ı>
Sen bu menhelde kalma; sıçra, atıl
Bir ziyâ kervanı bul ve katıl.
Dâima önde, dâima yukarı;
Gez, dolaş, kâinat-ı efkârı;
Pür- tehâlük hayât ü kuvvetten
Ne bulursan bırakma: San'at, fen *
İtimat, itinâ, cesaret, ümîd; *
Hepsi lâzım bu yurda, hepsi müfîd *
Bize bol bol ziyâ kucakla getir *
Düşmek, etrafı görmemektendir!..”. *(12)ı>
Tevfik Fikret, "Promete" başlıklı şiirinde Halûk'tan beklentilerini tekrarlamaktadır. Şair “Promete” şiirinde, Halûk'un şahsında bütün vatan gençliğine seslenmektedir. Yunan Mitolojisindeki Promete, nasıl güneşten ateşi çalıp insanlara sunan bir kahraman ise; şair de -Halûk’un kişiliğinde- bütün vatan gençlerini Batı'nın ilim ve tekniğini alarak, milletlerini aydınlatmaya çalışan birer kahraman olmaya davet etmektedir. Fikret bu şiirde oğluna "meçhul elektrikçi" diyerek O’nu, bütün gençliğin temsilcisi olarak gördüğünü ima eder.
PROMETE
<ı>Kalbinde her dakika şu ulvi tahassürün
minkar-ı âteşinini duy, dâima düşün:
Onlar niçin semâda, niçin ben çukurdayım?
Gülsün neden cihan bana, ben yalnız ağlayım?...
Yükselmek âsümâna ve gülmek, ne tatlı şey!...ı>
<ı>Bir gün şu hastalıklı vatan canlanırsa... Ey
müştâk-ı feyz u nûr olan âti-i milletin
meçhul elektrikçisi, aktâr-ı fikretin
yüklen getir - ne varsa - biraz meskenet-fiken,
bir parça rûhu, benliği, idrâki besliyen
esmâr-ı bünye-hıyzini; boş durmasın elin.ı>
<ı>Gör dâimâ önünde esâtir-i evvelin
gökten dehâ-yi nârı çalan kahramânını...ı>
<ı>Varsın bulunmasın bilecek nâm ü şânını!...(13a)ı>
<ı>(Günümüz Türkçesiyle…ı>
<ı>Kalbinde her dakika şu pek yüce özleyişin
Ateşli gagasını hisset ve daima düşün;
Onlar niçin gökte, ben niçin çukurdayım;?
Niçin cihan bana böyle gülsün de ben yalnız ağlayım?...
Yükselmek göklere ve gülmek, ne tatlı şey!.. ı>
<ı>Bugün şu hastalıklı vatan canlanırsa… Ey
Nûra ve feyze can atan, milletin gelecekteki
Meçhul elektrikçisi, bütün fikir alanlarının,
-nesi varsa- yüklen getir, biraz miskinliği ezen,
Bir parça ruhu, benliği, anlayışı besleyen
Ve onları canlandıran materyellerini; boş durmasın elin. ı>
<ı>Gör dâima önünde evvel zaman masallarının
Gökten “ateş” hârikasını yere indiren ı>kahramanını…
Varsın bulunmasın bilecek adını, sanını. (13b)
Şair, Halûk'la ilgili şiirlerinde; “ışık, feyiz, nur, ziyâ'”kelimelerini özellikle kullanır ve devamlı karanlıkları yok edecek ışıktan bahseder. Yine Haluk'un şahsında gençlere seslendiği "Sabah Olursa" şiirinde, bu motif daha net bir şekilde görülür:
<ı>Bu memlekette de bir gün sabah olursa, Halûk,
eğer bu memleketin sislenen şu nâsıye-i
mukadderatı, kavi bir elin kavi, muhyi
bir ihtizâz-ı temasiyle silkinip şu donuk,
şu paslı çehre-i millet biraz gülerse... O gün
ben ölmemiş bile olsam, hayâta pek ölgün
bir irtibatım olur şüphesiz; - O gün benden
ümidi kes, beni kötürüm ve boş muhitimde
merâretimle unut; çünkü leng ü pejmürde
nazarlarım seni maziye çekmek ister; sen
bütün hüviyyet ü uzviyyetinle âtisin:
Terennüm eyliyor el'an kulaklarımda sesin!
Evet, sabah olacaktır, sabah olur, geceler
tulû-i haşre kadar sürmez; âkıbet bu semâ,
bu mâi gök size bir gün acır; melûl olma,
Hayâta neş'e güneştir, melâl içinde beşer
çürür bizim gibi... siz, ey fezâ-yı ferdânın
küçük güneşleri, artık birer birer uyanın!
Ufukların ebedi iştiyâkı var nura.
Tenevvür.... asrımızın işte rûh-i amali;
Silin bulutları, silkin zılâl-i ehvâli,
zıyâ içinde koşun bir halâs-i meşkûra
Ümidimiz bu: ölürsek biz, yaşar mutlak
vatan sizinle, şu zindan karanlığından uzak!(14)ı>
<ı>“ı>Ufukların ebedi iştiyâkı var nura.
Tenevvür.... asrımızın işte rûh-i amali;
Silin bulutları, silkin zılâl-i ehvâli,
zıyâ içinde koşun bir halâs-i meşkûra”
Yukarıdaki mısralar ve <ı>"Halûk'un Vedaı"ı> şiirindeki "Bize bol bol ziyâ kucakla getir!" mısraından da anlaşılacağı üzere o, ışık kelimesini "bilim" mânâsında kullanmaktadır. Ona göre bilim, bütün dertlerin ilacıdır. Hatta bilim siyah toprağı bile altın yapacaktır.
“Halûk'un Amentüsü”(İnancı) adlı şiirinde bunu şöyle dile getirir:(15)
<ı>Bir yaratıcı güç var, ulu ve akpak,
Kutsal ve yüce, ona vicdanla inandım. ı>
<ı>“Yeryüzü vatanım, insan soyu milletimdir benim”
Ancak böyle düşünenin insan olacağına inandım.ı>
<ı>
Şeytan da biziz cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla, inandım. ı>
<ı>
Yaradılışta evrim hep var, hep olmuş, hep olacak;
Ben buna Tevrat'la, İncil'le, Kuran'la inandım.ı>
<ı>
“Tekmil insanlar kardeşi birbirinin"... Bu bir hayal !
Olsun; ben o hayale de bin canla inandım.ı>
<ı>
"İnsan eti yenmez"; bu avuntuya içimden
Bir an için geçmişimi unuttum da inandım. ı>
<ı>
Kan şiddeti besler, şiddet kanı... Bu düşmanlık
Kan ateşidir, kanla sönmez, inandım. ı>
<ı>
Kuşkusuz bu öldürülen yaşamı, apaydınlık
Bir yeniden doğuş izleyecektir, buna imanla inandım ı>
<ı>
Aklın, 0 büyük sihirbazın hüneri önünde
Yok olacak, gerçek dışı ne varsa, inandım. ı>
<ı>
Karanlıklar sönecek, yanacak gerçek ışığı,
Patlayan bir volkan gibi, bir anda, inandım.ı>
<ı>
Kollar ve boyunlar çözülecek. Ezenin yumruğu
Şangırtılı zincirlerle bağlanacak, inandım. ı>
<ı>
Bir gün Fen, şu kara toprağı altın yapacak
Ne olacaksa bilim gücüyle olacak ... İnandım.(16) ı>
Tevfik FİKRET
(Günümüz Türkçesiyle...)
Tanzimat'tan itibaren hemen hemen aydınların tümü bilime ve tekniğe büyük önem vermiş, kurtuluşu onda aramışlardır. Ama gerçek kurtuluş için, iyice d i b e vurmak gerekirdi…
DİP NOTLAR
12-A.Osman Dönmez: , Haluk’un Son Vedaı, http://www.sizinti.com.tr/
13-Tevfik Fikret : Promete, http://www.tevfikfikret-ank.k12.tr/ata_tf/tevfik_fikret.asp 14-Tevfik Fikret : Sabah Olursa, http://www.siirdefteri.com/index.php?sayfa=siir&siir_id=3693
15- Dönmez , a.y.
16-Tevfik Fikret :Halûk’un Amentüsü(İnancı), http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1300