Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '16

 
Kategori
Tiyatro
 

Tiyatro sezonu öncesi yerli oyunlarımız

Tiyatro sezonu öncesi yerli oyunlarımız
 

Yaz ayları boyunca tiyatro ekipleri bir önceki senenin yorgunluklarını atar ve dinlenirler. Ancak bu süreç aynı zamanda gelecek yıl için yapılacak hazırlıkların yaşandığı bir zaman dilimidir. Oyunlar seçilir, repertuar oluşturulur. Provalara başlanır, gelecek yılın projeleri için hazırlıklar yapılır.

Tiyatro ekipleri öncelikle kendilerini heyecanlandıracak oyun arayışına girer. Bazıları ise, bilindik, defalarca sahnelenen oyunları repertuarlarına almayı düşünür. Türk ve dünya klasiklerini sahnelemek, her tiyatrocu için önemli bir öğrenme sürecidir ve yaratıcılığını yansıtması anlamında önemli bir kulvardır. Ancak, tekrara düşmek ve ortaya yeni bir yorum koyamamak, kötü sonuçlar doğmasına neden olur.

Ülkemizde yerli oyun yazarı olmadığı ya da yeterince nitelikli yeni oyunlar bulunmadığı şeklinde yapılan bazı saçma yorumların sahipleri çoğu zaman bu bahsettiğim bilindik oyunları sahneye koyanlardan oluşmaktadır. Ülkemizde oyun yazarlığı-dramaturgi eğitimi veren üniversite sayısı her geçen yıl artmış olup, onlarca mezun vermektedir. Bu yazarlar nitelikli birçok yarışmada başarı ödülleri almışlardır. Ayrıca ülkemizde yerli yazarların oyunlarının büyük bir bölümü Mitos Boyut Yayınları tarafından kitaplaştırılmıştır. Yeni bir yayınevi olarak bu alanda ses getiren Dramatik Yayınları da yerli yazarlarımızın önemli oyunlarını yayımlamış ve yayımlamaya devam etmektedir. Dramaturgik olarak, birçok yeniliğin, birikimin eseri olan oyunların büyük bir bölümü tiyatro ekipleri tarafından sahnelenmeyi beklemektedir. Ama maalesef ülkemizde bırakın okuyucuları, tiyatro sanatçıları bile bu yayınları takip etmemektedir. Mitos Boyut Yayınları yöneticisi Yılmaz Öğüt’ün geçen aylarda bu konuda yaptığı açıklamalar unutulmamalı. Okumaya, öğrenmeye, yeniye kapalı olmak sanatla yan yana gelemez. Ödenekli tiyatrolar zaman zaman yeni yerli yazarlara repertuarlarında yer veriyorlar. Ancak genel olarak değerlendirildiğinde hala yeterince önem verilmediği görülmektedir. Misyonu tiyatro sanatına yeni ve özgün yapımlar ortaya çıkararak ulusal tiyatronun gelişmesine olanak sağlamak olan ödenekli tiyatroların sezon boyunca ne kadar yerli ve yeni yazara yer verdiğini takdirlerinize bırakıyorum.

Alternatif tiyatro toplulukları bu konuyu kendi içlerinde çözmeye çalışmaktalar. Yazarın çoğu zaman tiyatro ekibinin bir parçası olduğu bu topluluklar, yerli yazarlara en çok yer veren oluşumlar olarak öne çıkıyor.

Ödenek anlamında sıkıntılar yaşayan özel profesyonel tiyatro ekiplerinin büyük bir çoğunluğunun, nitelik olarak çok iyi olsa da yapım anlamında taşıdığı zorluklar yüzünden yeni yerli oyunlara mesafeli yaklaştıklarını düşünüyorum. Özel tiyatroların büyük bir çoğunluğu turne prodüksiyonlarını ve maliyetlerini düşündüklerinde genel olarak az kişili oyunları tercih etmekteler.

Amatör tiyatrolar ise, ülkemizde tiyatro ile ilgilenen en geniş topluluğu oluşturuyor. Yeniye en yakın olması gereken, özellikle eser seçimi konusunda daha özgür olması gereken bu ekiplerin büyük bir çoğunluğu da hep oynanmış, eski yerli oyunları tercih ediyorlar. Bu gruplara da kendilerine her konuda yardımcı olabilecek yerli oyun yazarlarını takip etmelerini tavsiye ediyorum. Amatör tiyatrolarda gözlemlediğim en önemli sıkıntılardan biri, eğitmenlerden ve tiyatro sanatçılarından yeterince yararlanmamalarıdır.

Üniversite tiyatro toplulukları deneysel çalışmalara en iyi zemini oluşturan alanlar olarak bilinir. Tiyatro Gazetesi’nin Üniversite ekinde yıl boyunca ne kadar güzel işler ortaya koyduklarını görüyoruz. Ancak bu ekiplerde de yerli ve yeni oyun yazarlarına karşı bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Onlara da yerli yazarların oyunlarını takip etmeyi ve hatta yazarları çalışmalarına davet etmelerini öneriyorum.

Bazı tiyatro ekipleri arasındaki yabancı oyun sahneleme konusunun ciddi bir zihniyet sorunu olduğu da ortaya çıkıyor. Yerli olana, kendi olana yabancılaşmış bir sanat anlayışının, “ulusal tiyatro” oluşturabileceğini düşünmüyorum. Onlarca vasat yabancı oyunda ele alınan konuları, çok daha başarılı bir şekilde işleyen yerli oyunlara tercih eden anlayış trajikomik bir durum oluşturuyor. Evrenseli yakalama anlamında sürekli yabancı yazarları tercih edenlere, Türk tiyatrosunda onlarca yazarın evrensel boyutu yakalamış oyunlarını okumalarını salık veriyorum.

Oyun yazarlığından bu kadar bahsetmişken, yazar dostlarıma ve yazar adaylarına iki önemli oyun yazarlığı yarışmasının duyurusunu da yapmış olayım; Biri Urla Belediyesi ve Cumalı-seferis Gökyüzü Kültür ve Sanat Derneği işbirliği ile verilen Necati Cumalı Edebiyat Ödülü (bu yıl oyun dalında verilecek), diğeri ise Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen “Ulusal Tiyatro Oyun Yarışması”. Her iki yarışmada da Türk tiyatrosunun önemli tiyatro bilimcileri, yazarları ve sanatçıları jüri üyesi olarak bulunuyor. İlgili kuruluşların internet adreslerinden yarışmalar hakkında bilgi edinilebilir.

 Tiyatro Gazetesi'nin Ağustos 2016 Sayısında yayınlanmıştır. 

Serkan Fırtına

serkanfirtina35@gmail.com

 
Toplam blog
: 43
: 516
Kayıt tarihi
: 25.10.14
 
 

1981 İzmir doğumlu. Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'n..