Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '15

 
Kategori
Siyaset
 

Tevhid’in Bayrağı

Tevhid’in Bayrağı
 

Bayrağımızın üzerindeki Hilal ve Yıldız, Tevhid'in işaretleriymiş..


Eğer aktif siyasetçi olmasanız da siyasetle biraz ilgileniyorsanız, her gün yeni bir şeyler öğreniyorsunuz. Ancak, bu öğrendiklerinizin hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğunun ayrımına varmak da size kalıyor elbette. Eğer duyduğunuz, okuduğunuz bir şeyi hemen aklınızın bir köşesine yazarsanız ve bu bilginin peşine düşmezseniz, bir zaman sonra bilinçaltınız size o kelimeyi, o cümleyi, o olayı, o bilgiyi hatırlatacaktır. İşte bunun için doğrusunu öğrenerek, zihninizi de güçlendirebilirsiniz. Bilgi sahibi olmak bu işin bonusudur.

Neyse uzatmadan konuya gireyim.

Son zamanlarda neyi öğrendin diye sorarsanız; siyasetçilerin alındıkları paraların aslında ‘rüşvet olarak’ adlandırılmayacağını, birilerinden doğrudan ya da dolaylı olarak alınan mal, takı, eşya vs. gibi şeylerin de ‘hediye’ olarak adlandırıldığını yine ‘rüşvet’ sayılmayacağını öğrendim mesela.. Sonra, çok fazla miktarda paranız varsa, bunları ayakkabı kutularında saklanabileceğini de öğrendim. Eğer evinizde, iş yerinizde çok fazla miktarda paranız varsa ve bu kayıt dışıysa, yani belgeleyemiyorsanız, olur ya hani bir şekilde yargıya intikal ederse,  bu paraların kaynağını, sünnetimde, düğünümde takılan paralarla altın ve döviz aldım, sonra onları bozdurdum yine döviz aldım falan denilerek verilen bilgilerin, kanıt olabileceğini ve bir şekilde dava süresinde ipotek altında tutulan paralarınızı geri alırken, faiz bile talep edebileceğimi de öğrendim. Ve her şeyden önemlisi, eğer bir gün aktif siyaset yaparsam,  bana rüşvetin çikolata kutularında kamufle edilerek alenen gönderilmesini isteyebileceğimi de öğrendim… Şimdi, bu bilgiler doğru mu diyeceksiniz. E, doğru olmasa, o 4 bakan, o iş adamları nasıl AK’lanırdı..

Her neyse, yeni bir şey daha öğrendim. Hemen sizinle paylaşayım.

Biliyorsunuzdur, Başbakan Davutoğlu seçim turlarına başladı. Dün Diyarbakır’daydı ve orada toplama halka bir konuşma yaptı. Ona buna çatmasını burada konu etmeyeceğim, nasıl olsa bunlara alıştık da, benim konulmasında dikkatimi çeken bazı hususlar oldu. Bunu da Cumartesi sosyal Medya’da paylaştım ve “ bu sözler çok su kaldıracak ve çok tartışılacak” dedim. O gün herhalde fazla kimse bu paylaşımımı fark etmedi yada önemsemedi ama sabah gazeteleri ve köşe yazılarını okumaya başladığımda, bu dikkatimi çeken birkaç başlık ve konunun konuşulmaya başladığını fark ettim. Peki neydi o başlık ve konular ?

Davutoğlu konuşmasında birkaç şey söyledi..

  1. Vakit bulabilirsem, güzel Kürtçemizi, Türkçemiz kadar öğrenmek istiyorum
  2. Benim korumam Diyarbakırlıdır.  Benim canım o’na emanet
  3. Bayrağımızdan hilali kaldırmak istediler..

Şimdi, ilk iki konunun damar olduğunu fark ettiniz herhalde.. Burada Kürt kökenli vatandaşlarımızın oylarına talip olduğunu açıkça ifade ediyor. Ama üçüncü madde ilginç. Bu maddenin açılımı şöyleydi:

“28 Şubat’ta birileri çıktı, hilal bayrakta İslam’ı temsil ediyor diye. Bir takım Türk ulusalcıları çıktı hilali  kaldırmak istedi. Bazı Kürt ulusalcıları da bu aziz     milleti bu bayrakla buluşturmamaya çalıştı. Bu al bayrak dünyada mazlumların bayrağıdır, tevhidin bayrağıdır.”

Benim bildiğim tevhid İslam ülkelerinin bayraklarında olur. Önce ‘tevhid’in bayrağı ‘ söyleminin altını Başbakan’ın doldurması gerekir ama, ben bu ne demek diye merak edip araştırdım. Tevhid, İslam inanışına göre Tevhit,  La ilahe illallah cümlesi ile ifade edilen Allah'tan başka ilahları reddedip, ilah olarak yalnızca O'nu kabul etmek manasına gelir. İslam'a girişin anahtarı kabul edilir. “ Amabu kelimenin bir de edebi ya da felsefi tarafı var. Felsefe’de“Allah'ı, yaratılış ve kainatın aslı gibi unsurları bir arada yorumlayan manzumelere “ tevhid denir. Edebiyat’taki karşılığı ise“Tevhitte Allah'ın kudret isimleri yer alır. Çoğunlukla divan edebiyatı nazım türleri olan gazel, kaside ve mesnevi biçimlerinde kaleme alınmışlardır ve ölçüleri de genellikle aruzdur. Ancak halk edebiyatında da hece ölçüsüyle kullanılmıştır.” Şeklinde bir açıklama var. Acaba Davutoğlu tam olarak hangisini kastetti. Öyle yada böyle bizim bayrağımız İslam’ın bayrağı mıdır ? Tamam hepimiz Müslümanız ve tevhid ederiz de, bayrağın üzerinde ay (hilal) ve yıldız olması  “La ilahe illallah “ manasına gelir mi ? Onu da uzmanlar açıklasın da biz de öğrenelim.

Ancak; Davutoğlu, konuşmasında lafı dönüp dolaştırıp bayrak meselesine getirdi getirmesine de, aslında bence bayrak üzerinden sözü İslam’a getirdi. Mütedeyyin vatandaşlarımıza, dini hassasiyetleri güçlü olan kesimlere İslam üzerinden seslenmeye çalıştı. Bu da bir şekilde tribünlere oynamaktı. Bunu anlayabiliyoruz. Bu siyasetin içinde var. Hele ki, bir seçim atmosferi varsa.. Ancak, 28 Şubat’a dair doğru veya yanlış, eksik veya tam çok şey söylendi, yazılıp çizildi de, kim ya da kimler bayrak üzerindeki hilalden rahatsız oldu ve bunu kimler kaldırmak istedi ? Böyle bir girişimde bulunuldu da, başarılı olunamadı mı ? İnanın bugüne kadar ne böyle bir şey duydum, ne de okudum. Başbakan bunu kendisi mi uydurdu ? Gerçekten böyle bir şey yaşanmışsa, birileri de var demektir ve Başbakan bunu biliyordur. Var mıdır ? Bunu da bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. Eğer bir politikacı olarak ortaya bir şey atıyorsanız, bunun altını doldurmanız lazım. Eğer dolduramıyorsanız, bu yalnızca bir iftira olarak (ki örnekleri çoktur)  kalır ve bu bumerang gibi gelir sizi bulur. Hatta siyasi hayatınızı bile bitirebilir.

Bakalım bu konu geniş bir düzlemde tartışılacak mı ? Göreceğiz.

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..