Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '17

 
Kategori
Sosyoloji
 

Toplumsal Bilincimiz Var mıdır? Varsa Nasıldır?

Toplumsal Bilincimiz Var mıdır? Varsa Nasıldır?
 

Toplumsal bilinç, beslenmelidir.


İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği bilinçtir. Bir başka deyişle bilinç, kişinin çevresinde olan bitenleri fark etmesini sağlayan, gerçekliğin farkına varma yetisidir. Bilinç, hem bireysel, hem de toplumsal dünyanın gerçeğini bilmek, onu hissetmek, katılmak, toplumu değiştirmenin aracıdır.

Bu yönüyle bilinç, yalnızca insana özgüdür. Bireyin hem kendisinin hem de dış dünyanın bütünsel bilgisine ulaşmasını sağladığından bilincin bireysel ve toplumsal olmak üzere iki temel boyutu vardır.

Mc Dougall’a göre,“her toplumun bir kolektif zihni/bilinci vardır.” Toplum, zihinsel birlik çevresinde örgütlenmiş bir yapı ya da amaçlı güçlerin bir arada bulunduğu sistemdir. Bu sistemi biçimlendiren toplumun ortak zihnidir. “Toplum, kişinin zihni, kişinin zihni ise toplumun zihnidir.

Toplumsal bilinç; Toplum yaşamındaki görüşleri, kavramları, düşünceleri, siyasal, sanat, töre vb. kurumları oluşturan bilinç biçimlerinin tümüdür. Toplumun ortak algısı ve duyarlılık biçimi olarak formüle edildiğinde toplumsal bilincin bireylerin gündelik yaşamında ve onların ortaya koyduğu kurumsal örgütlenmelerdeki yansımasıdır.

Toplumsal bilinç; “belirli bir toplumun ortak mirasından kaynaklanan davranış, düşünme, duyma biçimlerinin bir sonucudur. Bunlar, söz konusu toplumun çoğunluğu tarafından kabul edilir ve uygulanır. Ortak bilinç, kişinin dışındadır, ondan önce vardır, onu aşar ve ondan sonra yaşamına devam eder. Bu bilinç, toplumları ayırıcı ve özel niteliğini verir, Alman’ı Fransız’dan, Türk’ü Arap’dan ayırır.”

Toplum üyeleri tarafından çoğu kez toplumsal bilincin baskısı, hissedilmez. Çünkü Toplum üyeleri, “ortak bilinci” özümsemişlerdir. Genellikle herkes bireysel davranışlarını kendi öz davranışları olduğunu varsayar. Bireysel davranışların toplumsal bilinç tarafından belirlendiğinin bilincine çok az kişi varır. Ortak bilincin özümsenmesi toplumsallaşma aracılığıyla gerçekleşir. Zamanla ortak bilincin uyguladığı baskı yerini alışkanlıklarla, gelişmiş olumlu ya da olumsuz ahlaksal bilince bırakır.

Toplumsal bilinç, içinde oluştuğu sosyal yapıların olanakları ölçüsünde gelişme özelliği taşır. Toplumsal koşullar, bireylere ortak bir bakış açısı, düşünce ve zihniyet formu, benzer bir eylem ve yaşama biçimi kazandırır. Bunlar tek tek bireyler tarafından edinilmiş bulunan toplumsal bilinç bileşenleri olarak görülebilir.

Dünya görüşü, kanılar, siyasal ve moral anlayışlar, dini ve dünyevi algılamalar, bireyin çevresine ve olaylara ilişkin geliştirdiği yargılar, coşku, heyecan ve korkularla yüzleşiriz. Toplumsal bilinç bir bakıma tüm bu öğelerin bir bileşimi ve bütünsel bir formülasyonudur.

Toplumsal bilinç, toplumsal varoluşla yakından ilgili olup; toplumsal koşulların biçimlediği ve yön verdiği ortak bir bileşimler bütünü, bir bakıma toplum üyelerinin ortak duyuş, düşünüş ve davranışta bulunma yönelimlerinin belirleyicisi ve hazırlayıcısıdır. Birey algısı, bütünsel kavrayıştan yola çıkarak yaşamına yön verir. Kişi, nerede, nasıl, ne şekilde hareket edeceğine ilişkin tasarımlarını büyük ölçüde toplumsal varlık formülasyonlarına ilişkin geliştirdiği ortak yargı ve anlam bütünlüğünden alır.

Soru şu; bireysel bilinçten farklı, onun üzerinde ve onu etkileyen ve insanların bir arada yaşadıkları toplumda meydana gelen toplumsal bilincimiz var mıdır? Varsa homojen midir? Niteliği nasıldır? İrrasyonel mi, rasyonel midir?  Toplum kişinin zihni, kişinin zihni toplumsa; toplumsal bilinç açısından bakıldığında bizim toplumun durumu nedir?

Evrensel değerler, temel özgürlük hakları göz ardı edilerek toplumsal bilinç gelişir mi?

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..