Tımar vergisi yeniden mi geldi?

Ufak Şeyler 2

Vergicikler (Tımar Vergisi)

Ülkemizde bize has olan ve geçmişten günümüze kadar gelmiş padişahlık sistemine dayalı bir vergi toplama sistemi var. basit bir anlatımla, Osmanlı tımar sisteminde belirli bir miktar işletilebilir alan verilen toplumun ileri gelenleri o işletmeyi kullanma karşılığında belirli sayıda asker beslemek zorundaydı. Fakat imparatorluğun son dönemlerinde her yapı bozulduğu gibi bu yapı da bozulmuş ve tımar sahiplerinin bazıları hiçbir askere bakmadan kendileri kazançları cebe atarken bazı padişahlar zamanında da gereğinden fazla miktarda asker beslemek ya da vergi vermek zorunda kalmışlar. Vergi toplamanın farklı yol ve yöntemleri arasında bize özel olanlar dudak uçuklatır cinsten. Toplumun tamamından vergi almanın yolu kolay ve basit. İnsanların zorunlu ihtiyaçları neler ? Elektrik, su, mutfak gazı, telefon, internet, emlak vergisi, benzin, doğalgaz. Bu vergi kalemlerine belli oranlarda zam yaptığın zaman eper miktarda vergiyi garanti ediyorsun. Herkes zorunlu olarak yaşamak için zorunlu olarak bu vergileri seve seve ödüyor. Bir de doğrudan vergiler. Ticaretle uğraşan özel sektör işletmeleri gelirlerinin belirli bir miktarını vergi olarak vermek zorunda. Dolayısıyla zaten belli bir kazanç ve gelir eden işletmeler ya da şirketler vergilerini düzenli olarak veriyorlar. Vermeyen şirketlerde genel olarak zarar ettiklerini gösterip vergi vermekten bir şekilde kurtuluyorlar. Bunlar herkesin bildiği vergi sistemi.

Son yıllarda ise yeni bir moda başladı. Daha doğrusu padişahlık zamanından kalan bir sistem yeniden geldi. Bu sistem gayet basit bir şekilde çalışıyor. Öncelikle her ilde hangi sektörler çok para kazanıyor ya da çok para kazanıyor ama az vergi ödüyor o sektörler ve sektör temsilcisi firmalar belirleniyor. Mesela bir şehirde dişçiler iyi para kazanıyor ve az vergi ödüyorlarsa bu sistem devreye giriyor. Vergi memurları dişçinin muayenesine bir ziyarette bulunuyor ve yıllık kazanç beyanına ya da bulunduğu mevkiye (lüks bir semtte mi çalışıyor yoksa daha küçük bir yerde mi görev yapıyor) bakarak belirledikleri miktardaki bir meblağı vergi olarak ödemesini istiyorlar. Mesela iyi kazanan bir dişçiden 100.000 TL ya da daha az kazanandan 25.000 TL doğrudan para ödemesi (pardon vergi ödemesi) isteniyor. Eğer siz ödemem diye tutturursanız ve Denizli Horozu gibi kabarırsanız. Size basit bir cümle kuruyorlar. 3-4 ay süreyle sürekli olarak gelir gider kontrol ederiz ve mutlaka bir açığınızı yakalarız. O zaman keseceğimiz ceza şimdikinin iki katı olur. Dolayısıyla ne siz yorulun ne de biz yorulalım. Size bir kolaylık daha yapalım. Bu parayı taksite bölelim durumunuza göre yıl bitmeden 3-4 taksitte ödersiniz.

Bu sistem birçok ilde özellikle yüksek ekonomik gelir kazandıran illerde aklınıza gelen her sektörde uygulanıyor. Hiç kimse de itiraz etmeden kuzu kuzu ödüyor. Çünkü emir yukarıdan geliyor ve o ilin defterdarlığına , “Bulunduğun ilden şu kadar miktarda bir yıl içinde vergi toplayacaksın, aksi takdirde ülkemizin başka güzide ve uzak şehirlerini de görmek isteyebilirsin, ” deniyor. Defterdarlık da belirlediği kişilerden belirlediği miktarları topluyor. Aslında vergi topladığı şirketler yine vergisini zamanında veren şirketler ama fazla vergi göz çıkarmaz. Ülkenin vergilere ihtiyaçları var. Bu sistemin kurucusu eski maliye bakanı. Çünkü kendisi vergi sisteminde her türlü numarayı bildiği için doğrudan vergi toplama sistemi diyebileceğimiz tımar sistemini de çok iyi biliyor. Zaten eski maliye bakanının çocuklarının babalarını örnek aldıkları ve nasıl birer girişimci oldukları herkesin malumu. En son duyduğumuza göre özel güvenlik ve kamera sistemleri işine girmişler ve devletin bütün önemli kurumlarının ihalelerini 6 ay önce kurdukları bir firma ile almışlar. İnsanların yetenekli (!) olması farklı bir şey. Keşke bu yeteneği başka vatandaşlarımıza da gösterseler de onlarda en azından evlerine bir iki lokma ekmek götürebilseler.