Tomografi

İnsan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini bildiğimizden 'radyasyon' kelimesini duyduğumuzda hepimizin içini bir korku sarar, bir anlığına da olsa endişeye kapılırız. Telaşlanırız.
Sonra?
Kaldığımız yerden radyoaktif kirleticiler ile iç içe yaşamaya devam ederiz...
"Alfa, beta, gama"

- Sana ne, bana ne(!)

Konu; tomogrofi.

Diğer tetkiklere göre üstün yönlerinin olduğunu kesin.
"Ancak bu yönteme başvurmadan önce '+/-' iyice araştırılmalı, dezavantajları göz ardı edilmemeli..." Unutmayalım...

Ve başlayalım gözümüzün ardındaki unutulmaması gerekenleri sıralamaya:

Her yıl en az 1 milyon tomografi gereksiz yere çekiliyor...

İnsanlar kanser riskiyle karşı karşıya getiriliyor....

Sanılandan daha fazla radyasyon yayıyor...

Tomografiye sağlıklı giren her 50 hastadan biri kansere yakalanıyor...

Kanser vakalarının yüzde 2'sinden sorumlu tutuluyor...

Beyin tomografisine giren yaklaşık 10 bin hastadan birinde tümör oluşuyor...

Gelişme ve şiddetli zeka geriliği ile nörolojik etkileri "dikkat!" çekiyor...

Çocuklara yapılan tomografi sayısında hızlı artış göze çarpıyor...

Bir tomografinin radyasyon oranı 442 göğüs röntgenine, 74 mamografiye eş değer olduğu biliniyor...

"Demek ki neymiş?" dersek:

Elektromanyetik radyasyon, hücrenin genetik yapısını (DNA'sını) parçalıyor, bu esnada DNA'nın gördüğü zarar, kansere yol açabilecek kalıcı değişikliklere sebep oluyormuş...

"Radyasyonun bu zararları genellikle zamanla ortaya çıkıyormuş...

Işın ile temas eden dokunun etkilenmesiyle bu ışınlar vücut içinde ilerlemiyor, başka bir deyişle çekimde alınan ışınlar vücüt içinde başka organlara ulaşmıyormuş...

"Kısacası" ve "tekrar" dersek:
"Tomografi sonucu alınan radyasonun en korkulan etkisi; uzun dönemde ortaya çıkan kanser" miş...

"Ne yapmak lazım?" dersek:
"Bir tomografim bile yok" dememek, üzülmemek lazım.

Esenlikle...