Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '07

 
Kategori
Meslekler
 

Toplum destekli polis

Toplum destekli polis
 

Polis millete hizmet için var


Biri çıksa; güvenliğimizi, canımızı ya da malımızı tehdit edecek olsa, hemen polise koşarız. Yasaların verdiği yetkiyle güvenliğimizi sağlamasını, her türlü tehdide karşı görevini yapmasını ve bizi korumasını bekleriz. Onlar da hiç korkmadan, çekinmeden, yüksünmeden bunu yaparlar!

Polis; kamu düzenini, canımızı, malımızı, temel haklarımızı ve özgürlüklerimizi koruyan, güvenlik hizmetlerini kamu adına yürüten görevlidir. Onun görevi budur. İşi, insanların güvenliğini ve huzurunu sağlamaktır. Ancak, ne yazık ki bizler, polisimizi yeterince tanımıyoruz. Onlara yeterince destek olmuyoruz. Onların bize karşı gösterdiği özveriyi, biz onlara göstermiyoruz. Onların da insan olduğunu, bir evlerinin ve evlerinin içinde de onların yolunu gözleyen bir eş ve çocuklarının olduğunu unutuyoruz.

Oysa onlar da insan! Bir yürekleri var. Aileleri, eşleri, anneleri, babaları, çocukları ve sevdikleri var! Onlar da günümüz ekonomisinin dayattığı zorluklarla mücadele ediyor. Onlar da; İstanbul’un trafiğini, Ağrı’nın soğuğunu, İzmir’in sıcağını bizimle birlikte yaşıyorlar. Yağmur onların da üstüne yağıyor. Onlar da ıslanıyor, kar yağdığında üşüyorlar. Ancak, her ne şart altında olursa olsun bizi düşünüyor ve bizim için çalışıyorlar. Hata yaparlarsa da, bu insan olduklarındandır. Bu da yetmiyor, şimdi de Toplum Destekli Polis uygulaması başlıyor.

Pilot uygulaması halen devam eden proje hayata geçtiğinde, her mahallenin bir polisi olacak. Onlar, artık bizimle birlikte yaşayacaklar. Güvenlik hizmetlerini, suçu önlemeye yönelik olarak bizim yanımızda durarak yerine getirecekler. Bizimle birlikte yaşayacak, bizden biri olduklarını görmemizi sağlayacaklar. Hedefledikleri güvenli toplumsal yaşam alanının oluşması, bizim onlara uzatacağımız elin sıcaklık ve samimiyetine bağlı.

Bizim de artık polisimize bu gözle bakmamızın vakti gelmedi mi? En zor şartlarda bile bizim için çalışan bu insanlara karşı daha insaflı olmanın vakti gelmedi mi? Neden onlara kapalı kapıların ardından bakıyoruz? Onlar, bize bilmediklerimizi öğretiyorlar. Yanlış yaptığımızda söylüyorlar. Doğru bir şekilde uyarıyorlar. Zarar vermeye başlayan birileri olursa da, durduruyorlar. Bunun neresi kötü?

Gereğinde canlarını bile vermekten çekinmeyen ve şehitlikten kaçmayan bu insanlara, güvensizlik reva mıdır? Aldıkları ücret ile yaptıkları işi asla örtüştüremediğim bu insanlara, artık hak ettikleri sıcaklığı ve dostluğu gelin birlikte gösterelim. Bizi korurlarken alkış tuttuğumuz insanlar, görevleri gereği bizim istemediğimiz bir işi yaptığında, karşılarına dikilmeyelim. Hele de mukavemet göstermek, asla kabul edilebilir bir durum değil.

Bir insan ne pahasına olursa olsun, nasıl olur da polise taş atar? Ona saldırır ya da karşı koymaya çalışır? Onların yasalara aykırı bir işlem yaptığını gören mi var? Neden bu durum bir sorun olarak görülmüyor? Neden polisin eli kolu bağlanıyor? Gerçi haksızlık etmeyeyim; biber gazı, taş ve sopadan daha etkilidir, değil mi? Üstelik biber, c vitamini açısından da en zengin sebzeymiş! Yani iyi ki varsın biber gazı!

Hükümete düşen görevler de var elbette. Polisin elini kolu bağlamayın lütfen. Bırakın onlar da işini yapsın. Polisin aklını pazar filesine tıkmayın! Hak ettikleri ücreti, kaynağını bulun ve verin. Verdiğiniz para ile yaşamanın imkânsızlığını, lütfen görün!

Güvenli bir toplumsal yaşam alanı istiyorsak; hükümete, bize ve medyaya büyük görevler düşüyor. Lütfen elinizi artık taşın altına koyun!

 
Toplam blog
: 66
: 5959
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Anadolu benim, ben de Anadolu'nun canıyım!   ..